Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak, büyük bir gururla 40 yıldır aralıksız Üretimden Satışlarına Göre 100 Büyük Sanayi Kuruluşu çalışmasını yayınlıyoruz. Firmalarımızın beyanlarına ve Kurumlar Vergisi Beyannamelerine göre önemli tespitler ve analizler ile geleceğe dair yapılması gerekenleri paylaşıyoruz.
2021 yılına ait veriler; Türk sanayisinin, sanayicimizin üretme kabiliyetini göstermesi açısından son derece önemli ve umut veren sonuçlar barındırmaktadır.
Sıralamaya temel oluşturan üretimden satışlarda 100 büyük firmanın bir önceki yıla göre cari fiyatlarda %110’luk, sanayi deflatörü ile enflasyondan arındırıldığında reel olarak %50’lik artış performansı oldukça önemlidir.
Geçen seneki çalışmada son 10 yılın en düşük satış karlılığı gerçekleşmişti. Bu anlamda yüksek oranda artan üretim ve ciro ile birlikte firmalarımızın satış karlılığı da 2 puanlık bir artışla %3,3’e çıkmıştır. Kuşkusuz ki, bu oran yüksek maliyet ortamında oldukça cüzi kalmaktadır.
Diğer yandan, 100 Büyük Firmamızın net ithalatçı yapısı, sanayimizin ara malına olan bağımlılığını bir kez daha teyit eder niteliktedir. Ülkemizde ihracatımızın %51’i, ithalatımızın %78’i ara malına ait. Dünya ihracatının da %70’e yakınının sanayi ürünlerinden oluştuğunu düşündüğümüzde; yerli üretimin stratejik önemi net olarak ortaya çıkmaktadır.
Yıllar itibari ile gerek 500 Büyük, gerekse 100 Büyük çalışmada öne çıkan bir husus da, firmalarımızın finansal kırılganlık yapısıdır. 2021 yılında da, borçların, özkaynaklar büyüklüğünün 4 katına ulaşması, hem küresel, hem de ulusal piyasalardan borç çevirme riskini ve finansman maliyetlerin ciddi şekilde artması anlamına gelmektedir.
Kriz zamanlarında her zaman proaktif davranmayı başaran, dinamik ve esnek yapısı ile güç koşullarda da üretme becerisini fazlasıyla kanıtlayan sanayicilerimiz; baz etkisi, talebin öne çekilmesi, stok ihtiyacı, komşudan al yaklaşımı etkisi ile 2021 yılında üretimini, cirosunu, karlılığını, ihracatını artırmayı başarmışlardır.
Bununla birlikte, borçluluk düzeyi ve dışa olan bağımlı yapı sürdürülebilirlik adına en önemli riski oluşturmaktadır. Biliyoruz ki, bugün dünden daha fazla yerli üretime yönelmek, kaynakları etkin kullanmak ve katma değerli üretimi artırarak marka yaratmak zorundayız.
Yarının dünyasında var olabilmek için, dünün dünyasından daha akıllı ve proaktif hedeflerle yol almalıyız.
Bugün sanayide doğalgaz tüketim maliyetimiz %500’ü, hammadde maliyetimiz %200’ü aşarken, ekonomimiz de “faiz-enflasyon-kur” sarmalı içerisinde sıkışıp kalmıştır.
Böylesi bir süreçte, rakipleri ile eşit rekabet şartlarına sahip olmamasına rağmen; üreterek, ülke ekonomisine katkı koyan firmalarımızı gönülden tebrik ediyor, başarılarının artarak devamını diliyorum.