26 Şubat 2020-İstanbul SO
İstanbul Sanayi Odası’nın Değerli Meclis Başkanı,
Yönetim Kurulu Başkanı ve Çok Kıymetli Meclis Üyeleri
Sayın Başkanım, Meclisimizin Çok Değerli Üyeleri,
Kıymetli Basın Mensupları,
Ege Bölgesi Sanayi Odası ve şahsım adına, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Bugün Meclis üyelerimizle birlikte, İstanbul’da olmaktan büyük mutluluk duymaktayız.
TOBB çatısı altında da çalışma şansını elde ettiğim Sayın Başkana, Sayın Meclis Başkanı ve değerli üyelere nazik ev sahipliği için çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanlar, Değerli Üyeler
30 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul Sanayi Odası’nı İzmir’de misafir ederek, ortak bir meclis toplantısı gerçekleştirmiştik. Sayın Başkan, o dönem Meclis Başkanı idi. Söz konusu meclis toplantısı sonrasında; ortak bir basın bülteni ile beklentilerimizi sıralamıştık. Ve 9 yılın ardından bugün de bültendeki maddelerin çoğunun geçerli olduğunu üzülerek görüyoruz.
2011 ORTAK MECLİS BÜLTENİ
Hızlıca bir bakalım istiyorum:
Konular hala geçerli iken, son birkaç yıldır içeride ve dışarıda yaşadıklarımızın üstüne bir de üretici iseniz, misli ile katlanan zorluklar söz konusu. O nedenle, bizi bizden daha iyi kim anlayabilir ki? Son 5 yılda 7 seçim yapan tek ülkeyiz ve hangi ülkede hangi sanayici kararlılıkla üretmeye devam edebilirdi ki? Reel sektörümüzün bu anlamda sınavları hiç bitmiyor. Ama şunu da çok iyi biliyoruz ki; “Ya üretip özgür oluruz, ya da tüketir mahkum oluruz.”
Geçmiş dönem başkanlarımız ve mevcut dönemde Sanayi Odaları Konsey Başkanı Sn. Bahçıvan ile beraber yıllardır, başta 5174 Sayılı TOBB Kanunu olmak üzere sanayiciyi ilgilendiren pek çok kanunda, Sanayi Odaları olarak yaptığımız güçlü işbirliği sayesinde önemli düzenlemelerin çıkmasında etkili olduk. Ortak konularda, ortak hareket etmenin gücünü mutlaka yeniden kullanmaya devam etmeliyiz.
Diğer yandan, bizler, “söz konusu vatansa gerisi teferruattır” sözünün sonuna kadar savunucusuyuz. Birlik ve beraberliğin ülkenin her katmanında bozulmadan devamının sağlanması gerektiğine inanıyoruz. Oldukça zor günlerden geçiyoruz.
Şubat ayında; İdlib, Libya şehitlerimiz, çığ felaketinde kaybettiğimiz canlarımız, elim uçak kazası, Van depremi derken, Elazığ depreminin acısını hafifletmeden gelen bu kayıplar, iyimserliğimize gölge düşürdü. Kaybettiğimiz tüm şehitlerimize, canlarımıza Allahtan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı ve sabır diliyoruz.
Ekonomiyi; siyasetten, güvenlikten, dış politikadan ve hukuktan ayrı düşünmek, bu alanlarda yaşananlara bizim işimiz değil diyerek arkamızı dönmek ne yazık ki mümkün değil.
DAVOS ZİRVESİ
Bakınız, bu yıl 50'ncisi düzenlenen Davos Zirvesi katılımcılarından alınan geri bildirimlere göre 2020 yılının ilk 10 riski şöyle sıralanıyor:
Görüldüğü gibi 10 riskin 3’ü çevre, 2’şer tanesi ekonomik, sosyal ve teknolojik olurken, 1 tanesi de ilk sıradaki jeopolitik riskler olarak gruplandırılmıştır. Ama her birinin doğrudan etkisi ekonomiye yansıyor.
Tabi ki, bugün sorulsaydı buna koronavirüs de eklenirdi. Bugün İtalya’da, İspanya’da, Almanya’da fuarlar iptal ediliyor. Zira, Çin’in ilk çeyrek büyüme tahmini %3,5’a kadar çekildi. Bu büyüme Çin için daralma anlamına gelirken, küresel büyümenin de düşmesi demektir.
KÜRESEL SANAYİ ÜRETİMİ
Dünya ekonomisini sırtlayan küresel üretime baktığımızda; 2019 yılında 2018 yılına göre dünya ortalamasının sadece 0,9 puan arttığı, yavaşlayan ticaret ve 3 puan gerileyen PMI endekslerinin de bunu teyit ettiğini biliyoruz. Ama slaytta dikkatinizi çeken çizginin Çin’e ait olduğunu tahmin etmek zor değil. Ayrışma çok ciddi seviyede. Ve bugün itibari ile koronavirüs bakalım bu eğrinin yönünü ne kadar aşağı indirebilecek.
ABD’nin, Avrupa Birliği’nin, gelişmiş ülkelerin dünya ortalamasının altında kaldığını, neredeyse en zayıf halkanın son 5 senenin daralmasını yaşayan Japonya olduğunu da görmekteyiz.
Dengeleri böylesine açık ara değiştiren Çin’in 2025 Planı ile sanayi devi Almanya’nın 2030 Planı’nda ortak hedef, sıçrama yaptıracak yatırımların desteklenmesidir. Tıpkı, 1970’li yıllarda bunu başarmış olan G.Kore gibi.
