2020 KASIM AYI MECLİS TOPLANTISI

 30 Kasım 2020

 

 

 

Sayın Başkanım,

Meclisimizin Çok Değerli Üyeleri,

Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz.

DEPREM

Çok zor ve bir o kadar hareketli bir Kasım ayını geride bırakıyoruz. 30 Ekim’de Kara bir Cuma günü yaşanan deprem felaketi ile 117 canımızı toprağa verdik. Binlerce insanımız evsiz kaldı. Deprem bölgesini gezmiş biri olarak söyleyebilirim ki, acı ve kayıp çok büyüktü.

Devletimiz tüm kaynakları ile enkaz başında ilk andan itibaren bizimleydi. İzmir halkı sonrasında büyük bir dayanışma örneği göstererek, depremzedelerin acısını hafifletmek için olağanüstü bir çaba içine girdi. Sayın Valimizden, belediye başkanımıza kadar büyük bir koordinasyon içerisinde çalışmalar yürütüldü.

Bizler de, İzmir’e olan sorumluluğumuz gereği, İzmir işdünyası olarak “Birlikten İzmir Doğar” kampanyasını başlattık. Bugüne kadar destek veren herkese şükranlarımı sunuyorum. Kampanyadan bilgisi olamamış dostlarımızın da ailelerimize sıcak bir yuva sağlanması hususunda desteklerini bekliyoruz.

Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

DEPREMLE YAŞAMAK

Elbirliği ile elbette ki bu acılı günleri de aşacağız. Ancak, önemli olan “deprem değil, bina öldürür” gerçeğini kavramamız ve bir daha aynı sonuçların tekrarlanmasına izin vermememizdir.  Bakınız haritaya. Ülkemiz ve Bölgemiz ciddi bir deprem riski ile karşı karşıya. Ülke nüfusunun yaklaşık üçte birine denk geliyor. Ve risk birçok sanayi şehrimizi kapsıyor. Bu bilinen bir gerçek.

Ancak, bu gerçek karşısında ne devlet, ne belediyeler, ne de biz bireyler gerekli önlemleri almıyoruz. Kaderimize razıymış gibi davranıyoruz. Öyle olunca da, Japonya’da, benzer şiddetteki bir depremde burun bile kanamazken, bizde yüzlerce can kaybı yaşanıyor.

2020 yılında Türkiye'deki Elazığ ve İzmir depremleri sayılmazsa, dünyanın farklı ülkelerinde 6.5 üzerinde tam 20 deprem gerçekleşti. Ve tamamında sadece 13 kişi hayatını kaybederken, bu 13 kişiden 10'u 23 Haziran'da Meksika'da meydana gelen 7.4 büyüklüğünde depremde, 1'i ise 17 Temmuz'da Papua Yeni Gine'de gerçekleşen 7.0 büyüklüğündeki depremde yaşamını yitirdi.

Türkiye genelinde ivedilikle bina stoklarının incelenmesi, risk envanterlerinin çıkarılması ve dönüşüm, güçlendirme gibi gerekenin yapılması, imar aflarının yeniden incelenmesi büyük önem taşımaktadır. Diğer yandan, kamuoyu ile paylaştığım önerimi tekrarlamak isterim. Mutlaka binalara etiket/karne/HES kodu gibi bir işlem yapılmalı ve riski binalar bu şekilde takip edilmelidir.

Dileriz bu son olur ve gereken dersleri almışızdır.

SALGINDA İKİNCİ DALGA

Bir başka kırmızı harita sorunu ile karşı karşıyayız. Dünya genelinde ve bizde, salgında beklenen ikinci dalganın içerisindeyiz ve bunu her gün birebir yaşayarak görüyoruz. Üç büyük şehrimiz adeta yangın yeri. Çevremizde, fabrikalarımızda artan sayılar tedirgin edici boyutta.

