Kasım ayı, kurucu liderimiz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, anlama, O’nu rahmetle, özlemle, minnetle, saygıyla anma ayıdır. Atamızın 81. ölüm yıldönümü olan 10 Kasım’da bir kez daha dedik ki: ilkeleri rehberimiz, eserleri ışığımız olmaya devam edecektir. Ruhu şad olsun.
Gerek içerde ve gerekse sınır ötemizde yaşananlara baktığımızda; Ulu Önderimizin vizyonu, başardıkları, başarmak istedikleri, ülkesi için fedakarlıkları ve daha birçok şey için ne kadar şanslı olduğumuzu anlamak hiç zor değil. O nedenle, bize emanet edilen kazanımları korumak, üstüne yenilerini eklemek ve Atamızın Türk Milletine ana hedef olarak gösterdiği müreffeh ülkeler seviyesine ülkemizi ulaştırmak için çalışmak her birimizin sorumluluğudur.
Bunu da başaracağımıza olan inancım tamdır.
Bu çerçevede, bazı ekonomik göstergelerde aylar sonra gelen olumlu sinyalleri çok önemsiyorum. Dileğim, bu pozitifliğin tüm göstergelere yansımasıdır.
Sanayi üretim endeksinin 2018 yılı Eylül ayından bu yana ilk kez %3,4 ile artışa geçmesi, güven endekslerinin yeniden ivmesini yukarıya çevirmesi, ihracatın artması, toparlanma adına oldukça önemlidir.
Bununla birlikte, imalat sanayi yöneticileri endeksi olan PMI endeksi, 18 ayın ardından Eylül ayında ilk kez 50 barajına ulaşmıştı. Ancak, Ekim ayında bir puanlık azalışla 49 seviyesine tekrar gerilese de, sanayi adına umutları yeniden yeşertmektedir.
Diğer yandan, uluslararası iki önemli değerlendirme kuruluşu Fitch ve Moody’s ekonomideki gelişmelere ilişkin umut veren açıklamalarda bulundu. Fitch, Türkiye'nin kredi notunu "BB-" olarak teyit ederek, not görünümünü "negatif"ten "durağan"a yükseltti ve gerekçe olarak:
“Ekonomik ilerleme devam ediyor, cari denge fazla verdi, aynı zamanda enflasyon geriledi, TL faiz indirimlerine rağmen değerlendi. Döviz rezervleri arttı.” Dedi.
Fitch, ekonominin güçlü yanlarını; kamu borcu ve hane halkı borcu olarak sıralarken, zayıf yanları dış finansman bağımlılığı, yüksek enflasyon, zayıf para politikası ve jeopolitik riskler olarak belirtti.
Benzer şekilde aynı pozitiflikle Moody’s de, Türkiye ekonomisinin büyüme beklentisini yukarı yönlü revize ederek, 2019 için %0,2, 2020 için de %3 olarak açıkladı.
Tüm bu gelişmeleri dikkate alarak; uluslararası ilişkilerden, artan işsizlikle birlikte toplumsal konulara kadar önümüzdeki ağır gündemi, öne çıkan riskleri ve fırsatları çok iyi değerlendirmeliyiz ki, 2020 yılına umutla ve yeni bir heyecanla girebilelim.