Aylardır gündemimizin ilk sırasından inmeyen terör, ne yazık ki yine hain pusularla masum insanların hayatlarına son vermeye, ülkemizin Doğu’sundaki çatışmalarda da güvenlik güçlerimizi şehit düşürmeye devam etmektedir. Hepimizin dik durması gereken, kuşkusuz zor ve acı dolu günlerden geçmekteyiz.
Bahar mevsiminde dalları çiçekler süslerken, istiyoruz ki yüreklerimizi de umut ve neşe kaplasın. Ama gencecik fidanlarımız toprağa verilirken, masum vatandaşlarımızın hayatları karartılırken bu çok mümkün görünmemektedir.
Şehitlik mertebesine ulaşan başta güvenlik güçlerimiz olmak üzere, hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, acılı ailelerine ve ulusumuza sabır ve başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Brüksel’de de benzer şekilde meydana gelen eylemler, ne yazık ki terörün her an her yerde, herkese karşı yapılabileceğini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu da göstermektedir ki, terör eylemleri sadece Paris’te gerçekleştirildiğinde değil, Ankara’da gerçekleştiğinde de tüm dünya liderleri kol kola direnebilmelidir. Samimiyet ve güç birliği bunu gerektirmektedir. Başka türlü terörün üstesinden gelemeyiz.
Ancak, halk olarak bizler de birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışan, her türlü nafile çabayı boşa çıkarmak zorundayız. Kurtuluş mücadelemiz, Ulu Önderimizin siyasi ve askeri zekasının yanı sıra, halkımızın dirayetli duruşu, fedakarca mücadelesi ve inancı ile başarıyla sonuçlanmıştır.
O nedenle, Atalarımızın kanıyla suladığı her karış toprağı bizler de korumaya, yanlış söylemleri püskürtmeye, birliğimizi bozmaya yönelik ötekileştirme ve ayrımcılık oyunlarına gelmemeye daha fazla özen göstereceğiz. Göstermek de zorundayız. Her zaman ifade ettiğim gibi çünkü BAŞKA BİR TÜRKİYE YOK.
Çocuklarımızın geleceği için buna mecburuz. Kardeşi kardeşe, komşuyu komşuya düşman etme gayreti, dün de vardı bugün de devam ediyor ve yarın da olacaktır. Bu noktada da hangi görüşte olursa olsun başta siyasi irade ve kanaat önderleri olmak üzere tüm kesimler sağduyulu, birleştirici ve umut eken, söz ve davranışları ile halkı doğru yönlendirmekle sorumludur. Aksi takdirde, “tek vatan, tek millet, tek dil ve tek bayrak”tan söz etmemiz mümkün olamayacaktır.
Bu güzel vatanı bizlere emanet eden ve 18 Mart’ta 101. yıldönümünü gururla kutladığımız Çanakkale Deniz Zaferi vesilesiyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, şehitlerimizi rahmetle ve şükranla bir kez daha anıyoruz. Ruhları şad olsun.
Artık terörle ilgili bu son yazımız olmasını yürekten dileyerek; huzurun, mutluluğun, barışın, başarının, bereketin hakim olduğu güzel günler bizimle olsun.