Salgının en yüksek değeri olan 11 Nisan’da 5.138 vaka tespit edilmişti. Normalleşmeye geçtiğimiz 1 Haziran’da 827’ye kadar düşen sayı, bugün açıklanan gerçek sayılarla 30 bine ulaştı. Dünyada ilk 3 sırada olmamız durumun vahametini göstermektedir.

Yeni önlemler açıklandı ancak gördüğümüz kadarıyla yeterli olamıyor. Restoran ve kafeler en büyük mağdur iken Özgür Pekmezci arkadaşımızın da belirttiği gibi, ev dışı tüketim için üretim yapan işletmeler de benzer şekilde ciddi sıkıntı içerisinde. O nedenle, kapanan sektörlerde mağdur olan her işletme ve o işletmeye tedarik sağlayan üreticilere de geçen yıl bu aylarda beyan ettikleri gelir üzerinden belirli bir oranda bir yıl vadeli faizsiz destek verilmelidir. 3 aydan uzun süre kısa çalışma ödeneğine mecbur bırakılan çalışanların ücretleri yeniden düzenlenmelidir.

TARIM VE ORMAN BAKANI TOPLANTI

Odamız ev sahipliğinde; İZTO, BORSA işbirliği ile sektör temsilcilerimizi Tarım ve Orman Bakanımız ile buluşturduk. Meclis Başkanımızın moderatörlüğünde verimli bir toplantı gerçekleşti. Güncel konularınızı bizlere ilettiğiniz takdirde ilgili yerlerde gerekli girişimlerde bulunduğumuzu hatırlatmak isterim.

TOBB EKONOMİ ŞURASI

Kasım ayında bir diğer önemli toplantı, Sayın Cumhurbaşkanının onurlandırdığı TOBB Ekonomi Şurası idi. Bizzat katıldığım toplantıda Sayın Cumhurbaşkanının yeni döneme dair mesajları umut verici idi.

Önce Merkez Bankası Başkanı, ardından Hazine ve Maliye Bakanı değişimi ile başlayan süreçte, atılan adımlar, yapılan açıklamalar piyasa ve kamuoyu tarafından olumlu karşılandı. Ancak, dolarda yeniden artışla birlikte görmekteyiz ki, artık söylemden eyleme geçme zamanıdır. Birçok riski aynı anda yürütmek zorunda olan ülkemizin daha fazla zaman kaybına tahammülü yoktur.

“Yüksek faize yatırımcımızı ezdirmemeliyiz..Artık çok daha güçlü bir şekilde üretime, yatırıma, istihdama ve ihracata odaklanmamız gerekiyor.. Hukuk ve ekonomi reformları, yeni dönemin hazırlıklarıdır..Geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz.” Açıklamalarının altına imza atmamak mümkün değildir. O nedenle, bu açıklamaları destekleyen uygulamaların bir an evvel hayata geçirilmesini bekliyoruz.

Ayrıca, artan maliyetler, azalan talep karşısında adeta köşeye sıkışan üreten kesimin, finansal olarak kamu tarafından desteklenmesinin ivedilikle gerekli olduğu inancındayım.

BÜYÜME

Bu sabah açıklanan büyüme oranı ile Türkiye, üçüncü çeyrekte, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %6,7 büyüdü.

Büyük ekonomilerin 3. çeyrekte de negatif seyirleri devam ederken, %4.9 büyüyen Çin ile ülkemizin bu performansı önemlidir.

Covid-19’un en etkili olduğu ikinci çeyrekte %9,9 daralmanın ardından gelen %6,7’lik büyümede ana etken ticari kredilerde yüzde 34, tüketici kredilerinde yüzde 58’lik artış yoluyla iç tüketim olmuştur.

Bu şekilde 2020 yılını %0,5-1 aralığında kapatmamız söz konusu olacaktır.

Öyle bir süreçten geçmekteyiz ki, büyüme tek başına bir anlam ifade etmiyor. İstihdam yaratmayan, ihracatın desteklemediği, yatırımlarda istikrar sağlanmayan büyüme sürdürülebilir riski ile karşı karşıya.

