Seçimler, tek başına yeterli olmasa da demokrasimizin önemli bir unsurudur. Türkiye’de ilk defa Cumhurbaşkanlığı seçimleri halk tarafından yapılmıştır. Yüce bir makamın seçim yarışının, demokrasi kuralları içerisinde huzur ortamında gerçekleşmesinden mutluluk duymaktayız.
12 yıllık Başbakanlık döneminin ardından, milli iradenin oyu ile başarısını taçlandırarak Cumhurbaşkanlığına seçilen Sayın Erdoğan’ı tebrik ediyoruz. Bundan sonraki süreç, Sayın Erdoğan’ın kendi kariyer hayatında olduğu kadar Türkiye için de önemli bir dönüm noktası olacaktır. Yeni olarak adlandırılan bu dönemin, ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini yürekten diliyoruz.
Piyasaların ve halkımızın öncelikli tercihi daima istikrardan yana olmuştur. Bizler iş dünyası olarak istikrarın ne anlama geldiğini yaşayarak tecrübe etmiş bir kesimiz. İstikrardan bizim anladığımız aslında sadece ekonomi değildir. Demokrasiyi geliştirme, toplumsal barış ve huzur ortamını artırmada gösterilen gayret de önceliklerimiz arasındadır.
Bu anlamda Sn. Erdoğan’ın Balkon konuşmasında yer vermiş olduğu; “77 milyonun her bir ferdinin yaşam tarzı, inancı, değerleri bizim üstümüzde mübarek bir emanettir.” sözlerini çok kıymetli buluyoruz.
Özellikle son bir yıldır toplumsal barışın bozulmasına dair önemli olaylara ve tahriklere tanıklık ettik. Etnik farklılıkların ve kültürel çeşitliliğin ülkemizin en önemli zenginliği olduğuna inananlardan birisi olarak; mevcut ortamın yumuşatılması ve yeni gerginlikler yaratılmamasını diliyorum.
Türkiye, yeni bir seçim sürecine daha girmiştir. Bunun anlamı, Türkiye’nin gündeminde siyasetin yine ağırlığını koruyacak olmasıdır.
Oysa ki, küresel piyasalar henüz istikrara kavuşmamışken, jeopolitik risklerimizle birlikte, Ortadoğu’daki savaş ortamı ihracatımızı olumsuz etkilerken, FED’in faiz artırma kararına yaklaşılırken ve kırılganlıklarımız mevcudiyetini korurken önce siyaset, sonra ekonomi deme lüksümüz bulunmamaktadır. Üstüne üstlük, uluslararası raporlamalarda da Türkiye için kritik uyarılara yer verilmektedir. Bunlara ek olarak, kabinede yapılacak değişiklikler de piyasalar tarafından merakla beklenmektedir.
O nedenle de tüm bu noktaların hassasiyeti dikkate alınarak; 2023 hedeflerimiz doğrultusunda reformlara hız verilmeli, üretimin ve üreticinin yeniden ayağa kalkması için yeni politikalar geliştirilmelidir. Bizler bu hususta her türlü desteği vermeye hazırız.
Yeni Cumhurbaşkanımıza bu önemli süreçte başarılarının artarak devamını dilerken, Sayın Abdullah Gül’e de ülkemize yapmış olduğu katkılardan ve bugüne kadar ki sağduyulu yaklaşımlarından ötürü teşekkür ediyoruz.
Maddi ve manevi kazanımlarını zenginleştirerek gelişen Türkiye özlemimizin altını çizer, yeni sürecin barış ve huzur içerisinde buna vesile olmasını dilerim.