II. Dünya Savaşı’ndan bu yana yaşanan en büyük kriz olarak tanımlanan Covid-19 pandemisi; her ülkeyi, her kesimi, her işletmeyi farklı seviyelerde de olsa etkisi altına aldı. Ülkeler de bu krizi atlatabilmek için tarihinin en büyük desteklerini peş peşe açıklamaya devam etmektedir.
Uluslararası kuruluşlar tarafından da, küresel ekonomide resesyon beklentileri daha güçlü ifade edilmekte, büyüme tahminlerinde aşağı yönlü büyük revizeler yapılmaktadır. Öyle ki, Uluslararası Para Fonu (IMF), 2020’ye yönelik küresel ekonomik büyüme tahminini %3,3'ten %-3,0’a düşürürken, Dünya Ticaret Örgütü iyimser senaryoda dahi ticaretin %13 daralacağı öngörüsünde bulundu.
Türkiye için de, benzer şekilde %5 daralma beklentisi IMF tarafından açıklandı.
Biz de, üyelerimizin bu zorlu süreçten nasıl etkilendiklerini tespit etmek amacıyla bir anket düzenledik. Detaylarına ilerleyen sayfalardan ulaşabileceğiniz anket sonuçlarında birkaç önemli başlığın altını çizmek isterim.
- Üyelerimizin; hem içerde, hem dışarda çift yönlü olarak siparişlerinde ortalama %80 gibi bir daralma ile karşı karşıya olmaları,
- %17,1’inin üretimlerini tamamen durdururken, %83’ünün farklı oranlarda da olsa üretimlerini azaltmaları,
- Her sektör temsilcisinden 2’sinin üretime ara vermeyi planlaması,
- Nakit akışında bozulma, sipariş iptalleri ve tedarik ağındaki sıkıntıların en önemli sorunlar olarak belirtilmesi,
Sürecin geldiği noktayı göstermesi açısından oldukça önemlidir.
Zira, üretimin sürdürülebilirliğinin risk altına girmesi, bugün en son isteyeceğimiz şey olmalıdır. O nedenle de diyoruz ki; “Yaşamak için yaşatmak lazım.”
Sanayicimizi, çiftçimizi, vatandaşı etkili desteklerle bu süreçte ayağa kaldırmamız, ekonomimizin sürdürülebilirliği açısından da büyük önem taşımaktadır.
Bu farkındalıkla; hem ankette ifade edilen konuları, hem de üyelerimizden Odamıza bire bir iletilen konuları alt alta koyduğumuzda kısa vadede atılması gereken adımlar da ortaya çıktı. Bunlar;
1. Gerek firmalarımızın gerekse vatandaşların acil ihtiyacı olan nakit para yardımı
2. Devletten alacağı olan firmalarımıza ödemelerinin yapılması
3. Mücbir sebep kapsamına tüm sektörlerimizin dahil edilerek, enerji faturaları ve kiraların ertelenmesi
4. İşsizlik fonunun devreye alınması
olası zincirleme etkileri minimuma çekebilecek acil önlemlerdir.
Salgın sürecinin sona ereceği tarihle ilgili farklı senaryolar paylaşılsa da; er ya da geç biteceği dikkate alınarak, önce kendi sağlığımızı koruyarak, sonra da firmalarımızın ve çalışanlarımızın bu süreçten en az hasarı almasını sağlayarak yolumuza devam edebilmeliyiz. Çünkü, salgın sonrası baskılanan talepte beklenen patlamanın dikkate alınarak, sanayi tesislerimizin ve lojistik ağın hazırlıklı olması gerektiği inancındayız.