Pandemi etkisi ile 2. çeyreği oldukça zorlayıcı geçen, 2020 yılının ilk yarısını tamamladık. Dönüp baktığımızda, bir daha asla yaşamak istemeyeceğimiz bir dönemdi diyebiliriz. Toplumsal yaşamdan, ekonomik göstergelere kadar normalleşmeye çalıştığımız bugünlerde mevcut duruma bakarak, yılın ikinci yarısına dair üyelerimizin beklentilerini paylaşmak istiyorum.
Böylesi bir dönemi geçen yılla karşılaştırmak yerine, aylık olarak değerlendirdiğimizde; ihracatta, PMI endeksinde, güven endekslerinde, kapasite kullanımında kısmi bir iyileşme görmekteyiz. Benzer şekilde, iç ve dış piyasada da kısmi bir hareketlenme söz konusudur.
Gerek ulusal, gerekse uluslararası piyasalarda iş dünyasına yapılan anketlerde, yapılan farklı değerlendirmelerde en büyük endişeyi; yaşanan belirsizlikten ve olası ikinci dalgadan dolayı ekonomilerdeki daralmanın küresel resesyona evrilmesi oluşturmaktadır.
Türkiye bu anlamda, aylık bazda hem son açıklanan PMI verisi ile hem de sanayi üretim endeksi ile küresel piyasalardan pozitif ayrışmıştır. Kuşkusuz burada esas olan sürdürülebilirliktir.
Ancak, diğer ülkelerden bizi negatif ayıran verilerden en önemlisi, %13-14 bandına yerleşen işsizlik oranı ve azalan istihdam oranıdır. İşsizliğin de kalıcı çözümünün yolu yatırımlardan ve üretimden geçmektedir.
Geçen ay sonunda Odamızın açıkladığı 100 Büyük Sanayi Kuruluşu sonuçlarının ardından, İstanbul Sanayi Odası tarafından da Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu açıklandı. 500 Büyük Sanayi Kuruluşu çalışması içerisinde yer alan Odamız üyesi 62 firmamız; üretimden satışların ve cironun %11’ini, ihracatın %9’unu gerçekleştirmiştir.
Ortalama satış karlılığı, %3,4-%5,3’e gerileyen, borçluluk seviyeleri artan, faaliyet karını finansman maliyetine yatıran büyük firmalarımızın 2019 yılında bozulan bilançoları ile yakalanmış olduğu Covid-19 süreci, hem finansal kırılganlıklarını hem de rekabet güçlerini küresel anlamda daha da zayıflatmaktadır. Üreticilerimizin bu durumu, istihdam sağlamada en büyük sorun olacaktır.
Bu mesajı aldığımız Odamızın Ekonomik Değerlendirme Anketi’nde de; ilk yarıda üyelerimizin ortalama %80’inin talepte ve üretimde azalma yaşandığını, ikinci yarıya ilişkin de üyelerimizin yaklaşık %51,7’sinin kötümser, %48,3’ünün iyimser olduğunu belirtmesi ile “temkinli bir iyimserlik” izlenimi edindik. İzlenecek politikalar, çizginin hangi tarafında yoğunlaşmanın artacağını da belirleyecektir.
Tüm güçlüklere rağmen, üretme kararlılığını sürdüren firmalarımız, daha fazla desteklenmeyi ve daha fazla teşviği hak etmektedir. Zira, aynı ankette her 2 üyemizden biri; üretime, ihracata, yatırıma özel somut uzun vadeli desteklerin hayata geçirilmesini beklediklerini, kısa çalışma ödeneğinin uzatılmasını, istikrar, güven, hukuk, demokrasi konusunda da hiçbir çekincenin yaratılmamasını dile getirmişlerdir.
500 büyük firma listesine giren her bir firmamızı özel olarak kutlarken, üretime gönül veren tüm firmalarımızı da yürekten tebrik ediyorum. Üretimle kalkınmayı başarabilmemiz ümidiyle, üretiminizi kısıtlayan her konuda, Odamızla iletişime geçmekten lütfen çekinmeyin. Ailelerinizle birlikte, sağlıklı, mutlu bir bayram diliyorum.