2024 Eylül Ayı Meclis Toplantısı

22 Ekim 2024

EYLÜL AYI MECLİS TOPLANTI KONUŞMASI–30.09.2024

Sayın Yönetim Kurulu Başkanımız, 

Yönetim Kurulu Üyelerimiz, 

Geçmiş Dönem Başkanlarımız, 

Onur Üyelerimiz, 

Yüksek İstişare Kurulu Üyelerimiz, Meclisimizin Çok Değerli Üyeleri, 

19. Grup Kağıt, Kağıt Ürünleri Sanayi ve 

35. Grup Elektronik Bileşenleri ve Ölçme Cihazları Sanayi Meslek Komiteleri Üyelerimiz, 

Çınarlı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürümüz, Öğretmen, Antrenör ve dallarında uluslararası ve milli takımda sportif başarı gösteren Öğrencilerimiz, 

Basınımızın Kıymetli Temsilcileri; sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum, Eylül ayı Meclisimize hoş geldiniz.

 

Güzel ülkemiz nasıl yaşanamaz, umutsuz, yoksullukla boğuşan bir ülke haline geldi hayret ediyorum. İki yaşındaki çocuğa tecavüz, kız çocuğunun katli, 26 sabıkası olup dışarıda gezen sabıkalının kadın polisi şehit etmesi, kadınların öldürülme sayısının artması, cezaevinde olması gerekenler dışarıda, dışarıda olması gerekenlerin içeride olmasını anlamak mümkün değil arkadaşlar.

 

Can güvenliğimizin olmadığı, hukuka güvenin yok olduğu, modern eğitimin dini ağırlıklı eğitime dönüştürülmeye çalışıldığı ve bunun gibi çok olumsuz unsuru barındıran hak etmediğimiz halk haline gelince, 570 yıl önce Fatih Sultan Mehmet Han’ın şu sözlerini yöneticilerimize tekrar hatırlatmakta yarar görüyorum: Bunu daha önceki Meclislerde de ifade etmiştim, o zaman demiş ki çağ atlatan, çağ değiştiren Fatih Sultan Mehmet, “aklı öldürürsen ahlak da ölür.” Şimdi aklı nasıl öldürüyoruz? Toplumu eğitimsiz hale getirerek, bilinçsiz hale getirerek ahlakı da bu şekilde öldürüyoruz, çünkü ticarette, sosyal yaşamda, her türlü noktada eski yaşadığımız güzel günlerdeki ahlaktan zerre kadar izler ufacık da kaldıysa o da yok olmak üzere. “Akıl ve ahlak ölürse millet bölünür.” Bakın, 570 küsur yıl önce bu şekilde söyleyen padişahın sözleri bugün gerçekleşiyor. Bizim halkımız da son 20 yıldır bölünmeye çalışılıyor, bölündü de. “Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür” demiş. Ülkemizde her şey bir noktada kararla gittiği sürece adalet de öldü, “adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür” demiş. Şimdi demek ki o zamanlarda da böyle bir tehlike varmış ki çağ değiştiren Han bunları söylemiş. Arkadaşlar, değerli arkadaşlar, bunları artık söylemekten, ifade etmekten yorulduk, birazcık ülkesini seven insanlar olarak üzerinde durularak düzeltilmesi gerektiği inancındayım.

 

Değerli Meclis üyelerimiz, Atatürk’ün 1923 yılı İzmir İktisat Kongresinde vasiyetim şudur ki; “dış borç almayınız, üretip satınız. Bir ülke ne zaman başka ülkelere yardım için avuç açmıyorsa tam bağımsızdır. Ekonomik bağımsızlık yoksa gerçek bağımsızlık olmaz. Benden sonraki devlet yöneticileri de avuç açmasın, borç almasın” vasiyetini bize sunmuş. Bu sözler ışığında konulara başlamak istiyorum.

 

İş yaşamı ve üretim; 1950 yılında her konuda Güney Kore’nin önünde olan ülkemiz uzun yıllardır orta gelir tuzağına saplanmışken Güney Kore gelişmişlikte en üst sıralarda yer almasının sırrı, dünya savaşı, özelikle 50-53 arasındaki Kore Savaşlarından sonra Amerika’dan yardım istiyor Kore ama şartı para yardımı değil, araştırma enstitüsü kurulması için destek istiyor. Zamanın Güney Kore Devlet Başkanı Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’daki Güney Koreli bilim insanlarının ayağına giderek onları ülkesine getiriyor, ülkede bilim insanlarının maaşı devlet başkanı maaşından daha yüksek, hala daha geçerli. Bunu araştıran kişi de Chicago Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Doktor Ufuk Akçiğit. Kore bunu yaparken Türkiye aynı yıllarda hala başarıları gündemde olan, başarısını kanıtlamış köy enstitülerini kapatıyordu. Onlar enstitü açmak için para değil yardım istiyor, biz başarılı köy enstitülerini kapatıyoruz.

