2018 MAYIS AYI MECLİS TOPLANTISI

  

MAYIS MECLİS KONUŞMASI – 28 Mayıs 2018

Sayın Başkanım,

Onur Üyelerimiz, Meclisimizin Çok Değerli Üyeleri,

Basınımızın Kıymetli Temsilcileri,

Yönetim Kurulumuz adına, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hoşgeldiniz. Huzurla, ağız tadıyla geçireceğimiz bir çalışma dönemi olması temennisiyle, bir kez daha katkılarınızdan, desteklerinizden ve hoşgörünüzden dolayı da teşekkürlerimi sunuyorum.

Coşkuyla, gururla 99.’sunu kutladığımız 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız vesilesiyle, Ulu Önderimiz başta olmak üzere şehitlerimizi, gazilerimizi şükranla anıyoruz. Samsun’a çıkılan o ilk ve kararlı adım, bugün tam bağımsız bir ülkeyi yoktan var etti..Ne kadar şükranla ansak, ne kadar teşekkür etsek, bize miras kalan topraklara, değerlere az gelir..Toplum olarak topyekün gerçekten kıymet bildiğimiz günleri diliyorum.

Değerli Arkadaşlar,

Kalkınma Bakanlığı’nın özel bir projesi olarak Odamız 1. katında “Tek Durak Ofisi” açıldı. İZKA, SGK, TİCARET SİCİL ve VERGİ DAİRESİ’nden uzmanların tek bir ofis çatısı altında yerli ve yabancı yatırımcılara, yatırım sürecinde danışmanlık, koordinasyon hizmeti verilecektir. Bu imkandan yararlanmanızı ümit ederim.

Tüm Oda ve Borsalarımızda seçimler tamamlanınca, İzmir’de özlenen bir birliktelik göstererek, Sayın Başbakanı makamında ziyaret ettik. İzmir ile ilgili konularımızı aktardık. Ümit ederim ki, bu fotoğraflar çoğalır.

2 hafta önce de, TOBB Yönetim Kurulu belirlendi.  TOBB Yönetimine ve Sayın Başkana başarılarının devamını diliyorum. 2 dönem boyunca TOBB görevim nedeniyle göstermiş olduğunuz hoşgörüye teşekkürlerimi sunuyorum. Elimden geldiğince, Odamızı, Bölgemizi Ankara’da temsil etmeye gayret ettim. Bayrağı devralan Sayın Özgener’e de başarılar diliyorum. 

Değerli Arkadaşlar,

Büyüklerimiz, “Eski zaman olur ki” diye bir tabir kullanırdı geçmişte.. Eskiden yaz dönemi gelip, okullar kapanınca ülke olarak da, kurumlar bazında da bir sakinlik olurdu. Ancak, son birkaç senedir her yaz çok hareketli ve sancılı geçmekte ki o sakinliğe olan özlemle, “Eski zaman olur ki” diyeceğimiz bir yaza daha giriyoruz.

Sıcak bir yazın ilk haberi beklenmeyen erken seçim tarihi ile geldi. 

Ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Zira önümüzde çözmemiz gereken çok konumuz var ve her biri birbirinden kritik. 2018 yılının ikinci yarısının ana belirleyicilerini; ERKEN SEÇİM VE SONUÇLARI, JEOPOLİTİK RİSKLER VE EKONOMİDE ATILACAK ADIMLAR olarak görüyorum.

Petrol fiyatları 3.5 yılın en yükseğinde. 2017 yılında dolardaki artış %21 olurken, 2018 ilk 5 ayında %20’yi aşan, sadece Mayıs ayında %17 oranında bir dolar kuru artışı ile karşı karşıyayız.

Özel kesimin döviz açık pozisyonu toplamı 223 milyar Dolar, dış borcu 326 milyar Dolar iken, Merkez Bankası’nın hiçbir müdahale içinde bulunmamasını, ülkemizin fakirleşmesini, enflasyonun tetiklenmesini sadece izledik. Dünyaca ünlü ekonomistler Türkiye’deki olumsuzluğun, gelişmekte olan ülkeleri de peşinden sürükleyeceğini açıkça yazmışladır. Artışa dair birçok sebep bulunmaktadır.

  1. Merkez Bankası’nın müdahalede gecikmesi,
  2. Enflasyondaki artış ve bu artışın devam edeceği yönündeki beklentiler,
  3. Cari açığın, hem yüksek olması hem de petrol fiyatlarındaki artışa bağlı olarak yükselmesi,
  4. Bütçe dengelerindeki bozulma,
  5. Dolar endeksinde yükseliş
  6. Dış borç geri ödemelerinin Nisan-Mayıs ayında yoğunlaşması
  7. Bölgesel yani jeopolitik risklerin artması
  8. 12-13 Haziran tarihindeki FED toplantısından faiz artışı beklentisi
  9. Döviz rezervlerinde azalma
  10. Ara malı ithalatında dışa bağımlılığımız
  11. Erken seçim ve sonrasına ilişkin siyasi belirsizlikler
  12. Açık pozisyonlarını kapatmak için veya tasarruf amaçlı içerde dövize talebin artması
  13. Küresel düzeyde spekülatif sermayenin gelişmiş ülkelere doğru geri çekilmeye başlaması

18 Nisan’daki erken seçim kararının ardından sadece 0,75 puan faiz artıran ve sonraki süreci bizimle birlikte izlemeyi tercih eden MERKEZ BANKASI ilk adımını 16 Mayıs’ta söylem olarak yaptı. Denildi ki:

16 Mayıs 2018 Ortalama $ 4.39

Piyasalarda gözlenen sağlıksız fiyat oluşumlarının yakından takip edildiği ve gelişmelerin enflasyon görünümü üzerindeki etkileri de dikkate alınarak gerekli adımların atılacağı ilan edildi.

2 Ocak’ta dolar kuru 3,77, OVP ile 2018 tahmini 3,73, 2019 tahmini 3,92’dir.

23 Mayıs 2018: Ortalama $ 4.58 (Gün içinde 4.92’ye çıktı)

Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde,  borç verme faiz oranı yüzde 13,5’ten yüzde 16,5’e yükseltildi.

24 Mayıs 2018: Ortalama $ 4.85

2018 yılının ikinci çeyreğinde gerçekleştirilecek Türk Lirası uzlaşmalı vadeli döviz satım ihalelerine ilişkin takvim güncellendi ve 2018 yılı boyunca vadeli döviz satım pozisyon tutarının ulaşabileceği üst sınır 10 milyar ABD doları olarak  belirlendi. 

25 Mayıs 2018: Ortalama $ 4.70

İhracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredilerinin, kredinin vadesinde ödenmesi halinde, ABD doları için 4,20, Euro için 4,90, İngiliz Sterlini için 5,60 kuru kullanılarak Türk lirası olarak yapılabilmesine olanak tanınması ve kredi kullandırım tarihindeki işlem kurunun sabitleme kurundan yüksek olması durumunda kredi geri ödemesinde kredi kullandırım tarihindeki işlem kurunun esas alınmasına karar verildi.

28 Mayıs 2018: Ortalama $ 4,65

1 Haziran itibari ile 1 haftalık vadeli repo ihale faiz oranı 16.50 olan politika faiz oranına eşitlenerek, sadeleştirmeye gidilmiştir.

EXİMBANK

  1. Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda yapılan değişiklik ile 02.05.2018 tarihi itibariyle döviz kredileri, doğrudan döviz olarak veya kredi tutarının Türk Lirasına dönüştürülmesi suretiyle kullandırılabilmekte.
  2. TCMB Reeskont Kredileri haricindeki tüm döviz cinsinden kullandırılan krediler Türk Lirasının haricinde döviz olarak da kullandırılabilecektir.
  3. Bugün itibari Euro cinsinden Euribor+3,25 toplam 5 yıl vadeli bir kredi penceresi açıldı.

