Sayın Başkanım,
Geçmiş Dönem Başkanlarımız,
Yüksek İstişare Kurulu Üyelerimiz,
Sayın Uğur GÜRSES
Onur Üyelerimiz, Meclisimizin Çok Değerli Üyeleri,
Basınımızın Kıymetli Temsilcileri,
Yönetim Kurulumuz adına, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hoşgeldiniz.
Sayın Gürses ekonomideki gelişmeleri net bir şekilde yorumladı. Benim de reel sektör ağırlıklı sizlerle paylaşmak istediğim bazı slaytlarım olacak.
Değerli Arkadaşlar,
ORTA VADELİ PLAN/ SLAYT 1
Küresel piyasalarda gelişmekte olan ülkelere ilişkin bir endişe hakimken, yılın son çeyreğine doğru bizde de ekonomik ve politik alanda yaşadığımız belirsizler seyrini ne yazık ki sürdürüyor.
Açıklanan Yeni Ekonomi Programın; Ekonomik DENGELENME, mali DİSİPLİN ve üretim ve ihracatta katma değer odaklı DEĞİŞİM olmak üzere 3 temel başlık üzerine kurulu olmasını ekonomik gerçeklerimizle UYUMLU olarak yorumlayabiliriz. Hedeflenen verilere baktığımızda kısmen tutarlı bir tablo ile karşı karşıyayız. Kısmen çünkü, 2019 için dolar kurunun 5,60 seviyede tutulması, bütçe açığı, işsizlik oranı gibi bazı verilerde de iyimser bir yaklaşım gördük.
Özellikle düşük büyüme beklentisi, içinde bulunduğumuz gerçeklerin farkında olunması açısından önemlidir ama sonuç itibari ile acıdır. OECD de büyüme beklentisini, 2019 için binde 5’e geriletmiştir.
Bununla birlikte; paydaşlardan katkı alınması, kamu maliyesi dönüşüm değişim ofisinin kurularak, tasarruf tedbir önlemlerinin işletilmesi, reel sektörün finansmanı açısından Kalkınma Bankası ve Eximbank etkinliğinin artırılması gibi önemli eylem planları bulunmaktadır. Programda cari açığı düşürmek için ithalata bağımlılığın azaltılmasına ve ihracatın artırılmasına yönelik önlemleri de sanayi açısından anlamlı buluyoruz.
Uygulanmayan eylemlerin takipçisi olunması, henüz başlanmamış projelerin yapılmayacağı, vergi adaleti, Merkez Bankası’nın bağımsızlığının vurgulanması gibi günümüz gerçekleri ile uyumlu konular gündeme taşınmış. Tüm bunlar, önemli olmakla birlikte, Programın uygulanabilirliğindeki yöntem ve kararlılık bundan sonraki süreçte esas olandır ve tam olarak göremediğimiz eylemler tarafımızca da izlenecektir.
Uygulamada ihtiyacımız olan, reel döviz kurlarında istikrar, düşük enflasyon, düşük faiz ve yatırım çekişli ihracata yönelik büyüme modelinin temel alınmasını ümit ederiz.
FAİZ ARTIŞI/ SLAYT 2
Dolarda yılbaşından bu yana yaklaşık %67,4, Euro’da %63 artış yaşanması, gözleri yeniden faiz oranlarına çevirmişti. Merkez Bankası tarafından 13 Eylül’de beklentilerin üstünde 625 baz puan gibi ciddi bir faiz artış yapıldı. Ne yazık ki, bu artış kurlar üzerinde istenen baskıyı yaratamadı. Çünkü, tek başına ve gecikmeli bir adımın etkisi de oldukça sınırlı kalacaktı ve öyle de oldu.
Bu durumda, elimizde hem yüksek faiz oranı kaldı. Hem kurlar düşmedi. Bununla birlikte, faiz artışının, maliyetleri, maliyetlerin de fiyatları artıracağı dikkate alındığında üstüne bir de olası enflasyon artışı eklendi.
Tüm bunlar, hammaddesi ithal olan sanayicimizi köşeye sıkıştırıyor. Bugün kağıt sektöründe yaşananlar ortada. Gelinen noktada, 98 yıllık Resmi Gazete’nin matbu basımından vazgeçildi.
Peki buraya nasıl geldik diye bir bakalım:
Mali kriz mi yaşanıyor derken, reel sektöre ilişkin olumsuz sinyaller ard arda alıyoruz.
Son günlerde kamuoyuna yansıyan konkordatoları sizler de takip ediyorsunuz.
Artan kurlar karşısında firmalar borçlarını ödeyemez hale gelirken, bu borçlar bankaların alacakları halinde. Hesabını bilmeyenler batıyor denebilir. Panik yok da denebilir. Ancak, şu bir gerçek ki, küçülen bir ekonomide sıkışan reel sektörün yansımaları oldukça acı olur.
Reel sektörün bugün net döviz borcu 216 milyar Dolar.
Seneye 100 büyük firma çalışmasında da, 500 büyük firma çalışmasında da çok net göreceğiz ki, bugünler firmalara kambiyo zararı olarak geri dönecektir. Ve şimdiden karlar eridiği gibi mali yapı tamamen bozulmuştur.
Bu da yatırım yapmayı ötelemekte, maliyet kontrolüne firmaları zorlamaktadır.
Elbette ki, bu fırtına da dinecek ama dileğimiz ve amacımız en az hasarla fırtınadan çıkılmasıdır.
Bu süreçte; Nefes Kredisinin devamı niteliğinde Kobi destek kredisi yenilendi ve Odamıza başvurabilirsiniz. Aylık %1,85, 6 ay anapara ödemesiz, 18 ay vadeli kredi imkanından yararlanabilirsiniz. Perşembe günü başladık ve 1.5 günde 160 üyemiz talepte bulundu.
DÖVİZ DÜZENLEMELERİ/SLAYT 3
Bildiğiniz gibi 2009 yılından itibaren döviz geliri olmayan firmaların da dövizle borçlanmalarına izin verildi. Ve Sonuçta slayttaki tablo oluştu. Benim de ısrarla “döviz geliriniz yoksa dövizle borçlanmayın” diye uyarmamın sebebi söz konusu rakamlardır. Adım adım gelen bir tehlike. Önce varlığının 2 katı ardından, 3 katı borçlanan bir özel sektör.
Diğer yandan, kurlardaki artışı dizginlemek adına içerde dövizle ilgili çok önemli 3 düzenleme ardarda yapıldı.
4 Eylül Tarihli Resmi Gazete kararı:
Türkiye’de yerleşik kişiler tarafından gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedeller, ithalatçının ödemesini müteakip doğrudan ve gecikmeksizin ihracata aracılık eden bankaya transfer edilir veya getirilir. Bedellerin yurda getirilme süresi fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü geçemez. Söz konusu bedellerin en az %80’inin bir bankaya satılması zorunludur.
13 Eylül Tarihli Resmi Gazete kararı:
Döviz üzerinden yapılan menkul ve gayrimenkul alım satım ve kiralama sözleşmeleri 30 gün içinde Türk lirasına dönüştürülecek.
“Türkiye’de yerleşik kişilerin, bakanlıkça belirlenen haller dışında, kendi aralarında menkul ve gayrimenkul alım satım, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama leasing ile iş, hizmet ve eser sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamaz” bendi eklendi.
15 Eylül Tarihli Resmi Gazete kararı:
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) 1/1/2023 tarihine kadar, Kanunun 376 ncı maddesi kapsamında sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda, henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararları dikkate alınmayabilir.
Ayrıca; Türkiye Bankalar Birliği; borç yapılandırmasında kaynakların ve verimli kullanılması amacıyla; nakit dengeleri iyileştiğinde çok sayıda borçlu için sinerji oluşturabilecek nitelikteki borçlulara öncelik vereceğini ve 100 Milyon TL’nin üstünde borçlu olanlar için borç yapılandırmasına gideceğini açıkladı.
20 Eylül Perşembe tarihli Resmi Gazete’de, Yapı Kayıt Belgesi verilmesine ilişkin usul ve esaslarda bazı değişiklikler yapılmıştır. İncelemenizde fayda görmekteyim.
ELEKTRİK ZAMLARI VE ENFLASYON/SLAYT 4
Üretim yapmanın ne kadar zor olacağına ilişkin çok basit bir gerçek. Ocak ayından bu yana 4 kere elektrik ve doğalgaz faturalarına zam yapıldı. Slaytta gördüğünüz oranlarda yapılan zamlara, artan kurla birlikte artan hammadde fiyatları da eklenince, üreticilerin eli kolu bağlandı. Özellikle de demir-çelik sektörü gibi sektörlerimizin maliyetleri katlanmaktadır.
Enflasyonun Eylülden itibaren çok daha yüksek çıkma beklentisi, ÜFE ile TÜFE arasında açılan fark, bizler açısından zor günlere işaret etmektedir.
Bununla birlikte son yapılan düzenleme ile yüksek elektrik tüketimine sahip ve tüketiminin bir kısmını kendi üreten bazı sanayi tesislerinin, kalan tüketimleri için piyasadan aldığı elektriğe uygulanan fiyat muafiyeti uygulamadan kaldırılacak. Söz konusu tesisler, aldığı elektriğin Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamındaki maliyetini ödeyecek. Bu da yaklaşık %15-20 maliyet artışına denk geliyor.
SANAYİ BAKANLIĞI DESTEKLERİ /SLAYT 5
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Bayram öncesinde destek paketi açıklanmış biz de üyelerimize duyurmuştuk. Desteklere ilişkin gelinen son durum şöyle:
Teknoloji gelişme bölgesine, yeni destekler dağılmaya başlandı.
TSE Hizmet Ücretlerinde %25 indirim; 1 Eylül itibari ile uygulamada.
