Geçen ay başyazımıza; “7 Haziran seçimlerinin ardından, Türkiye’nin üzerine çöken karabasan ne yazık ki artarak devam etmekte, ülkemiz bir çıkmaza doğru sürüklenmektedir” diye bir cümleyle başlamıştık ve o günlerde Cumhuriyet tarihimizin en büyük terör olayı olan “Ankara katliamını” henüz yaşamamıştık.
Bu vesileyle, bir kez daha, vatandaşlarımıza ve şehitlerimize Allahtan rahmet, ailelerine, ulusumuza sabır ve başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Bugün baktığımız pencereden Türkiye; çok daha karanlık, çok daha çıkmazda görülebilir. Yazımızı kışa çeviren, kardeşi kardeşe düşüren, gündemden düşmeyen kahrolası terör, tam da böyle düşünmemizi, tam da böyle davranmamızı beklemektedir.
Elbette ki, bu beklentileri boşa çıkarmak bu topraklarda yaşayan bizlere düşmektedir. Milli birlik ve beraberliği çökertilmeye çalışılan ülkemiz, bunları hak etmemektedir. Vatanına, toprağına, bayrağına canı pahasına bağlı olan halkımız da bu acıyı ve ayrışmayı hak etmemektedir.
O nedenle, önümüzdeki 1 Kasım seçimleri büyük önem taşımaktadır. 7 Haziran seçimleri sonrasında ısrarla dile getirdiğimiz bir an evvel Hükümetin kurulması talebimizi 1 Kasım seçimleri için yine sürdürüyoruz. Sonuç ne olursa olsun, böylesi bir süreçte geçici hükümetle yol almak risklerimizi daha çok artırmaktadır.
Bu talebimizi hem bir vatandaş olarak, hem de iş dünyasının bir temsilcisi olarak tekrarlıyorum. Yurtdışında oluşan Türkiye algısı ne yazık ki her geçen gün daha kötü bir seviyeye gitmektedir. Bu algının yok olması, ulus olarak yeniden normalleşme sürecine girmemiz ancak, güçlü bir Hükümetin varlığı ile ve ancak yeniden güvenin tesisi ile mümkün olabilecektir. Bunun için de kaybedecek zamanımız olmadığının altını çizmek isterim.
Bu güven kaybı ve belirsizlik içerisinde, tüketici alımlarını durdururken, sanayici yatırımlarını ertelerken, birçok başlıkta ekonomik göstergelerde de olumsuz sinyaller gelmeye devam etmektedir. Daha temkinli olmanın sonucunda, potansiyelimizin altında bir büyüme ve üretimle karşı karşıya kalmaktayız.
Küresel ekonomi içerisinde dün pozitif ayrışmayı başarmış bir Türkiye, içeride yaşadığı sıkıntılarından ötürü bugün negatif ayrışmaya doğru yol almaktadır ki, bunu kabul etmemiz kazanımlarımız açısından mümkün değildir.
“En karanlık an, gün doğmadan önceki andır.” Ümit ediyoruz ki, yeni bir gün doğumuna doğru hızla yaklaşmışızdır ve ümit ediyoruz ki, artık maddi, manevi tüm acılarımız geride kalmıştır. 1 Kasım seçimleri de milad olsun istiyoruz.
Ülkemizin menfaatleri doğrultusunda seçimlerin hayırlı sonuçlara vesile olmasını ve teröre inat; sağduyumuzu koruyarak, birlik ve beraberlik içerisinde, kutuplaşmadan yol alarak yeniden huzurlu ve mutlu günlere dönebilmemizi gönülden diliyorum.