2017 TEMMUZ AYI MECLİS TOPLANTISI

TEMMUZ MECLİS KONUŞMASI

31.07.2017

 

Sayın Meclis Başkanım,

Geçmiş Dönem Başkanlarımız,

Onur Üyelerimiz, Meclisimizin Çok Değerli Üyeleri,

Basınımızın Kıymetli Temsilcileri,

Yönetim Kurulumuz adına, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz.

Şinasi Ertan, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın en kıymetli görevlerini layıkıyla yerine getirmiş, 30 yıl Meclis üyeliği ile Odamıza hizmet veren ender sanayicilerden biri olmuştur. Ancak, O öylesine bir duayen sanayici idi ki, karakteri ile çalışma tarzı ile, vizyonu ile her daim görüşüne başvurduğumuz, danıştığımız, danışmaktan büyük onur duyduğumuz ve verdiği destekten de keyif alan biriydi.

Katkıları ve emekleri için kendi adıma, Odamız adına şükranlarımı sunuyorum. Allah rahmet eylesin. Ruhu şad olsun. Kıymetli ailesine de başsağlığı ve sabır diliyorum.

Bildiğiniz gibi Temmuz ayı geçen seneden bu yana artık ayrı bir öneme sahip. 15 Temmuz hain darbe girişiminin birinci yıldönümünü İzmir’deki sivil toplum kuruluşları olarak ortak bir basın toplantısı ile andık. Geçen son 1 yılda Ülkemizin geleceği adına ne kadar tehlikeli bir ihaneti geride bıraktığımızı daha net görüyoruz. Bugün şunu söyleyebilirim ki, bu menfur olaydan ders çıkarmak ve önümüze bakmak zorundayız.

Benzer hiçbir gruba taviz vermeden, devletin menfaati doğrultusunda; güçlü demokrasi, hukukun üstünlüğü, milli irade ve güçlü bir Türkiye için hareket etmeliyiz.

Yaşadıklarımız göstermiştir ki, Ulu Önderin bizlere emanet ettiği laik Türkiye Cumhuriyeti’ni, karanlığa sürükleyecek benzer girişimlerin kökünü kazımaktan başka çaremiz yoktur.

Bir süredir beklenen kabine revizyonu gerçekleşti. 11 bakanlıkta değişime gidildi. Kabineye 6 yeni isim girerken, 5 bakanın görev yeri değişti. 15 bakan yerini korurken, 6 bakan kabine dışı kaldı.

Yenilenen Kabinenin ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Ekonomi koordinasyonunun tek elden yönetilmesini çok doğru buluyorum.

Yapacak çok işimiz var. Gündem çok yoğun ve hala beklediğimiz reformlar hayata geçirilemedi. Yeni Bakanlarımızı tebrik ediyor ve hayırlı mesailer diliyorum. Söz konusu değişimin, olumlu sonuçlarını en yakın zamanda alabilmeyi ümit ediyorum. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na atanan Sayın Jülide Sarıeroğlu’nu özellikle tebrik ediyor, başarılar diliyorum.

Evet gündemimiz çok dedik. Bunlardan en önemlisi bir süredir artan işsizliktir. Hükümet bu farkındalıkla bir istihdam seferberliği başlatmış ve önemli desteklerle işsizliği azaltma hedeflenmiştir.

Grafikten de görüleceği gibi, Ocak ayında %13 gibi oldukça yüksek olan işsizlik oranı söz konusu seferberlikle bugün %10,5’a düşmüştür. İstihdamın da benzer şekilde artıyor olması önemlidir. Ancak daha önemli olan bunun sürdürülebilir olması ve tek haneye inmesidir. İzmir’deki istihdam rakamları da 100 bine ulaşmakta. Katkı koyan herkese ben de kendi adıma şükranlarımı sunuyorum.

Son açıklanan Genelge ile, üç aylık sigortasızlık şartının 10 gün şeklinde düzenlenmesi, işverenin de yaklaşımını olumlu etkileyecek ve bu motivasyon hem ekonomik hem de toplumsal açıdan pozitif katkı sunacaktır.

Bir diğer gündem maddemiz eğitim. Bizim neredeyse her toplantıda dile getirdiğimiz, altını çizdiğimiz, eksikleri ifade etmeye çalıştığımız eğitim konusunda ne yazık ki, üzücü kararlara imza atılmaktadır.

