Yılın ilk 5 ayını geride bırakmak üzereyiz. Son birkaç yıldır, hem siyasi hem ekonomik hem de toplumsal açıdan yılın ikinci yarısında zorlayıcı günlere tanıklık etmekteyiz.
Bu yılın kalan aylarının da farklı olmayacağını, seçimlerin öne alınması ile küresel ekonomide yaşananlarla, jeopolitik risklerin yeniden öne çıkmasıyla görebiliyoruz.
Reel sektör olarak biz işimize bakmak zorundayız. Dün de öyle yaptık, yarın da öyle yapacağız. Ancak, gelişmelerden birinci derecede etkilenen kesim olarak, ne siyasette yaşananlara ne de yerel ve küresel ekonomideki gerçekleşmelere yokmuş gibi arkamızı dönemeyiz.
Neden dönemediğimizi, her yıl açıkladığımız 100 büyük firma anketi analizinde çok net görmekteyiz. Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak; 36 yıldan bu yana yapmakta olduğumuz Üretimden Satışlarına Göre Büyük Sanayi Kuruluşu çalışmasının 2017 yılı sonuçları, oldukça motive edici.
Bir önceki çalışmada, 2016 yılı özelinde özellikle satışlar ve ihracat kısmındaki bozulmanın Bölgemizde ülke genelinin aksine biraz daha fazla olduğunu üzülerek belirtmiştik. Nedenleri tabi ki firmalarımızın tembellik yapması ya da başarısızlığı değildi. Yukarıda açıklamaya çalıştığımız başlıklar, bizlerin fabrikalarının içine girerek, bilançolarımızı şekillendirerek vuku bulmakta idi.
Peki, 2017 yılında ne oldu da motive olduk?
2017 yılında baz etkisi başta olmak üzere, Hükümetin piyasayı canlandırıcı adımları, ihtiyaç kredisinden ihracat kredilerine kadar finansmana ulaşmanın kolaylığı, dış politikada kısmen ılımlı ortam, yeni pazar arayışları sanayicimizin hareket alanını genişletmiş ve tecrübe ile birleşince sonuçlar analizlere yansımıştır.
2016 yılına göre 2017 yılında 100 Büyük Firmamızın üretimleri ve cirosunda %40, ihracatında %20, net karında %84 artış önemli bir başarıdır. Bununla birlikte, zararda da %56 azalma gerçekleşmiştir.
Karının yarısını finansman giderleri için kullanan sanayicimiz, 2017 yılında gördüğü destekle, artan kur ve faize rağmen bu oranı üçte birine düşürmeyi başarmıştır. Ancak, gerek borçlar, gerekse özkaynak yapısı ile hala sağlıksız bir bilançoya sahiptir.
Bu sonuçlar bize diyor ki; üretime dayalı, istihdamı destekleyen her adımın karşılığını, elini taşın altına koymayı görev edinen sanayicimiz misliyle verecek güce sahiptir. Üretimin önündeki tüm engellerin kaldırılması ve rakiplerimizle eşit şartlarda üretimin sağlanması durumunda nasıl bir katkı koyacağımızı gösteren her bir firmamızı tebrik ediyor, performanslarının artarak devamını ve dünya çapında bir markanın Bölgemizden çıkmasını gönülden diliyorum.
Bundan sonraki hedefimiz, bu yüksek oranlı üretim artışını, katma değerli üretime dönüştürmektir. Bu noktada da, Hükümetimizden yılın ikinci yarısında Sanayi 4.0 ve Dijitalleşme Yol Haritası’nı hayata geçirmesini bekliyoruz. Üretimden, eğitime, istihdamdan hizmetlere kadar niceliksel başarıdan niteliksel başarıya geçebildiğimiz takdirde, ilk 10 ekonomi hedefini konuşabiliriz. Çünkü, Türkiye’yi sürdürülebilir büyütecek olan sanayidir.
Milli Egemenlik mücadelemize tarihi bir adım olarak geçen, 19 Mayıs 1919’un 99. Yıldönümünü, Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’mızı kutluyorum. İçinde bulunduğumuz Ramazan ayının ülkemize ve coğrafyamıza özlenen barışı getirmesini, sağlıkla, mutlulukla, bereket dolu bir Ramazan Bayramı yaşanmasını diliyorum.