 

Kore’yi kaçırdık, şimdi de Vietnam’ın yükselişine bir bakalım. 1990’da gayrisafi yurt içi hasılası 98 dolar ile Somali ve Sierra Leone ile dünyanın en yoksul 3 ülkesinden birisi. Özel mülkiyet, eğitim reformu, piyasa ekonomisi reformlarından önce kötü hasat açlığa yol açıyordu. Birleşmiş Milletler Gıda Örgütü ve Rusya, doğu blokundan gelen yardımlara bağımlıydı. 1993 gibi yakın tarihte yüzde 80’i yoksuldu, bugün ise bu oran yüzde 5’in altında. Reformlar öncesi kendisini besleyemeyen ülke bugün dünyanın en öndeki pirinç ve önemli elektronik ürün ihracatçısı. Ekonomik özgürlük endeksinde en üst sıralarda ve 2024 yılı araştırmalarında yükselen yıldız konumunda. 176 ülke arasında 2005’te en kötü derece 148. sırada, şimdi 59. sırada. Türkiye 2015’te 70. sırada, 2023’te 102. sırada.

 

Samsung ülkede üretim üssü seçiyorsa Vietnam’ı, o ülkenin dünya ölçeğinde yüksek teknolojiden önemli pay almaması düşünülemez. Vietnam’ın 2024 yılı ilk çeyrek ekonomik verilerine baktığımızda, gayrisafi yurt içi hasılası dünya krizi devam ederken son 4 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,66 arttı, 8.8 milyar dolar ticaret fazlası verdi, 93 milyar dolar ihracat, 85 milyar dolar ithalat yaptı. Doğrudan yabancı yatırımın yıllık yüzde 13,4 artışla 6,17 milyar dolara ulaştı. TÜFE yüzde 3.77 arttı, sanayi üretim endeksi yüzde 6,18 artı, 36 bin 200 yeni işletme kuruldu. Sosyalist yönelimli bir piyasa ekonomisi uygulayan Vietnam, serbest ticaret anlaşmaları imzalayarak ihracat pazarını genişletmeye ve ülkeye doğrudan yabancı yatırım çekmeye öncelik vermektedir.

 

Bir örnekle katma değeri yüksek teknoloji ihracatında Türkiye’yle Vietnam’ı karşılaştıralım. 2000 yılında katma değerli ihracatta Türkiye 1,6 milyar dolar ihracat yapıyor, Vietnam 500 milyar USD yapıyor. 2022’ye geldiğimizde Türkiye 1,6 milyardan 2 milyara çıkmış, 500 milyon USD, pardon, düzeltiyorum, 500 milyon USD Vietnam’ın ihracatı 2000 yılında, şu anda 137 milyar USD katma değerli ürün ihracatı. Vietnam eğitim ve liyakate önem verdi, Türkiye eğitimi din ağırlıklıya dönüştürme çabasında, liyakati yok etti. Netice kaçınılmaz, neyi beslersen onu büyütürsün. Vietnam’ın durumu bu, Kore’yi kaçırdık, Vietnam’ı da kaçırmışız demek ki bu rakamlara göre. Şimdi eğitim başlığına gelelim.

 

Değerli Meclis üyesi arkadaşlarım, ülkeler ekonomik krize girebilir, her türlü krizden çıkabilir, ekonomi para kazanabilir ama eğitimde yetiştirdiği ülke gençlerini gerçek liyakatli eğitim, yüksek derecedeki kaliteli eğitim vermezse yıllarını, geleceğini yok eder, biz de bunu maalesef daha iyi şeyler yapmamız gerekirken aşağıda belirteceğim bazı uygulamaları yapıyoruz.

