Başkan Yorgancılar, T.C. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın katılımıyla gerçekleşen İzmir İş Dünyası Buluşması’nda, çözülmesi gereken dört kritik konuyu paylaştı:
“YÜKSEK ENFLASYON, MÜLTECİ VE SIĞINMACI POLİTİKASI, EĞİTİM SİSTEMİ VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ”
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “Döviz iner-çıkar, ekonomik veriler bozulur ama en kötü orta vadede düzelir. Ancak, adalete, eğitim sistemine, ülkeye, kurumlara olan güvenin zarar görmesi çok kolay düzeltilemez. Bu nedenlerle ilk 20 büyük ekonomi arasında olmamıza rağmen, birçok uluslararası endekste dünya ortalamasının çok gerisindeyiz. Bu tesadüf olamaz” dedi.
EBSO, İZTO ve İTB ev sahipliğinde, T.C. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla İzmir İş Dünyası Buluşması gerçekleştirildi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, toplantıda yaptığı konuşmada Orta Vadeli Programın hazırlanması sürecindeki çalışmaları nedeniyle Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a teşekkür etti. Yorgancılar, “Enflasyonu, yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı önceliklendiren 2025-2027 Orta Vadeli Programın hazırlanmasında emeği geçen başta zat-ı alinize ve Sayın Bakanlara şükranlarımızı iletiyorum. OVP’ye desteğimiz tamdır. Ekonominin koordinasyonunda sizin ve Sayın Bakanımız Mehmet Şimşek’in varlığının iş dünyasına verdiği güven, sizlerin uzlaşmacı yaklaşımınız çok kıymetli. Çok zor bir dönemde, sorumluluğunuz çok büyük. Siz o görevlerde, bizler de kendi alanımızda ülkemizin gücüne güç katmaya çalışıyoruz. Amacımız ortak” dedi.
Dört kritik konu
Herkesin sürekli dile getirdiği, ancak bir türlü çözüme kavuşmayan dört ana konuya dikkat çekmek istediğini dile getiren Yorgancılar, “Dört ana konunun altını çizmek istiyorum. Kalkınma Bakanı altyapınızla bunları en iyi sizin anlayacağınıza inanıyorum. İlki, büyük aşama kat ettiğimiz, ancak bugüne dek oldukça hasar aldığımız, büyük fedakarlıklar yaptığımız enflasyona ilişkindir. Yüksek enflasyonun yarattığı etki, öngörülemez bir ekonomik süreçtir. Bugün düşüş eğilimi söz konusu olsa da, sadece para politikası araçları ile çözme gayreti çift haneli yüksek bir seviyede takılı kalma riskini artırıyor. Tasarrufun sadece özel sektörde değil, kamuda da uygulanması büyük önem taşımaktadır. Enflasyonun düşmesi fiyatların düşmesi anlamına gelmediği için de maliyetlerdeki artışın devamı ile kontrolsüz ve kötü niyetli artışlarla halkta yoksulluğu artırırken, iş dünyasında da yatırımları ve üretimi öteliyor. Yatırım ve üretim olmadan, istihdamın artması oldukça güç” diye konuştu.
İkinci başlığın mülteci ve sığınmacı politikası olduğunu belirten Yorgancılar, “Bu konunun bizi götüreceği nokta, sosyoekonomik durum ve güvenlik riskidir. Bugün Almanya’dan İran’a kadar birçok ülke, sığınmacıları sınır dışı ediyor. Detaya girmiyorum ancak özellikle Afgan sığınmacı ve mültecilere ilişkin toplumdaki haklı endişeleri ve iş hayatında da kayıt dışını artıran uygulamaları dikkatlerinize arz ederim” ifadesini kullandı.
Üçüncü konu olan eğitim başlığını EBSO olarak ülkemizin en hassas konularından biri olarak gördüklerini vurgulayan Yorgancılar, “Çünkü eğitim sistemindeki sorunlar, hayatın her alanında vasatlığı toplumun geneline yerleştiriyor. Küresel üretim üssü olma hedefi olan ülkemizin nitelikli işgücü ihtiyacını, bugün ne meslek liselerimizle, ne de üniversitelerimizle sağlayabiliyoruz. Bilgi bazlı sanayi yolunda, ara elemana ulaşamamak, üretimin sürdürülebilirliğini de riske atıyor. Başlangıç noktamız, memleket meselesi olan meslek liseleri olmalı ve teşvikleri artırılmalıdır” dedi.
