2020 ARALIK AYI MECLİS TOPLANTISI

28 Aralık 2020

 

 

Sayın Başkanım,

Meclisimizin Çok Değerli Üyeleri,

Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz.

Hakkari’de çığ düşmesi sonucu şehit düşen askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum.

Gençlerimizin sportif performanslarından dolayı kazandıkları başarıları ile gururlanırken, yaşamda sergilenen tavırları görünce, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim". Sözü ile konuşmama başlamak istedim.

Evet, tarih sayfalarında yerini alan 1 yılı daha geride bırakıyoruz. Bu döneme denk gelen 7’den 77’ye herkes için ”Ne yıldı arkadaş” denilecek 2020’ye veda ediyoruz. Peki, biz bu 2020’den ne öğrendik?

2020 YILINDAN ÖĞRENDİKLERİMİZ

  • Sağlık alanında bilimsel ve gelişmiş üretim altyapısına sahip olmanın gerekliliğini,
  • Ürün üretimi ve hizmet sağlamada, esnek ve proaktif olmanın değerini,
  • Birey, işveren ve devlet için tasarruf etmenin, ihtiyat akçesi tutmanın kıymetini,
  • Tarım ve gıdada kendi kendine yetebilmenin önemini,
  • Turizm sektörünün kırılganlığını,
  • Teknolojideki değişimlerden kaçılamayacağını, dijital dönüşümün tercih değil, zorunluluk olduğunu,
  • Doğa’ya karşı değil, doğayla uyumlu ve doğayla dost hareket edilmesi gerektiğini,
  • İhtiyacımızdan daha fazlasını kullandığımızı ve daha azla yaşanılabileceğini,
  • Dünyanın her an yeni krizlere açık olduğunu,
  • Kriz anlarında ekip olabilmenin ve güven sağlayabilmenin avantajını,
  • Sokaklarda özgürce dolaşabilmenin maddi karşılığı olmadığını,
  • Deprem değil, binanın can aldığını,
  • Yarattığı istihdam, sağladığı döviz ve yaptığı yatırımlarla sürdürülebilir bir ekonomi için sanayinin stratejik önemini, öğrendik.

Evet, tüm bunları öğrendik ama mesele bunları hayata ne düzeyde geçireceğimiz. Bu doğrultuda da bireysel, kurumsal ve ülke genelinde 2021 yılı şekillenecektir.

COVID-19 SENARYOLARI 

Aralık-Şubat döneminde salgında korkulan artış dünya genelinde gerçekleşirken, mutasyona uğramış virüs haberleri ile İngiltere sınırları kapanma noktasına gelindi. Mevcut aşıların geçerliliğini koruduğu ama bulaş hızı yüksek olan bu durum, endişeleri yeniden artırdı. Bu haberlerin hemen öncesinde Euromonitor tarafından hazırlanan bir covid-19 senaryosunu da dikkatlerinize sunuyorum.

Temel Senaryo ve 3 ayrı olumsuz senaryo hazırlanmış. Temel senaryonun gerçekleşme olasılığı %46-56 arasında görülmektedir. Bu senaryo, 2021 küresel büyümeyi %3.5-6.5 arasında öngörürken, 2020’de tamamladığımız 3 çeyreğin dışında 2 çeyrek daha yani yaza kadar karantina önlemlerini etkin görüyor. Riskli borçlanma oranlarının ise Pandemi öncesine göre %2-9 daha fazla olması bekleniyor.

Kötümser senaryolarda genel olarak; küresel boyuttaki yeni dalgalarla birlikte hem karantina önlemlerinde artış, hem de verilerde risk artıyor görünmekte.

Yılbaşı dönüşü sizlere yılda 2 kez yaptığımız ekonomik değerlendirme anketimizi göndereceğiz. Lütfen yanıtlayın ki, biz de salgının etkilerine ilişkin durum değerlendirmesi yapabilelim.