3. çeyrek detaylarına baktığımızda; İmalat sanayinin %9,3, Gayrisafi sabit sermaye yatırımlarının %22,5 büyümesi önceki çeyrek kayıplarını toparlamak adına güçlü ve umut verici bir artıştır. Benzer şekilde makine yatırımlarının %23,5 ile pozitif gerçekleşmesi, İnşaat yatırımlarındaki %14,7 ile yeniden güçlü bir toparlanma geçmiş olması 2021 adına önemlidir.

Sanayi %8, İnşaat %6,4, hizmetler %0,8, Tarım %6,2 büyümüş, net ihracat %22,4 daralma ile büyümeye negatif katkı yapmıştır.

Eylül’de 52,8 olarak ölçülen PMI endeksi, Ekim’de 53,9’a yükseldi. Benzer şekilde sanayi üretim endeksinde de artış seyri devam ediyor olsa da, verilerdeki sınırlı artışlar, artan salgınla birlikte temkinli iyimserliğimizi sürdürmektedir.

Zira, 8,5 seviyesini görmüş dolar kurunun gerileyip kısa sürede aynı seviyelere ilerleyişi, öngörülemeyen kur karşısında hepimizin hareket kabiliyetini daraltmaktadır. Bu volatilite içerisinde artan maliyetle üretim ve ihracatın sürdürülebilirliği mümkün değildir. 500 seviyelerinden 400’ün altına gerileyen CDS örneğinde olduğu gibi atılacak adımların kurları sakinleştirmesini ümit ediyorum. Aksi durumda, canımızın çok yanacağı ortadadır.

DÜNYAYI SIFIRLAMAK

Time Dergisi’nin Kasım ayı için hazırladığı uluslararası özel sayısında kapağın görselinde Dünya yeniden inşa ediliyor ve başlığı “The Great Reset” Yani dünya sıfırlanıyor. Mevcut sisteme reset atılıyor.

İşte böyle bir süreçte, bizim artık aynı sorunları tekrar tekrar konuşmanın ötesine geçmemiz gerekiyor. Artık planları, eylemleri hayata geçirme zamanı.

Bakınız Pasifikte Çin, Japonya ve Güney Kore’nin olduğu 15 ülke 15 Kasım’da Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşmasını (RCEP) imzalamıştır. Yeni düzen için her ülke bir çaba içerisindedir.

Türkiye de, bu dönemin dinamikleri doğrultusunda yol almalıdır. Bunun için de ekonomi, toplumsal, hukuk, eğitim, dış politika gibi alanlarda reset zamanı.

82.ölüm yıldönümünü, saygıyla, rahmetle, şükranla andığımız Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yol; yeni sistemin şifrelerini de içinde barındırıyor. Aklın, bilimin, insanın odağında müreffeh bir toplum kurma hedefi aslında hiç de uzak değil. Sanayi 4.0 ile başlayan dönüşüm süreci, Pandemide hayatın her alanında dönüşüme evrildi ve bugün dünya yeni bir inşa aşamasında.

Kaos, belirsizlik, tedirginlik, durgunluk hayatımızın normali oldu. Bu şartlarda üreten kesim olarak; zorluklar karşısındaki dirayetimizi devam ettirerek, üretmeye, istihdam sağlamaya, ihracata devam ettik, edeceğiz de.

Dünyanın resetlendiği böyle bir süreçte, dönüşümün anahtarının sanayide olduğu unutulmamalıdır. Sanayiyi ve sanayiciyi öncelikleyen ülkeler, dönüşümün de kazananı olacaktır.

Sağlıklı günler dileyerek, konuşmamı burada tamamlamak istiyorum.

 

Saygılarımla,

Ender YORGANCILAR

Yönetim Kurulu Başkanı

Başkana Ulaşın