Seçimlerin ardından, bir yandan ekonomiyi iyileştirmeye, diğer yandan da uluslararası ilişkileri güçlendirmeye yönelik adımlar atılmaktadır.
İş dünyası açısından son dönemde ciddi sorunlar yaşanan vize alım süreci açısından özellikle AB ile ilişkilerin yeniden hareketlenmesini son derece önemsiyoruz. AB üyelik sürecinin gündeme alınması ve Gümrük Birliği güncellenmesi hususlarında daha fazla vakit kaybedilmemesi gerektiği inancındayız.
Odamızın hizmetleri arasında yer alan vize alım sürecinde de görmekteyiz ki; uzun süreli vize vermek konusunda oldukça tutucu davranılmakta, vize alma süreci de fazlasıyla uzamaktadır. Farklı kaynaklardan açıklanan ret sayılarındaki artış ise oldukça düşündürücüdür. Pandemi öncesi dönemde üyelerimiz için aldığımız vize sayıları 400-500’leri aşarken, bugün bu sayı yılın ilk yarısında sadece 170’dir.
Bu sürecin en anlaşılmaz kısmı ise, özellikle fuarlara katılım için yapılan vize başvurularında dahi iş dünyasına karşı oldukça zorlayıcı davranılmasıdır.
Avrupa Birliği’nin en uzun süreli aday ülkesi olan Türkiye’ye vize konusunda bu derece sıkıntılar yaşatılırken, Avrupa Birliği’ne aday olmayan Gürcistan, Peru, Birleşik Arap Emirlikleri, Bosna Hersek, Venezuela, Arjantin, Brezilya ve Uruguay gibi toplamda 58 ülkenin vize muafiyeti bulunuyor.
Önerimiz; AB tam üyeliğine aday olan Arnavutluk için de uygulanacak olan Schengen bölgesine 90 günlüğüne vize muafiyetinden, ülkemizde iş dünyası ve öğrencilerin öncelikli faydalanmasıdır. Hükümetimizden bu konuda acil ve kararlı adımların atılmasını bekliyoruz. Ayrıca, AB’ye vizesiz seyahat için karşılanması gereken 72 kriterden kalan 6 kriter için de çalışmaların hızlandırılmasında fayda görmekteyiz.
Diğer yandan, dış dünyada ülkemizin itibarını zedeleyen ve pasaportumuzun değerini düşüren suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanıyla mücadelede yetersiz kalan ülkelerin yer aldığı gri listeden çıkmaya ilişkin, Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in FATF tarafından belirlenen eksikliklerin giderilmesine yönelik çalışmalara hız verdiklerini açıklamasını bu süreçte çok kıymetli buluyorum.
Ürünlerimizi pazarlama noktasında yaşanan vize sorunları bir yana, ihraç pazarlarımızı kaybetme noktasına getiren, rekabet gücümüzü azaltan, üretim maliyetlerimizin hiç olmadığı kadar arttığı ve çok yüksek enflasyonla birlikte gelen zamların, vergi artışlarının bizleri bir kısır döngü içerisine soktuğunun görülmesini istiyoruz.
Yılda iki kez yapmakta olduğumuz Ekonomik Değerlendirme Anketi de bu durumu yansıtmaktadır. Yılın ilk 6 ayında firmaların %46’sının iç pazarda, %43’ünün dış pazarda siparişleri azaldı. 2023 yılı ilk yarısında, firmaların %34’ü kredi kullanamadığını, %33’ü ise hem çok az, hem de çok yüksek faizli kredi kullanabildiğini ifade etti.
2023 yılı için firmaların %73’ünün yeni sipariş almış olması önemli bir motivasyon olmakla birlikte, firmaların %45’i 2023 yılı ikinci yarısında ekonominin kötü olmaya devam edeceğini, %30’u daha da kötü olacağını düşünüyor.
Sanayiciler olarak, sürdürülebilir ekonomiye katkımız dikkate alınarak; içerde ve dışarda bizlerin hareket alanını kısıtlayan, planlarımızı askıya aldırtan konuların çözümü noktasında bir program dahilinde acil eylem planının hayata geçirilmesini ivedilikle bekliyoruz.