KEARNEY YENİ KÜRESEL TRENDLER

Uzmanların da belirttiği ve en muhtemel senaryoda da gördüğümüz gibi yaza kadar belki etkisini yitirerek, belki de zaman zaman artırarak biz bu virüsle daha birlikte olacağız gibi. Umutlarımızı artıran aşı çalışmalarının hızı bu süreci belirleyecek. Kearney danışmanlık firması, dünyanın virüsle mücadelesi devam ederken, 2021-2025’in trendlerini 5 ana başlıkta kamuoyu ile paylaştı.

  1. Hükümetlerin, savunma ve mücadele haline geçmesi: Artan eşitsizliklerin, iklim değişikliğinin ve şimdi de pandeminin yarattığı krizler, dünya genelinde hükümetlerin üzerinde yarattığı mali ve politik baskıları artıracaktır. Öyle ki,  Mali açıkların 2025'e kadar devam etmesi halinde, Hükümetler kamu güvenini kaybetmemek için yerel yönetimlerle özel sektörden destek arayışına girecekler.
  2. Kendi kendine yeten ülke olma haline dönüş: Pandemi, kriz zamanında kendi kendine yeten ülke olma konusunda bir uyanış yarattı. Hükümetler sağlık, teknoloji, gıda, enerji ve imalat gibi kilit sektörlerdeki ulusal yeteneklerini geliştirmek için adım attıkça, özel sektörle işbirliği için yeni fırsatlar oluşabilir. Ancak, hükümetlerin özel sektörde çok fazla hakimiyet kurması, uzun vadede inovasyonu engelleyebilir.
  3. Toplumsal farklılık ve eşitsizliklerde artış: Önümüzdeki 5 yıl içinde pandemi ile artan yoksulluk ve eşitsizlik sebebiyle; azınlıklar, düşük vasıflı işçiler, öğrenciler, çocuklar, çalışan anneler gibi toplumun en zor durumda kalan kesimleri giderek daha fazla marjinalleşecek. Hükümetlerin ve işletmelerin, bu kesim için birlikte çalışmaları gerekecek.
  4. Gıda güvensizliğinde artış: Ufukta, gelişmekte olan ülkeler için küresel bir gıda krizi görünüyor. Ticaret kısıtlamaları ve pandemi kaynaklı üretim kesintileri nedeniyle gıda tedariki daralıyor ve ekonomik çalkantıların ortasında gelirler azalıyor. Gelecek 5 yıllık öngörüler, durumun daha da kötüye gideceğini ve bunun da gıda endüstrisinde değişikliklere, ülkeler arasındaki eşitsizliğin artmasına ve genel olarak verimliliğin azalmasına neden olacağını gösteriyor.
  5. Sanayi sektöründe birleşmeler, konsolidasyonlar ve satın almalarda artış: Pandemi dünya çapındaki farklı işletmeler için finansman olanaklarını zayıflattı. Bu trend, gelecek 5 yıl içinde daha güçlü şirketlerin zayıflamış rakiplerini ve rakiplerinin teknolojilerini satın almalarıyla ve sektör birleşmeleriyle sonuçlanacak.

PMI GENEL VE SEKTÖREL GÖRÜNÜM

Bozulan ekonomik yapı içerisinde genel olarak imalat sanayi sektöründe PMI düzeylerine bakmamız aslında yılın değerlendirilmesi açısından önemli işaretler vermektedir.

Mart ve Haziran ayları dahil olmak üzere küresel ekonomide İMALAT sanayinin geçirdiği aşama çok net görülmektedir. 2 ay boyunca 30 seviyelerine kadar düşen PMI, Temmuz itibari ile de artık 50 seviyesinin üstünü görmüştür. Ancak, dikkatinizi çekmek istediğim husus, Kasım ayında seçilen örnekler içinde sadece Türkiye’nin önceki ayların aksine küresel PMI seviyesinin altında kalması ve gerileyerek 51,4 seviyesine gelmesidir. Bunda da artan döviz kuru etkisiyle artan hammadde fiyatları ve talep düşüşü etkili olmuş olabilir. Ümit ediyorum ki, bu geçici bir durumdur ve yeniden toparlanma eğilimine geçer.