Ülkelerin makro planları; alın terini, akıl teri ile birleştiren firmaların daha etkin desteklenmesi gerektiğini göstermektedir. Ülkemizde de İVME KATACAK, DAHA ETKİN ve İŞLEVSEL destekler olmalıdır. Özellikle, son 2 yıldır müthiş destek paketleri açıklandı. Ancak, kısa vadeli bakışla gelecek kurulamaz. Bakınız, 2019 vergi tahsilat oranı 1970 yılından bu yana en düşük seviyede. Nedeni de, talep daralmasına ek olarak, vergi yapılandırmaları ve afların tahsilatı düşürmesidir. Bu da, kamunun sanayiye aktaracağı kaynakları olumsuz etkiliyor.
EBSO EKONOMİK DEĞERLENDİRME ANKETİ
Peki, sanayicimiz böyle bir süreçte ne istiyor? Yılda iki kere yapmakta olduğumuz Ekonomik Değerlendirme Anketi’nde üyelerimizin Hükümetten ilk 3 beklentisi;
2020 yılında Türkiye; Jeopolitik, Ekonomik ve Toplumsal riskleri barındırmakta ve her birinin altında oldukça önemli konular yer almaktadır. Zaman almamak adına tek tek saymıyorum ama bugün için İdlib, yatırımların durması ve tabi ki işsizlik sorunu öncelikli konularımızdır.
Risklerin olduğu yerde kuşkusuz fırsatlar da vardır: Dünyada izlenen gevşek para politikasından seçimsiz bir yıla, küresel piyasalardaki likiditeden Çin’den Türkiye’ye kaydırılmak istenen yatırımlara kadar önemli fırsatlar da söz konusu.
Sayın Başkanlar, Değerli Üyeler
Genelden yerele yoğunlaştığımızda, ülkenin neresinde olursanız olun, sanayici olarak ortak sıkıntılara sahibiz. Sayın Başkanım da, ben de her fırsatta, her platformda konuları kamuoyu ile paylaşmaktayız.
İstanbul Sanayi Odamızın 500 Büyük Sanayi Kuruluşu ile Odamızın 100 Büyük Firma çalışması, aslında karar vericilere çok önemli mesajlar veren, iki değerli çalışmadır.
500 büyük firmanın yaklaşık %12’sini EBSO üyesi firmalar oluşturmaktadır. Her iki çalışmayı her sene karşılaştırıyor ve aynı analizlere ulaşıyoruz. Çarpıcı olan sadece bir veriyi paylaşmak istiyorum.
FİNANSMAN GİDERİ
Firmaların Finansman Giderinin Faaliyet Karı İçindeki Payı %90’larda. İnanılmaz yüksek bir veri. Artan faiz oranları ve kurdaki çıkış, firmaların finansman giderlerini artırmış ve Türk sanayicisi kontrolü dışındaki değişkenlerin de maliyetini yüklenmiştir. Faizler bugün için düşmüş olsa da, sanayimizi bu durumdan kurtarmak ve yeni yatırımları teşvik etmek zorundayız.
Konuşmamın sonunda, İzmir ile ilgili kısa birkaç slaytımız olacak.
İZMİR’DE SANAYİ
İzmir ülke sanayi üretiminin %7’sini, sanayi istihdamının %32,4’ünü, Bölge sanayinin %35’ini karşılamaktadır. 5.000 üyesi, 14 OSB’si, 4 teknoloji geliştirme bölgesi, 2 serbest bölgesi, 91 Ar-Ge merkezi ile güçlü bir sanayi şehridir.
YABANCI SERMAYE’NİN TERCİHİ İZMİR
İzmir’de yabancı sermaye kültürü çok gelişmiş olup, doğrudan yabancı sermayeli yatırım yapan firma sayısının Türkiye içindeki payı %4,7’dir. Bu firmaların %18’i ise imalat sanayindedir ve bu oran ile İzmir ilk sıradadır.
NET İHRACATÇI
İzmir, İhracatı 10,7 Milyar $, ithalatı 7,5 Milyar $ olmak üzere toplam 18.2 Milyar $’lık dış ticaret hacmine sahiptir. Ve ilk 3 büyük şehir arasında İzmir, NET İHRACATÇI bir şehirdir. Toplamda 55 net ihracatçı şehir içinde, Bursa’nın yakın takipçisi olarak 2. sıradadır.
NET BEYİN GÖÇÜ
Emekliler şehri olarak nam salan İzmir, son birkaç yıldır ciddi şekilde net beyin göçüne ev sahipliği yapmaktadır ve rakamlar da göstermektedir ki açık ara ilk sıradadır. Gelen toplam göçün %80’i yüksek eğitimlidir. Genel toplamda en çok göç aldığı şehir ise İstanbul’dur.
YÜKSELEN SEKTÖRLER
İzmir’de Sanayi 4.0’ı karşılayan; bilgi ve iletişim teknolojileri, yenilenebilir enerji, havacılık ve savunma, sağlık biyoteknolojisi yükselen sektörlerimizdir.
İZMİR’DE ARTAN SİNERJİ
Seçimlerin ardından İzmir’de başkanlar olarak güzel bir sinerji yakaladık.
Tüm bu projeleri, yerelde kalkınma adına bir bütün halinde ve işbirliği anlayışı içerisinde ele almamız, İzmir’e olduğu kadar ülkemize de katkı sağlayacaktır.
Son olarak; İzmir-İstanbul Otoyolu’nun açılması iki şehir için de büyük öneme sahip. Bu yol, Ege ve Marmara Ekonomisini birbirine bağlayacak, yeni bir yatırım ve ticaret ortamının oluşmasına vesile olacaktır. O nedenle, Odalarımızın işbirliğini önemsediğimizin altını çizerek, konuşmamı tamamlamak istiyorum.
Ender YORGANCILAR
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı