2019 NİSAN AYI TOPLANTISI

NİSAN AYI MECLİS KONUŞMASI – 29 Nisan 2019

Sayın Başkanım,

Geçmiş Dönem Başkanlarımız,

Yüksek İstişare Kurulu Üyelerimiz,

Onur Üyelerimiz, Meclisimizin Çok Değerli Üyeleri,

Basınımızın Kıymetli Temsilcileri,

Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz.

Konuşmama başlamadan Meclis Başkan Vekilimiz, Sayın Işın Yılmaz’ı, İzmir İtalyan Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyeliği için tebrik ediyor, başarılar diliyorum.

23 NİSAN

“Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” diyen, yeni bir devlet için kurucu meclisini 99 yıl önce toplayıp, bugünü çocuklarımıza hediye eden Kurtuluş Mücadelemizin önderi, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, şehitlerimizi, gazilerimizi rahmetle, şükranla ve özlemle anıyoruz. Ruhları şad olsun.

Yurdun dört bir yanında imkanı ne olursa olsun, yüreğinde bu minneti ve heyecanı duyan Atamızın ifadesi ile “küçük hanımların ve küçük beylerin” gözlerinden öpüyorum.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı ve TBMM’nin 99. yıldönümünü gönülden kutluyorum.

KILIÇDAROĞLU’NA SALDIRI

Değerli Meclis Üyelerimiz,

31 Mart yerel seçimlerinin hemen akabinde bir bülten yayınlayarak: “Üreten kesim olarak, gündemimizi artık toplumun enerjisini tüketen siyasi polemikler, tartışmalar değil, ihracat başarılarımız, inovasyon çalışmalarımız, uluslararası işbirliklerimiz, katma değerli üretimimiz alsın istiyoruz. Yılın ikinci çeyreğinde yeni bir motivasyon, piyasalara verilecek olumlu mesajlar bugünümüzü dünden daha güzel yapacaktır.” dedik.

Seçimler oldu, bitti. Bizim çok daha önemli sorunlarımız, çözüm bekleyen konularımız vardı. Ama öyle şeyler yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz ki, bu ay konuşmamda ekonomiye hiç değinmeyeceğim.

Çünkü, gördüm ki; bizim ekonomiden çok daha ivedilikle çözüme kavuşturmamız gereken konularımız bulunmakta. Yeri geldikçe ifade ettiğim gibi, rakamlar bugün iner, yarın çıkar. Daha az üretir, daha az kazanırız. Bu bir süreçtir. Doğru bir planlama ile geçmiş yıllarda yaşadığımız kriz sürecinde de gördük ki, bunun üstesinden gelebiliriz.

Ancak, 21 Nisan Pazar günü şehit cenazemizde yaşanan linç girişiminin üstesinden gelmenin çok da kolay olmayacağını gördüm ve derin üzüntü duydum.

Önce Kuzey Irak’tan, ardından tatkibatta Urla ve Polatlı’dan acı haberi aldık. Şehitlerimize Allahtan rahmet, acılı ailelerine ve milletimize başsağlığı ve sabır diliyorum. Mekanları cennet olsun. 

Bizim demokrasiye olan inancımız azalırsa, bizim adalete olan güvenimiz sarsılırsa, bizim birbirimizin en ufak bir karşıt görüşüne tahammülümüz kalmaz ise, “benden değilsin” diye şiddete başvurup, “bendensin” diye yanlışa gözümüzü kaparsak bunun telafisi olmaz, olamaz.

Her vatan evladının katılabileceği, her siyasi görüşten insanın belki de tek bir ortak noktada buluşabileceği, acıların paylaşıldığı şehit cenazemizde yaşanan olaylardan duyduğum endişeyi, eminim sizler de taşıyorsunuz.

Olaya ilişkin Meclis Başkanımız Sayın Salih Esen ile birlikte “Bu son olsun” diyerek tepkimizi gösterdik. 

Peki neden endişelenmeliyiz.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun şahsına indirgemekten ziyade, bütünsel baktığımızda çocuklarımız ve ülkemizin geleceği adına endişelenmeliyiz.

Bir olma, birlik olma geleneğimizin kaybolduğunu, ortak bir acıda dahi tek yürek olamadığımızı gördüğümüz için.

Her şeyden önce şehidimize ve acılı ailesine bir saygısızlık yapıldığı için.

Şiddetin, topluma şuursuzca nasıl hakim olduğu çok net görüldüğü için.

Ve başta demokrasimiz olmak üzere uluslararası alanda ekonomimizin de yara alacağı için endişelenmeliyiz.

O gün cenaze törenindeki ruh halini düzeltemediğimiz takdirde, cari fazla vermişiz, ihracat rekoru kırmışız var mıdır bir kıymeti?

Açıkçası bu olayın, siyaset bilimciler, sosyologlar, psikologlar tarafından çok iyi analiz edilmesini ve güzel ülkemiz için objektif bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmasını ve gerekenin yapılmasını arzu ediyorum.

Bu vatanın hangi güçlükler içerisinde ve hangi düşmanlıklara karşı kazanıldığını bilen herkesin, huzur ve birlik içerisinde yaşamak istediğinden hiçbir şüphem yoktur.