Ar-Ge desteğine kur farkı düzenlenmesi hususunda; Tübitak Teknogirişim Sermaye Destek Programı yürürlükte. TÜBİTAK Sanayi Destekleri kapsamında kur farkı dolayısıyla oluşacak maliyet artışlarına da destek başladı.
Temel bilimler mezunları için Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ve Ar-Ge merkezlerinde istihdam edilmeleri halinde, aylık brüt asgari ücret tutarında destek verilmesine başlandı
Yerel potansiyelin harekete geçirilmesi için Kalkınma ajansları üzerinden ön ödemeler yapıldı.
KOSGEB'in alacaklarının ertelenmesi ve KOBİ'lere ihracat desteği yürürlüğe girdi.
Patent, marka, tasarım başvuru ve tescil ücretlerinde yüzde 25 indirim; 5 Eylül 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.
YERLİ ÜRETİM LOGOSU/SLAYT 7
Tüm Bakanlıklar, kendisi ile ilgili alanlarda, yaşanılanlar karşısında birtakım adımlar atıyor. Bunlardan sonuncusu Ticaret Bakanlığı’ndan geldi. Yerli üreticiyi korumak adına, farkındalık yaratmak amacıyla Türkiye’de üretilen ürünlerin üzerinde yerli üretim logosu yer alıyor. Tabi burada şöyle bir durum da var. Yabancı sermayeli birçok ürün de Türkiye’de üretiliyor. Yani bu önlem, salt yerli üreticiyi korumuyor. Ama yine de farkındalık açısından önemli. Logoda Türk bayrağını görme arzumu da belirtmeden geçemeyeceğim.
Bununla birlikte, e-ticarete önem vermeniz gerektiğini her fırsatta sizlere söylüyorum. Amazon artık Türkiye’de de faaliyette. Ve biz bugün dahi AVM açmaya devam ediyoruz..
ULUSLARARASI GÖÇ İSTATİSTİKLERİ//SLAYT 7-9
TUİK tarafından uluslararası göç istatistikleri açıklandı. Orada dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama 2017 yılında bir önceki yıla göre yurtdışına göç %42,5, Türkiye’ye gelen göç %22,4 artmıştır. Bu veride, adres kaydını aldırmayanlar dahil değil. Belki bu 2018 yılında daha fazla olacak.
Ancak, Türkiye’ye gelen T.C. vatandaşı oranı %21,8, Türkiye’den giden T.C. vatandaşı oranı %44,7’dir. Gelen ve giden yabancıların ilk üç sıralaması, Irak, Afganistan ve Suriye vatandaşı.
İzmir’e gelenlerde %10, gidenlerde de %43’lük bir artış gerçekleşmiştir.
Türkiye’den yurtdışına göç olgusunda birçok etken olmakla birlikte, yanlış eğitim politikaları ve istihdam olanakları da önemli bir paya sahiptir.
Zira, göç edenleri yaş grupları bazında incelediğimizde en büyük payın 20-29 ve 30-34 yaş grupları arasında olduğunu gözlemliyoruz.
Bizim genç beyinlerimizi ülkemizde tutmaya ve onlardan maksimum ölçüde yararlanmaya ihtiyacımız var. Sayın Cumhurbaşkanının “geri dönün” çağrısını bu anlamda oldukça anlamlı buluyorum. Ama bunun için de, uygun ortamın sağlanması gerekmektedir.
Bakınız yeni eğitim öğretim dönemi başladı. Hayırlı uğurlu olsun. Eğitimle ilgili görüşlerimi tekrar etmeyeceğim.
Ama size Japonya’dan bir örnek sunmak istiyorum.
JAPONYA’DA EĞİTİM / SLAYT 10
Bildiğiniz, gibi Japonya, vatandaşlarının işine karşı sorumluluğu, nezaketi, saygısı, disiplini ile öne çıkmış bir toplum. Bunu sağlamalarında ana etken ekranda. Evet bizim çocuklarımızı, 6 yaşından itibaren yarış atına döndüren eğitim sistemimize rağmen, Japonya’da 10 yaşına kadar sınav yok.
Size hep anlattığım, kendi sınıflarını kendileri temizliyor, yemek servisleri yapıyor, bulaşıkları yıkıyor, çöpleri döküyorlar. Biz evimizde dahi kıyamayız çocuklara bu işleri yaptırmaya değil mi?
Bu şekilde; o yaşa kadar insan olmak, doğru tutum ve davranış oluşturmak, ülke sevgisini aşılamak amaçlanıyor. Ve bunu da başardıklarını görüyoruz. Ve bugün de bizim toplumun geldiği seviyeyi görüyoruz. O nedenle eğitim sistemimiz içinde, öğretimdeki yetersizlik ayrı tartışma konusu iken, eğitime özellikle bu süreçte biraz daha ağırlık verilmesi gerektiği inancındayım.
Saygılarımla,
Ender YORGANCILAR
Yönetim Kurulu Başkanı