Dünya Ekonomik Forumu tarafından her sene Davos’ta yapılan Zirve’de belirlenen yılın en önemli 10 riski arasında; son yıllarda iklim konusu yükselen oranlarla ilk sıralarda yer bulmaktadır. 2021 yılındaki listede; ekstrem iklim olayları, doğal ekosistemin çöküşü ve kontrolden çıkan yangınlar 3 önemli risk olarak göze çarptı.
2020 yılında gerçekleşme olasılığına göre en önemli küresel riskler içerisinde ilk 5 riskin tamamı, 2021 yılında 4’ü iklim ve çevreye ilişkindir. Öyle ki, gezegenimiz için adeta bir seferberlik çağrısı hakimdir. Bugün geldiğimiz noktada konu, dijitalleşmenin yaratacağı risklerin de önüne geçmiş durumdadır.
Dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi ülkemizde de son 1 ay içinde yaşadığımız büyük çaplı yangınlar ve sel felaketleri, bu riskleri çok acı bir şekilde deneyimlememize neden oldu. 53 ilde çıkan 270 orman yangınında ve sellerde vatandaşlarımız hayatını kaybederken, binlerce can telef oldu, orman ve tarım arazileri ile bölgedeki sera alanları küle döndü, evler oturulamaz hale geldi. Türkiye'de son 12 yılda her yıl ortalama 20 bin 760 hektarlık alan yanarken, son 8 ayda bu alan yüzde 755 artarak, 177 bin 476 hektara ulaştı.
Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Bizler, birlik ve beraberlik içinde bu afetlerin üstesinden elbette ki geliriz. Ancak, ders alıp, almadığımız, gereğini yapıp yapmayacağımız, katlanarak artan bir risk sürecinde büyük önem taşımaktadır.
Zira, iklim değişimi karşısında harekete geçen Avrupa Komisyonu, Yeşil Mutabakat kapsamında 55’e Uyum (Fit for 55) programını açıkladı. Ve bu program herkes için bir uyarı ve rehber niteliğindedir. Bu paket, 197 ülkenin onayladığı Paris İklim Anlaşması’na uygun olarak, 2030 yılında karbon emisyonlarını 1990’daki düzeyine göre yüzde 55 azaltmayı taahhüt ediyor. 2050 hedefi ise, sıfır emisyon.
Konunun uzmanları, çevresel önlemlerin alınmaması halinde, dünyamızı daha kötü günlerin beklediğini yaptıkları araştırmalarla kanıtlıyor. Karbon azaltımı bu kapsamda atılması gereken ilk adım. Diğer yandan, temiz suya erişim, yarın en büyük sorunumuz olmadan bugünden önlemlerin alınması gereken bir diğer stratejik konumuz.
Bu ay içinde yapılan Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) raporunda da; küresel ısınmanın önüne geçilemezse 50'ye yakın ülkenin "yeryüzünden silinebilecekleri" uyarısına yer verildi. Rapora göre; iklim değişikliğinin etkisiyle sıcak hava dalgası, orantısız yağışlar ve kuraklık şiddetini artırarak daha sık görülecektir.
BM'nin raporu, ülkeler karbon salınımlarında büyük kesintilere gitmediği takdirde, 2030 ve 2050 hedeflerinin ulaşılamaz olduğuna işaret ediyor. Raporda, özellikle söz konusu iklim değişikliğine neden olarak insan sorumluluğunun altı çizilmektedir.
Henüz gidebileceğimiz bir gezegen olmadığına göre, bugün bu topraklarda hatalarımızı düzeltmek ve çocuklarımıza daha iyi, daha temiz bir ülke ve dünya bırakmak zorundayız.
O nedenle, uzmanların ısrarla altını çizdiği Paris İklim Anlaşması’nın imzalanması, AB Yeşil Mutabakat Eylem Planı 55’e Uyum konusunda gereklerin acilen yapılması, sanayimizin bu kapsamda dönüşümüne rehberlik edilmesi, yenilenebilir enerjiden maksimum faydalanılması ve bilimin rehberliğinde artık eyleme geçilmesi ülkemizde sürdürülebilir gelecek adına son derece kritiktir. Siz değerli üyelerimizin de bu gelişmeler doğrultusunda stratejik planlamalarını yapmalarını önemle dikkatlerinize sunuyorum.
30 Ağustos Zafer Bayramı’nı gönülden kutluyor, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve şehitlerimizi şükranla, rahmetle, saygıyla anıyorum.