Biz diyoruz ki Sanayi 4.0 sürecinde başlamamız gereken nokta eğitim sisteminin yeniden yapılanması ve eğitim 4.0 altyapısının oluşturulmasıdır. Uluslararası eğitim sıralamalarında aldığımız dereceler de bizi teyit etmektedir.

Demografik fırsat penceremiz de, Sanayi 4.0 sürecinde öncelikle bilim ve eğitim stratejilerimizi yeniden kurgulamamız gerektiğini göstermektedir.

İlkokullarımızdan başlamak üzere kodlama eğitiminin zorunlu olmasını, üniversitelerde geleceğin mesleklerine yönelik bölümlerin açılmasını, atıl bölümlerin kapanmasını, mesleki eğitim için ihtiyaç duyulan alanlarda bölümlerin açılmasını, Almanya, Avusturya Modeli’nin benimsenmesini uzun bir süredir talep ediyoruz. Gerçekleşene kadar da talep etmeye devam edeceğiz.

Ancak, bugün eğitime farklı bir pencereden bakılmaktadır. Ders müfredatı farklı bir yönde ilerlemektedir.

Sayın Vekilin söylediği gibi: 'Cihat bilmeyen çocuğa matematik öğretmenin faydası yok' bunu mu benimseyeceğiz.

İnsanın nefsine karşı verdiği mücadeleyi mi? Yoksa canlı bomba olarak can almayı mı, kamyonla insanların üstüne dalmayı mı? Kendinden olmayanı düşman görmeyi mi? Bunları mı anlayıp, anlatacağız.

Peki o zaman bizim Ortadoğu’dan ne farkımız kalır?

Değerlendirmelerinize sunuyorum.

Ne yazık ki, biz bu tür kısır tartışmalarımızla uluslararasında olumsuz algımızı yükseltmeye devam ediyoruz. Bunlardan sonuncusu Avrupa Parlamentosu’ndan geldi. 30 yıllık Avrupa Birliği-Türkiye ilişkisine zarar verecek bir karar ile Türkiye’nin AB’ye katılım müzakerelerinin askıya alınması kararına imza atılmıştır. Her ne kadar siyasi bir karar olup, resmi bir geçerliliği olmasa da Birlik içerisinde Türkiye algısını oldukça negatif etkilemektedir.

İlişkinin kesilmesi değil, geliştirilmesi gerektiğini küresel ekonominin geldiği nokta açıkça göstermektedir. Her iki tarafa da zarar verecek bu kararı kınıyoruz.

Almanya ile olan gerginlik sonrasında Alman Bakan tarafından yapılan açıklamada da Gümrük Birliği’nin güncellenmesi girişimleri yeniden değerlendirilmelidir açıklamaları oldukça üzücü.

Bununla birlikte; Reutors tarafından Türk vatandaşlarına Avrupa’da vizesiz seyahat ve serbest ticaretin kapsamının genişletilmesi konularının askıya alındığı duyurulmuştur.

Sanayiciler olarak uluslararası politikadaki olumsuzluktan en çok etkilenen kesimiz ve daha hassas davranmamız gerektiğini düşünüyoruz. Ümit ediyorum ki, bu yaşadığımız son gerginlik olur. Sayın Başbakanın Alman firmaları ile görüşmesi gecikmiş ama etkin iletişim açısından önemlidir.

Bir diğer önemli konu Hamburgh’ta yapılan ve oldukça olaylı geçen G20 Zirvesi idi. Zirve sonunda öne çıkan kararları paylaşmak isterim.

1.    Korumacılığa karşı mücadele

2.    Uluslararası ticaret ve büyüme için işbirliği

3.    Yoksulluğun ortadan kaldırılması,

4.    Paris İklim Değişikliği Anlaşması

5.    Afrika ile işbirliği,

6.    İstihdamın artırılması ve

7.    Kadının rolünün güçlendirilmesi

Kararları ile tepki çeken FITCH, Türkiye notunu açıkladı ve önemli gerekçeler sundu.  Türkiye'nin cari açığının yüksek kaldığı, büyümenin eş ülkelerin üzerinde olduğu ve devam edeceğini, özel sektörün canlı, bankaların güçlü olduğu mesajını vererek, kredi notunun "BB+" seviyesinde teyit edildiği, görünümün de "durağan" olduğu bildirilmiştir.

