2023 yılı ikinci yarısından itibaren atılan rasyonel politika adımları enflasyonla mücadelede yılı %65 ile kapatmamızı önleyememişti. Son 2 yıldır %64-65 bandında enflasyonla yaşamanın bedeli tüm kesimler açısından ne yazık ki, giderek ağırlaşıyor.
Küresel enflasyonla mücadelede birçok ülke kısmi başarı sağladı, sağmaya da devam ediyor. Biz geriden ve oldukça yavaş ilerliyoruz. Kaybolan fiyat istikrarını bir çırpıda yakalamanın imkansız olduğunu biliyoruz. Ancak, kararlı mücadelenin emareleri bizleri umutlandırmaktadır. İnanıyoruz ki, 2024 yılının enflasyonla topyekün mücadele yılı olması, bozulan birçok dengeyi de yeniden sağlayacaktır.
Enflasyonla mücadelenin sadece bir ayağı olan faiz politikasında değişikliğe gidilerek politika faizinin çok hızlı bir şekilde yüzde 8,5’den yüzde 45’e yükseltilmesi, sanayici ve ihracatçılarımız açısından yüksek finansman maliyetlerine, dolayısıyla rekabette geriye düşmeye vesile oldu. Dövizdeki artışın enflasyonun altında kalması, enflasyondan kaynaklı asgari ücretle birlikte tüm ücretlerdeki yüksek artışlar da ihracatçılarımızı olumsuz etkilemeye devam etmektedir. O nedenle de, sanayi üretimi ve ihracatın yüksek faiz, düşük kur kıskacından çıkarılması gerekmektedir.
Küresel ekonomideki yavaşlama, maliyetleri artan ihracatçımız açısından da en öncelikli riskler arasında yer almaktadır.
Son 10 yıllık ortalama büyüme AB ülkelerinde %1,6 iken, 2024 için beklenen büyüme tahmini %1’in altındadır. Benzer şekilde, Türkiye’nin 10 yıllık ortalama büyümesi %4,8 iken 2024 için beklenen oran %3’lerde öngörülmektedir. Bu iki veri göstermektedir ki, sanayimiz de, ihracatımız da bu yıl büyüme noktasında zorlanacaktır. Bununla birlikte, artan jeopolitik riskler, yakın coğrafyamızda bitmeyen sıcak savaş maliyetlerimiz üzerinde büyük bir baskı yaratmaya devam edecektir.
TCMB tarafından son açıklanan Enflasyon Raporu’nda enflasyon tahminleri üzerindeki temel riskler şöyle sıralanmıştır:
1.Enerji fiyatlarının seyrine dair riskler
OPEC ülkelerinin kapasite altında üretim sürdürmeleri ve ilave üretim kesintileri petrol fiyatları üzerindeki arz yönlü baskıları canlı tutarken, jeopolitik risklerin geniş bir alanı etkilemesi durumunda enerji fiyatı üzerinde yukarı yönlü risk oluşacaktır.
2.Küresel finansal piyasalar ve makroekonomik görünüme dair riskler
Gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz indirim sürecine ilişkin beklentileri öne çekilirken, gevşeme döngüsünün zamanlaması ve hızı üzerinde belirsizlikler devam etmektedir.
3.Talep koşulları
Ücret ve mali politikaların etkisiyle toplam talep koşullarındaki dengelenmenin gecikmesi hedeflenen dezenflasyon patikası üzerinde bir baskı oluşturabilecektir.
4.Enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsamaması
Orta vadeli enflasyon beklentilerinin, iyileşmesine rağmen, beklentilerin bulunduğu yüksek seviyeler enflasyon tahminleri üzerindeki yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır.
Şubat ayı itibari ile ekonomideki görünüm böyle iken, her 6 Şubat acının, öfkenin, çaresizliğin ve korkunun hakim olduğu 11 ili etkileyen deprem ile anılmaya devam edilecektir. 53 bini aşkın canımızı alan, yüzbinlerce insanımızın yaralı olarak kurtulduğu bizlerin de ruhunda derin bir yara bırakan bu afet, dirençli kentler yaratmanın da, afet bakanlığı oluşturmanın da aciliyetini ortaya koymuştur. Bir daha böylesi bir felaketi yaşamamak dileği ile hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına bir kez daha sabır ve başsağlığı, Erzincan maden ocağında kaybolan işçilerimizin de sağlıklı bulunmalarını, benzer ihlallere kesinlikle fırsat verilmemesini diliyorum.