2023 yılının ilk yarısı seçim ekonomisi, içinde bulunduğumuz diğer yarısı da toparlama ve düzeltme ile geçti, geçiyor diyebiliriz. Seçim sonrasında yenilenen ekonomi yönetiminin ve politikalarının belirleyici şekilde fark yarattığını görmekteyiz.
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) yıllık üye ülke ekonomik değerlendirme ziyareti sonrası kısa raporunda da; politika değişikliğinin memnuniyet verici olduğuna yer verilmiş ve "İçerde en önemli risk, uygulanmakta olan politika değişikliğinin güçlü ivmesini kaybederek güveni aşındırması ve döviz talebinin artmasına ve rezervlerin boşalmasına yol açmasıdır.” Uyarısında bulunulmuştur.
Raporda; “Politika faizinin yükseltilmesi, vergilerin artırılması ve bazı finansal sektör önlemlerinin serbestleştirilmesi” yönündeki son adımların, riskleri azalttığı ve yatırımcı güvenini artırdığının altı çizildi. 2023’te %69 olarak öngörülen enflasyon oranının, 2024 yılı sonunda %46’ya gerileyeceği tahmininde bulunuldu. Alınan önlemlerle, deprem felaketine rağmen büyüme oranının korunduğu, 2024’de büyüme oranının %3,5’a gerileyeceği, cari açık/GSYH’nın 2024 yılında yaklaşık %3 seviyesinde olacağı öngörülmektedir.
Bu değerlendirmeleri ülkemize yabancı sermaye ve doğrudan yatırım girişi açısından çok önemsiyorum. Zira, ekonomi yönetimimizin akılcıl ve gerçekçi adımlar atıyor olmasının önemli bir sonucu olarak, ülke risk primimiz CDS’ler de 700’lerden 340’lara geriledi. Ancak, hala eşik değerin çok üstünde olduğumuz da unutulmamalıdır.
Bu açıdan, yabancı sermayenin öncelikli olarak dikkate aldığı yargı bağımsızlığına ilişkin son günlerdeki tartışmaları çok tehlikeli bulurken, gri listeden ülkemizi çıkartacak adımların atılıyor olmasını da memnuniyetle karşılıyorum.
Bununla birlikte, yılın üçüncü çeyreğinde gerek sanayi üretimi endeksinde, gerekse PMI verilerinde aylık bazda ciddi bir gerileme söz konusu. Ekim ayında karşılıksız işlemi yapıldıktan sonra çekte geri ödenme oranı son yılların en düşük seviyesi olan %9,7’lere kadar düştü. Bu verileri küresel talepteki yavaşlama ile birlikte değerlendirdiğimizde, yolumuzun uzun ve zorlu olduğunu, ekonomide yeni tedbirlerin gerektiğini görmekteyiz.
13 Kasım’da katıldığım Ticaret Bakanımız Sayın Ömer Bolat’ın iş dünyası ile istişare toplantısında da, izlenen bu politikalar çerçevesinde karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk.
Sayın Bakanın, piyasalarda dengeleri bozan, fahiş fiyat, stokçuluk ve haksız ticari uygulamalarla kararlılıkla mücadele edildiğini vurgulaması, enflasyonla etkin mücadelesi önemli olup, ekonomi yönetimimizin tamamının, aynı kararlılık ve titizlikle yola devam etmesini bekliyoruz. Bu süreçte bizler de, üyelerimizin konularını paylaşmaya ve takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Takipçisi olduğumuz konulardan biri de vize almakta yaşanan sıkıntılar idi. Bu hususta; Almanya İzmir Başkonsolosu Ralf Schröer'i ve Yunanistan İzmir Başkonsolosu Alexandros Konstas'ı ziyaret ettik. Görüşmelerde ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesinden, vize başvurularında yaşanan zorluklar ve çözümüne ilişkin değerlendirmelerde bulunduk. Umut ediyoruz ki, en azından üyelerimizin ihracat pazarlarına ulaşmalarındaki sıkıntılar ortadan kalkacaktır.
Varlığımızı, varlığına borçlu olduğumuz, takipçisi olmaktan, rehberliğinde yol almaktan, ilkelerinin izinde yürümekten gurur duyduğumuz vefatının 85. yılında, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü sevgiyle, saygıyla, rahmetle, minnetle anıyoruz. Ruhu şad olsun.