Yıl olmuş 2019 ve biz hala şehit verirken, sen ben diye ayrışıyor ve ayrıştırılıyorsak çok daha dikkatli, akıllı ve sağduyulu olmak zorundayız.

Sayın Kılıçdaroğlu’na bir kez daha geçmiş olsun diyor, olay anındaki duruşundan dolayı tebrik ediyor, her kime yapılırsa yapılsın, siyasi görüşü ne olursa olsun bu tür saldırıları birliğimizi bozmak isteyen hainlerden ayırmamamız gerektiğinin altını kalın çizgilerle çizmek istiyorum.

YEREL SEÇİMLER

Henüz tam olarak sonuçlandı diyemediğimiz tarihe geçen bir yerel seçimi daha geride bıraktık.

Son 5 yılda 7 seçim yapmış bir ülkenin seçim sonuçları ile ilgili bu yaşadıklarımızı yaşamaması gerekirken, dış basından ülke imajımızın çok da hoş olmadığını hepimiz gördük.

Dünya ortalamasının çok üstünde %85’e varan bir katılım oranı, halkımızın demokrasiye olan inancı açısından çok önemlidir.

Ancak, seçim sonrasında yaşadıklarımız da bir o kadar önemlidir.

Sonuçlara ilişkin veri akışını sağlayan ve bir kamu kuruluşu olan tek ajans, bizlerin vergileri ile bizlere doğru bilgiyi aktarmakla yükümlüdür. Peki, öyle mi oldu?

Görevini ne kadar yerine getirebildi? Halkın beklentilerini ne kadar karşılayabildi?

Kurtuluş Savaşı mücadelemiz sürecinde Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş bir kuruma 13 saat boyunca halkın bilgi alma hakkını kesintiye uğratmak yakıştı mı?

Eğer bir ülkede kurumlar sağlıklı çalışamaz, kurumlara dair şüpheler artarsa, halkın vergileri ile çalışan O kurumlar yıpranır ve bir süre sonra işlevsizleşir. Bundan hepimiz zarar görürüz.

Ortalama her yıl seçimin yaşandığı bir ülkede, seçim sürecinde gerginlik hakim oluyorsa, seçimlerde veri akışına dair şüpheler artıyorsa, şeffaflıkla ilgili kaygılar ortaya çıkıyor ve itiraz süreci uzun tutuluyorsa, bu ülkeye, bu millete, bu milletin kaynaklarına büyük zarar veriliyor demektir.

Hangi çağdaş ülkede görülmüştür, seçim çuvallarının üstünde uyumak. Sabaha kadar nöbet tutmak?

Bakınız 1 ay geçti. Kamuoyu hala seçimi konuşuyor, tartışıyor.

Demokrasinin gereği olarak gördüğümüz seçimler, bir şenlik havasında geçmeli. Medya tüm etik kuralları içerisinde bu sürece doğru hizmet etmelidir.

Bir sonraki seçime kadar, eksiklerin tamamlanması, yapılan hataların düzeltilmesi, bir vatandaş olarak en büyük beklentimizdir.

Başta İzmir olmak üzere kazanan il ve ilçelerdeki tüm belediye başkanlarımızı tebrik ediyor, başarılar diliyorum. Zira, her bir başkanımıza yerelden kalkınma adına çok önemli görevler düşmektedir.

Bu süreçte; ortak aklı temel alan, şehirlerin ihtiyaçları ve halkın beklentileri doğrultusunda bir hizmet anlayışı ile marka şehirlerin yaratılmasına katkı konulmasını gönülden diliyorum.

Değerli Meclis Üyelerimiz,

Terör ne yazık ki, dünyanın dört bir tarafında kanlı ve acımasız yüzünü göstermeye devam etmekte.

1648 tarihinde bugünkü büyük Avrupa ülkeleri arasında imzalanan Westphalia Barış Antlaşması ile din savaşları son bulmuş, laik devlet anlayışı içinde birbirlerinin içişlerine karışmama kararı verilmiş, çağdaş uluslararası ilişkilerin temeli atılmıştı.

Yıl olmuş 2019 ve dünyanın dört bir yanında alevlenen bir islamifobi yansımalarını izliyoruz. Yeni Zellanda’da bir caninin Camiye yaptığı saldırının intikamı olarak, Sri Lanka’da İçlerinde 2 Türk gencimizin de olduğu 350’yi aşkın can’ın ölümüne sebep olan art arda terör eylemleri gerçekleştirildi. Ortak akılla teröre çözüm bulunması dileği ile hayatlarını kaybedenlere Allahtan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum.

Yurtiçinde kendi aramızda ayrışmamız, dünya genelinde de din savaşları toplumların içinde bulunduğu durumun anlaşılması ve gelecek stratejileri açısından dikkatle irdelenmelidir.

Mübarek Ramazan ayına yaklaştığımız bugünlerde; merhametli ve vicdanlı olmayı, hoşgörüyü, sevgi ve saygıyı, yardımlaşmayı yeniden yaşatabilmek dileği ile hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Saygılarımla,

Ender YORGANCILAR

Yönetim Kurulu Başkanı

Başkana Ulaşın