Sektörel bazda baktığımızda; sadece 3 sektörün baraj üstünde kaldığını görüyoruz. “Kimyasal, plastik ve kauçuk”, “Tekstil” ve “Metalik olmayan ürünler”. Diğer yandan; “Ana metal”, “makine”, “ağaç ve kağıt”, “elektrikli ürünler” ve “giyim” sektörleri baraj altında kalmıştır.

ABD’den beklenen Caatsa yaptırımları geldi. AB yaptırım kararını erteledi. Brexit sonuçlanmak üzere. Sanayimizi etkileyecek olan ve stratejik adımlar atmamızı gerektiren bu süreci en etkin şekilde yönetmek zorundayız.

YAPILANDIRMA

Sanayide toparlanma gecikirken, hizmetler sektöründe daralma artarken, “7256 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” kısmen birçok sektöre nefes aldıracaktır. Geçen hafta bilgilendirme toplantımızı online yaptık. Ancak, yaklaşık 30 üyemiz toplantıya katılım gösterdi. Ben bir kez daha faydalanmak isteyenler açısından 31 Aralık gününe kadar online başvuruda bulunabileceğinizi hatırlatmak isterim. Kapsama giren çok fazla başlık var. Tek tek okumayacağım. Bazılarını toplu bir şekilde slaytta görebilirsiniz.

Ancak, burada altını çizmek istediğim husus; yapılandırma kapsamına dahil olduktan sonra; “SGK Borcu Yoktur” ve “Vergi Borcu Yoktur” belgelerini temin edebilirsiniz.        

Toplantıda da söylediğim gibi,  emeği geçenlere teşekkür ediyorum ama kapsamın biraz daha genişletilmesinde fayda vardı. Olağanüstü dönemlerde sınırlı kalan düzenlemeler, toparlanmayı da sınırlı bırakacaktır. Matrah artırımı, stok affının da, olmasını isterdik.

  • Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergiler ve vergi cezaları ile bunlara bağlı gecikme faizleri, gecikme zamları gibi fer’i alacaklar,
  • İdari para cezaları,
  • 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme faizleri, gecikme zammı alacakları,
  • Sigorta primleri ve topluluk sigortası primleri, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,
  • İl özel idarelerinin, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen asli ve fer’i amme alacakları,
  • Belediyelerce tahsil edilen bütün vergiler, vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, su, atık su ve katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacaklar,
  • TOBB’a, TÜRMOB'a, Barolara, TİM, TSE ile ihracatçı birliklerine ait olan aidat ve diğer bazı alacaklar,
  • Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları’nın 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen asli ve fer’i amme alacakları,
  • KOSGEB tarafından kullandırılan ve uygunsuzluğu tespit edilmiş destek ödemelerinden kaynaklı olan alacaklar,
  • OSB ve sanayi sitesi yapı kooperatiflerine kullandırılan kredilerden kaynaklı alacaklar,
  • Kalkınma ajanslarının özel idareler, belediyeler ve sanayi odalarından olan alacakları.

ARALIK AYINDA AÇIKLANAN DESTEKLER

Aralık ayında yayınlanan birkaç önemli desteği de hatırlatmak isterim.