Türkiye'nin IMF'den talep ettiği Mali Şeffaflıkla ilgili rapor sonuçları da açıklandı.

Türkiye’nin, IMF Mali Şeffaflık Yönetmeliği'nin 36 maddesinden 10'una temel seviyede, 13'üne iyi seviyede ve 6'sına ileri seviyede uyum gösterdi ve ciddi ilerleme kaydedildiği belirtilmiştir.

Diğer yandan IMF tarafından güncellenen «Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda küresel ekonomide güçlenen toparlanmanın özellikle 'Çin, Japonya, Euro Bölgesi ve Kanada’nın etkisi ile gerçekleştiği belirtilmiştir. Küresel ekonominin büyümesini 2017 yılında %3,5 olarak değiştirmezken, ABD ve İngiltere’nin büyüme beklentilerini düşürmüştür. Türkiye’ye ilişkin beklentileri ise pozitif yönde olarak açıklamakla yetinmiştir.

Küresel Ekonomiyi tehdit eden 4 riski: Trump politikaları, ABD MB para politikası, Brexit süreci ve Çin'de artan borç gösterilmiştir.

Değerli Arkadaşlar,

Baktığımızda ekonomide olumsuz göstergelerimiz olsa da, Türkiye’ye ilişkin negatif bir bakış açısı devam etse de, raporlamalardaki kısmen olumlu yaklaşım önemlidir. Bunu çok iyi değerlendirmeliyiz.

Oysa ki biz, başta da belirttiğim gibi kısır tartışmalarla vakit kaybediyoruz. Bu süreçte ülkeler gelecek projelerini bir bir hayata geçirmektedirler.

Bugün size Çin’in bir projesinden bahsedeceğim. Yıllardır İstanbul için anlatmaya çalıştığım hususu Çin, Pekin için yapıyor.

Bir şehir düşününüz ki, tüm planlamalarınız, tüm hedefleriniz ile buraya odaklanın. Sanayi’den finansa, turizm’den fuarlara kadar İstanbul desteklenmiş ve İstanbul öne çıkarılmıştır. Bu hem o şehre hem diğer şehirlere, hem de düşen verimden dolayı ülkeye yazık edilmektedir.

O nedenle de bazı planların diğer şehirlere aktarılması talebimiz vardı. En basitinden, uluslararası bir takım uçuşlara, kongrelere, fuarlara İzmir olarak talibiz dedik. Ama pek başarılı olamadık.

Peki Çin ne yapıyor? Çin, Pekin’i rahatlatmak amacıyla yeni bir kalkınma modelini benimseyerek yeni bir şehir yaratıyor. 3 ilden oluşan bölge, 2019'da saatte 350 km hızla giden bir hızlı tren aracılığıyla da Hong Kong'a bağlanacak.

Xiongan adında bu yeni bölgenin özellikleri şöyle:

1.Akıllı şehir modeli

2.Çevreci bir şehir ve buna uygun ulaşım ağı

3.Yüksek teknolojili sanayi kümelenmesi

4.Yeni bir kentsel yönetim modeli

5.Pazarı teşvik eden, yapısal ve kurumsal reformları harekete geçiren

7.Yabancı yatırımlar için yeni bir platform haline gelen bir yapı

Her sene yılda 2 kez yapmış olduğumuz ekonomi değerlendirme anketimizin ilk 6 aylık gerçekleşmeleri ile ikinci 6 aylık beklentilere ilişkin sonuçlarını paylaşmak istiyorum.

2 duyurumuzla konuşmamı tamamlayacağım.

Öncelikle sizlere gerekli bilgilendirme yapıldı ama tekrar hatırlatmak isterim ki Odamızı twitter’da @ebsoorgtr adresinden takip edebilirsiniz.

Bir diğer hatırlatmamız seçimlerle ilgili. Sonbaharda Odamız seçimlerini gerçekleştiriyoruz. Üyelerimizin vergi ile kayıtlarını güncellemeleri için 15 Ağustos’a kadar süreleri bulunmaktadır. Grubunuzdaki üyelerle paylaşmanız ricasıyla saygılarımı sunuyorum.

 

Saygılarımla,

 

Ender YORGANCILAR

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı

Başkana Ulaşın