Bu şekilde kur zararlarının önüne geçmek hedeflenmektedir.

SON HAMLELER OLUMLU OLMAKLA BİRLİKTE, TABLO SÜRECİN NASIL KÖTÜ YÖNETİLDİĞİNİ ORTAYA KOYMAKTADIR.

SONUÇTA, BAKTIĞIMIZDA DOLAR BUGÜN 4,57, EURO 5,33 SEVİYELERİNDE VE HALA OLMASI GEREKENİN ÇOK ÜSTÜNDE.

Beklentimiz merkez bankasının para politikasını öncelikle normalleştirmesi yani istisnai bir araç olan geç likidite penceresi yerine gecelik pencereden ve haftalık repo faizi kanalından piyasayı yönlendirmesidir. Ayrıca, kurlarda istikrar sağlanıncaya kadar faiz politikasını normal kanaldan etkin olarak kullanması gerekmektedir.

Kurlardan bağımsız olarak, piyasayı canlandırmak için geriye dönüp, Hükümetin 5 ayda neler yaptığına baktığımızda;

  1. Nefes kredisi yenilendi.
  2. Ortaklık, Borcunu kapatmak isteyen firmaya engel olmayacak.
  3. Borcu olan da sosyal güvenlik teşviklerinden yararlanabilecek.
  4. 7103 Sayılı Kanunla, birtakım vergisel indirimler ve kolaylıklar sağlandı
  5. Proje bazlı teşvikler verildi.
  6. Kosgeb Kobigel Destekleri yenilendi.
  7. Konut kredilerinde faizler indirildi.

Bilindiği gibi, tekrar hayata geçirilen TOBB Nefes Kredisi’nde, Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak, sizlerin de onayı ile ilave 3 milyon TL’lik kaynak ayırmıştık. 800 firmamız bu destekleri kullanmıştır. Faydalı olmasını umut ediyorum.

Ancak, tüm itirazlara rağmen yürürlüğe giren Son Kaynak Tedarik Tarifesi ile OSB'lerin indirimli elektrik almasını sağlayan sanayi tarifesi kaldırılmış ve faturalara da yansıtılmıştır.

Dövizde gelinen seviye ile Yekdem'in dövize bağlı olması maliyetleri başlı başına artırırken, kaşıkla verilenin kepçeyle alındığı bu duruma müdahale edilmesini bir kez daha talep ediyoruz.

Piyasaları canlandırma girişimleri önemli olsa da geçici adımlardır. Belirsizlik, güven ortamının sorgulanması ve geçici, kalıcı olmayan adımlar sorunları ortadan kaldırmıyor. Birçok uluslararası değerlendirme kuruluşu tarafından yatırımcılara Türkiye’ye dair ciddi uyarılarda bulunulmaktadır. Bu da sermayenin kaçması anlamına gelmektedir. Artan kurlar ile birlikte artan maliyetler ve enflasyon özellikle üretici üzerinde ciddi baskı yapacaktır. Tek çarenin Merkez Bankası faiz artırımı olmadığını da çok iyi biliyoruz.

Peki bundan sonra yılın kalan yarısında ne yapılmalı?

  1. Piyasa-Merkez Bankası ayrışması giderilmelidir.
  2. Enflasyonun düşürülmesi ile ilgili tedbirler alınmalıdır.
  3. Kalıcı çözüm için, ithalat bağımlığını düşürecek şekilde üretim yapısında dönüşüm sağlayacak önlemler hayata geçirilmelidir. Üretim ve talep dengesi örtüşmüyorsa, 100 dolarlık üretimin 60 doları ithalat ise bu sürdürülemez.
  4. Makro ekonomik istikrar için reformlara odaklanılmalıdır.
  5. Bütçe açığının kontrolden çıkması engellenmelidir.
  6. Maliye bir yıllık borçlanma ve itfa programını açıklamalıdır.
  7. Döviz kazandırıcı işlemler desteklenmelidir.
  8. Sanayi ve tarımsal üretimde enerji maliyetleri ÖTV indirimi ile düşürülmelidir.
  9. Olağanüstü hal kapsamı yeniden değerlendirilmeli, Adalet reformu gündeme alınmalıdır.
  10. Bürokraside liyakat ve performans temelli kariyer sistemi yerleştirilmelidir.
  11. AB ile ilişkiler yeniden hız kazanmalı, Britanya’nın ayrılıyor olması fırsata dönüştürülmelidir.
  12. Suriyeli sığınmacılar ve Suriye sorununun çözümüne kalıcı çözüm üretilmelidir.