  1. Normalleşme desteği kapsamında; kısa çalışma sonrasında, normal çalışma süresine geçilmesi durumunda faydalanılan nakdi ücret desteği için tanınan süre 6 aya çıkartılarak 30 Haziran 2021 tarihine kadar uzatıldı.
  2. İlave İstihdam Teşviki süresi, 31 Aralık 2022 tarihine kadar uzatıldı.
  3. Kısa Çalışma Ödeneği Başvuru Süresi 31 Ocak 2021,
  4. Kısa Çalışma Süresi 28 Şubat 2021’e uzatıldı.
  5. Aynı işyerlerinde 31 Aralık tarihine kadar yapılan başvurular kapsamında ilave edilen işçiler için de bu uzatma geçerli.
  6. Pandemi destekleri kapsamında; KDV’si %8 yerine %1’e ve %18 yerine %8’e düşen sektörlerdeki uygulama 31 Mayıs 2021 tarihine kadar uzatıldı.
  7. KOBİ’ler yüzde 80 KGF kefaletiyle 1 milyon 125 bin TL’ye kadar, 1 yıl ödemesiz, 60 aya kadar kredi kullanabilecek.
  8. Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında yapılan yatırımlar için Yatırım Kalkınma Bankası  10 yıla kadar vadeli %14.50 sabit faizli “Yatırıma Destek” TL kredisini açmıştır.

ÜYELERİMİZİN YATIRIM TEŞVİK VERİLERİ

Bu destekler, tanınan kolaylıklar Pandemi sürecinden bu yana özellikle de KOBİ’lerimizin aldıkları hasarı onarma adına önemli adımlardır. Ancak, biliyoruz ki süreç uzadıkça yeterli olmamaktadır. Artan işsizlik oranı dikkate alınarak, bizim hızla yatırım yapabilir seviyeye ulaşmamız gerekmektedir. Bu noktada, Üyelerimizin yatırımlarına ilişkin özel bir çalışma yaptık ve sonuçlarını sizlerle de paylaşmak istiyorum.

2020 ilk 10 ayda Resmi Gazete’den alınan verilere göre; 

İzmir ve İzmir dışında yatırım yapan EBSO Üyesi toplam 263 firmanın aldığı toplam belge sayısı 287 olup, bu rakam 2019 yılında 194 idi. 287 belgenin %83’ünün yatırımları İzmir’de, kalan %17’sinin farklı şehirlerdedir.

Yatırım tutarı açısından EBSO üyelerinin sadece İzmir’de yaptıkları yatırımları, toplam yatırımlarının %46’sına denk gelmektedir. Yani üyelerimiz yatırımlarının yarısını diğer illere yapmaktadır.

Üyelerimizin yatırımlarının belge adeti olarak %5,6’sı, tutar olarak %3’ü Manisa’dadır.

EBSO Üyesi Firmanın verileri 

İzmir ilinin toplam yatırımları ile kıyaslandığında; belge sayısının %69,8’ine, yatırım miktarının %96,8’ine ve istihdamın %71,4’üne denk gelmektedir.

EBSO Üyeleri ülke yatırımlarında; belge sayısının %3,4’ünü, yatırımların %4,9’unu ve istihdamın %3’ünü karşılamaktadır. Üyelerin yatırımlarının %43,5’i Tevsi, %27’si KYY’dir.

2020 Ocak-Ekim döneminde EBSO Üyesi Firmanın sadece İzmir’de yaptığı yatırımlar açısından değerlendirme yapıldığında;

İzmir yatırımlarında; belge sayısının %58’ini, yatırım miktarının %44,6’sını ve taahhüt edilen istihdamın %46,8’ini karşıladığı görülmektedir.

Pandemiye rağmen, yatırımlarını artıran üyelerimizi ülke ekonomisine katkılarından dolayı tebrik ediyorum.

ZİHNİYET DEĞİŞİMİ

Bu kadar önemli bir süreçte, bu kadar önemli gündem konularımız varken, ülkemizde özellikle de bir eğitimcinin ağzından asla duymak istemediğimiz sözlere ilişkin de birkaç husus belirtmek isterim. Çünkü, biz dünya yeniden inşa ediliyor derken, değişim, dönüşüm zamanı, Sanayi 4.0’ın yaratacağı yenilikleri anlatırken böylesi bir zihniyet karşısında ülkem adına, gelecek adına, gençlerimiz adına derin bir üzüntü içerisine giriyorum. Oysa, bizim umuda, nitelikli eğitime, yol gösteren söylemlere o kadar ihtiyacımız var ki. Bu zihniyet, bu söylemler, ülkenin gelişmesinin önündeki en büyük engeldir. Şiddetle kınıyor ve ekonomide, dış politikada verilen mücadele kadar bu karanlık zihniyetle de mücadele etmemiz gerektiğini bir kez daha üzülerek görüyorum.