 

Yeni müfredat programı uygulaması ile öğretmen ve öğrencilerimizi okul ve cami bağlantılı modern eğitimden hızla uzaklaştırma çalışmaları devam ediyor. Üniversitelerimiz dünya klasmanında hızla düşüş içinde. Okullarımızda öğrencilerin sağlığı için hijyen koşullarının giderek kötüleşmesi önlenemiyor. Arkadaşlar, basından da izliyorsunuz, sosyal medyadan da izliyorsunuz, örneğin Ankara Büyükşehir Belediyesi 500 küsur okula hijyen yardımı yapmak istiyor, Bakanlık emriyle bunların bütün müracaat eden okulların çoğu geri çekiyor biz hijyen, temizlik istemiyoruz diye. Tabi bir amaç var herhalde. Ekonomik olarak yemek ve servis konusunda zorlanan velilere destek verilmez iken, imam hatip okullarına özel okul imkanları verilmesi, cazip hale getirilerek öğrencileri imam hatip okullarına çekme gayreti olabilir mi acaba diye düşünmeden geçmek mümkün değil. Bu uygulama ve düşünceler ile telafisi çok uzun, yıllar alacak nesilleri eğitimsiz, cahil şekilde yetiştirip kaybediyoruz maalesef. Kendini iyi yetiştirmiş üniversite mezunlarını da yurt dışına kaçırıyoruz. Peki, bu koşullarda yöneticilerimizin ifade ettiği katma değerli ürün üretimini nasıl sağlayacağız acaba?

 

Fransa ve İngiltere’de bir yıldır süren okulda cep telefonu yasağının sonuçlarını da paylaşmak istiyorum sizlerle. Öğrencilerin sınav skorlarında hızlı yükseliş okullardaki cep telefonu yasağı neticesinde. Öğrencilerin arasındaki öğrenme eşitsizliği azalmış. Siber zorbalık azalmış. Sosyal ilişkileri gelişmiş ve mutlu öğrenciler haline dönüşmüşler.

 

Ülkemizde yaşanan gelişmeler ile devam etmek istiyorum. İstanbul Ümraniye’de Şeyda Yılmaz isimli kadın polis 26 suç kaydı olan sabıkalı bir kişi tarafından şehit edildi. Ordu’da dur ihtarına uymayan 22 kez ceza yazılan uyuşturucu kullanmaktan da sabıka kaydı olan motosiklet sürücüsü tarafından jandarma astsubay Mehmet Fatih Çangır şehit edildi. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine sabırlar diliyorum, mekanları cennet, ruhları şad olsun.

 

En acısı Diyarbakır’da 26 Ağustos’ta kaybolan, 3 hafta sonra cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili soruşturma devam ediyor. Sözün bittiği, nasıl bir aile, nasıl bir topluluk, nasıl bir köy anlayamadığımız bir olayın en yakın zamanda aydınlatılması, gereken cezaların verilmesini temenni ediyorum. Melek Narin’e Allah’tan rahmet diliyorum.

 

Türkiye, Paris 2024 Paralimpik Oyunlarında 15 branşta 48’i kadın, 46’sı erkek olmak üzere 94 sporcu ile rekor bir katılım gerçekleştirdi. Tarihi bir başarıya imza atarak ülkemizi üst sıralara taşıyan her bir sporcumuzu tebrik ediyorum.

 

Duyurularla devam etmek istiyorum. Odamızda 1981-1995, 2005-2009 yılları arasında Meclis üyeliği, 1984 yılında Yönetim Kurulu üyeliği, 1989 pardon. 1987-1993 yılları arasında Sicil Komisyonu üyeliği, 1987-1995 yılları arasında TOBB Genel Kurul üyeliği yapan Ali Aktaş;

Odamızda 1992-1995 yılları arasında Meclis üyeliği, 1992-95 yılları arasında Mevzuat Komisyonu üyeliği yapan Sayın Gani Gümüş;

Odamızda 1985-87, 95-99 yılları arasında Meclis üyeliği yapan Ali Saruhanlı;

Odamızda 2005-2009 yılları arasında Meclis üyeliği yapmış olan, benim de üniversitede yıllarca aynı sınıfta okuduğumuz, yaş farkımız çoktu ama o büyük gayretiyle ileri yaşlarda okumaya devam ediyordu, sınıf arkadaşım, değerli abim Ertap Mülayim vefat etmişlerdir. Merhumlara Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Şimdi sizleri merhumların anısına saygı duruşuna davet ediyorum.

-SAYGI DURUŞU-

Hesapları İnceleme Komisyonu Başkanı Sayın Mehmet Karahaliloğlu’nun Komisyon Başkanlığından istifa etmesi nedeniyle Komisyon Başkanlığına Sayın Nedim Anbar, Başkan Yardımcılığına Sayın Şener Gencer seçilmişlerdir. Kendilerini tebrik ediyor, yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Sayın Mehmet Karahaliloğlu’na Başkan olarak geçirmiş olduğu dönem için de emekleri için teşekkür ediyorum.

 

H. İbrahim GÖKÇÜOĞLU

Meclis Başkanı

Meclis Başkanı Konuşmaları

Başkana Ulaşın