Vurgulamak istediği son başlığın hukukun üstünlüğü ilkesi olduğunu ifade eden Yorgancılar, “Aksini düşünmek mümkün değilken, pratikteki uygulamalar ne yazık ki, adalete olan inancı sarsıyor. Bu da, içerde ve dışarda ülkeye olan güveni azaltıyor” diye konuştu.
Var olan riskler
Söz konusu dört başlığın aynı anda aktif olmasının yarattığı risklere ilişkin değerlendirmesini paylaşan Başkan Yorgancılar, “Bu durum ülkemizde genç ve nitelikli beyin göçü, gelmeyen yabancı yatırımlar, geçici sermaye hareketleri, düşük katma değerli üretim, umutsuz ve ayrışan yoksul bir toplum riskini doğuruyor. Her zaman ifade ettiğim gibi, döviz iner çıkar, ekonomik veriler bozulur, ama en kötü orta vadede düzelir. Ancak adalete, eğitim sistemine, ülkeye, kurumlara olan güvenin zarar görmesi çok kolay düzeltilemez. Bu nedenlerle ilk 20 büyük ekonomi arasında olmamıza rağmen, birçok uluslararası endekste dünya ortalamasının çok gerisindeyiz. Bu tesadüf olamaz” ifadesini kullandı.
Üretim ve istihdam için
Zaman kaybının çözümü zorlaştırdığına vurgu yapan Yorgancılar, “Ülkemizin potansiyeline ve avantajlarına, reel sektörümüzün gücüne yürekten inanan biri olarak diyorum ki; bu riskleri yönetmek, lehimize çevirmek elimizde. Ama kaybedilen her an, çözümü güçleştiriyor. ‘Üretim yoksa kalkınmak hayaldir’ mottomuz ile bizler üretmek, istihdam sağlamak, ihracat yapmak istiyoruz. Ancak öyle bir çalışma hayatı ile karşı karşıyayız ki, sanki devlet bize üretme, istihdam etme diyor. OECD ülkeleri arasında en katı istihdam piyasasına sahip ülkeyiz. 15 günden 30 güne çıkarılan kıdem tazminatından istihdam yüklerine, emeklilik primlerinden, iş güvencesi tazminatı ve işsizlik sigortasına kadar rekabet ettiğimiz ülkelerin çok üstünde oranlara sahibiz. Kayıt dışılığa neden olan, rekabet gücümüzü zayıflatan tüm bu maliyetlere ek olarak, tamamlayıcı emeklilik gündemde. Reel sektörün artık yeni bir yüke gücü kalmamıştır. Bir yanda çalışacak eleman bulamazken, diğer yanda emeklilik sistemi uygulamaları ile de adeta kolumuz kanadımız kırılıyor. TOBB’da dün yaptığımız istişare toplantısında Çalışma Bakanımız güncelleme katsayısından dolayı yeni bir emekli furyası olmaması için çalıştıklarını iletti. Nitelikli elemana ihtiyaç duyarken, mevcut çalışanların sistem dışına çıkışına müsaade edilmemesini bir kez daha vurgulamak isterim. Kısa çalışma ödeneği, 5 puanlık prim teşviki, emek yoğun sektörlere özel ilave istihdam teşviklerine, iş davalarında zaman aşımı süresinin beş yıldan altı aya indirilmesi gerekiyor. Çalışanlarımızın enflasyonist ortamda daha fazla mağdur olmaması adına, gelir vergisi basamakları ve oranları ile prime esas ücret tavanının yeniden düzenlenmesi faydalı olacaktır” dedi.
Sanayicilerin gerek dış, gerekse iç pazarda oldukça zorlu bir ortamla karşı karşıya olduklarına değinen Başkan Yorgancılar, “İki kanadımız da adeta kırık. Desteğe ve yönlendirmeye ihtiyacımız var. Küresel ekonomide rekabetçiliğin geldiği nokta açısından bizim de üstümüze almamız gereken, Mario Draghi’nin ses getiren ‘Avrupa Rekabetçiliğinin Geleceği’ raporunda yer verdiği bir uyarı ile konuşmamı tamamlamak istiyorum. AB’nin, ABD ve Çin’in gerisinde kaldığını belirterek diyor ki ‘Harekete geçmezsek, ya refahımızdan, ya çevremizden, ya da özgürlüğümüzden ödün vermek zorunda kalacağımız bir noktaya geldik’” diye konuştu.