TOBB/TEPAV TÜRKİYE 100 ŞİRKETİ 

TOBB, TEPAV ve TOBB ETÜ’nün katkılarıyla düzenlenen TOBB Türkiye 100 Ödül Töreni’nde, Türkiye'nin 2016-2018 dönemindeki satış geliri artış hızı sıralamasına göre en hızlı büyüyen ilk 100 şirketi açıklandı. Listeye giren 6 üyemizi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.

LİDERLİK

Her sene Yönetim Kurulu Başkanı olarak şahsımın performansını ölçmek için yapmakta olduğumuz, liderlik anketinin sonuçlarını da sizlerle paylaşmak isterim. Öncelikle yanıt veren, değerli görüşlerini, eleştirilerini sunan herkese çok teşekkür ediyorum.

Bugüne kadar yapılan 10 anket çalışması içinde, 2017’den sonraki en yüksek ortalamaya %91,3 ile ulaşılması, geçen yıla göre 2 puan artış gerçekleşmesi,

Son 2 yılın analizinde her bir başlıkta bir önceki yılın üstünde bir performans sonucu çok kıymetlidir.

SIFIR ATIK BELGESİ

Bu süreçte; Odamızın “Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi” aldığını da memnuniyetle paylaşmak isterim. Atıklarımız kaynağında ayrılmakta, çatı katımızda oluşturduğumuz “Geçici Atık Depolama Alanı”nda depolanmakta ve mevzuata uygun olarak geri dönüşümü ve/veya bertarafı sağlanmaktadır. 

KURAKLIK HARİTASI

Konuşmamın sonunda bir konuyu daha aktarmak istiyorum. Sona attım. Çünkü devamında izlemenizi istediğim kısa bir video olacak.

Sizlerle her sene paylaştığım küresel riskler sıralamasında bildiğiniz gibi iklim ve çevre konuları ilk 5 sırada yer alıyordu. Her geçen yıl, kaynaklarımızın sonsuz olmadığını deneyimliyoruz ama sonsuzmuş gibi de davranmaya devam ediyoruz.

Kaynaklarımızı tasarruflu kullanmak adına öncelikle, AB ile uyumlu kış saati uygulamasına ivedilikle geçilmesini istiyoruz. Sabahın 8’inde havanın karanlık olmasını ve elektrik israfını anlamak mümkün değil.

Bir diğeri, Tunç Başkanın açıklaması ile gündeme gelen susuzluk. Artan nüfus, azalan kaynaklar, iklim değişikliği ile birlikte baş gösteren kuraklık ve tüketici alışkanlıkları bugün bizleri su krizi ile yüzleştirmektedir. Haritadaki kızarıklık da riski açıkça gösteriyor.

Öyle ki, uluslararası raporlar dünya nüfusunun yüzde 40'ının 2050 yılında yaşayacağı susuzluğa dikkat çekiyor. Bugün İzmirimiz için de benzer bir sorunla karşı karşıyayız. Bireysel farkındalıkla birlikte, ortak akılla bilim insanlarımızın, yerelin, kamunun, sanayimizin alternatif çözümler arayacağı, bir planlamaya geçmek zorundayız. Diyerek sizleri 1 saatlik bir belgeselin 3 dakikalık bölümü ile baş başa bırakıyorum. Lütfen dikkatlice izleyiniz.

Koronasız, sağlıkla, huzurla keyifle geçecek bir yıl olması temennisiyle mutlu yıllar diliyorum.

 

Saygılarımla,

Ender YORGANCILAR

Yönetim Kurulu Başkanı

Başkana Ulaşın