Değerli Meclis Üyelerimiz,

Odamız tarafından hazırlanan 2 anket analizi biri 2018 ilk çeyreğe dair, diğeri de 2017 yılına ait olup, aslında ikisi de karar vericilere önemli ipuçları vermektedir.

Önce ilk çeyrekte gerçekleşen verilere şöyle bir bakalım. Darbe etkisinin net olarak yaşandığı 2017 yılı ilk çeyrek verileri ile 2018 ilk çeyrek kıyaslandığında; döviz kuru, işsizlik ve protesto edilen senetler dışındaki verilerde baz etkisi de olsa olumlu sonuçlar gözlenmektedir. Ancak, 2.çeyreğe ilişkin gelen veriler aksi yönde bir tablo çizmektedir.

Bu değerlendirme ışığında; 3 ayda bir yaptığımız Sanayi Eğilim Anket çalışmasına bir bakalım.

Anketin kapsamını genişleterek, 2018 YILININ İLK ÇEYREĞİNE ilişkin bir rapor haline getirdik. O nedenle, bundan sonraki süreçte de anketi doldurmanızı özellikle rica ediyorum. Söz konusu rapordan bazı slaytları paylaşmak istiyorum. Tamamına web sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

Sorular arasında yer alan; üretim, ihracat, satışlar ve istihdamla ilgili ilk çeyrek gerçekleşmelerini endeks haline getirerek, İmalat Sanayi Durum Endeksi’ni oluşturduk.

Bu endeksi, imalat sanayi büyüme oranı ve imalat sanayi üretim endeksi ile karşılaştırdığımızda aralarında güçlü bir korelasyon olduğunu gördük. 11 Haziran’da açıklanacak olan 2018 yılı ilk çeyrek büyüme oranı hakkında da öngörüye imkan veriyor ve piyasanın da beklediği gibi %7’nin üstünde bir büyüme oranını işaret ediyor.

Ortalama %65 kapasite ile çalışan firmalarımızın, Atıl Kapasite ile çalışma nedenleri olarak; 

%22,3’ü kalifiye eleman yetersizliğini,

%19’u hammadde yetersizliğini,

%18,6’sı enerji maliyetlerini göstermiştir.

Mali Sorunların nedenleri arasında da; 

İşletme Sermayesi Yetersizliği, Kredi Miktarı Yetersizliği ve Vergi Düzenlemeleri ilk 3 sırayı almaktadır.

Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın 2017 yılı Üretimden Satışlarına Göre 100 Büyük Sanayi Kuruluşu’nu Cuma günü basın toplantısı ile açıkladık. 36 yıldan bu yana yapmakta olduğumuz ve önemli sonuçların çıktığı değerlendirmeden bazı analizleri sizinle paylaşmak istiyorum.

Piyasa değeri >Türkiye Milli geliri’nden fazla olan bir marka düşünün.

2017 yılı cirosu ilk 100 büyük firmanın cirosunun 11,5 katıdır.

Apple, Marka değil de bir ülke olsa, ilk 20 ekonominin içinde.

Yani bizim yerli ve milli hedefle çok ama daha stratejik çalışmamız gerekmektedir.

Değerli Arkadaşlar,

Şimdiden Mutlu Bayramlar diyor, ailelerinizle birlikte sağlıklı, mutlu, şeker tadında bir bayram diliyorum.

 

Saygılarımla,

 

Ender YORGANCILAR

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı

  

Başkana Ulaşın