TEMMUZ AYI MECLİS KONUŞMASI
25 TEMMUZ 2016
Sayın Başkanım,
Geçmiş Dönem Başkanlarımız,
Türkiye Kızılay Derneği İzmir Bölge Müdürü Sayın Gökay GÖK
Onur Üyelerimiz, Meclisimizin Çok Değerli Üyeleri,
Basınımızın Kıymetli Temsilcileri,
Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Temmuz ayı Meclis Toplantısı’na hoş geldiniz. Sayın Gök’e de hoş geldiniz diyor, değerli bilgilendirmeleri için teşekkürlerimi sunuyorum.
Tarihe tanıklık ettiğimiz bir ayı geride bırakmak üzereyiz. 15 Temmuz gecesi oldukça tehlikeli ve kanlı bir oyun ile karşı karşıya kaldık.
Ülkemizin gözbebeği TSK’nın içindeki bazı hainler tarafından yapılan ihanet girişimini şiddetle lanetliyor, en ağır cezalara mahkum olmalarını diliyorum.
Alçakça yapılan darbe girişimiyle, parlamenter sistem ve milletin iradesi hedef alınmış TBMM savaş alanına döndürülmüştür. Bir kez daha altını çizmek gerekir ki, SONSUZA KADAR DARBEYE HAYIR! PARLAMENTER DEMOKRATİK SİSTEME EVET diyoruz.
Bu menfur olayda başta Sn. Cumhurbaşkanımız ve Hükümetimiz olmak üzere; liderlerimizin dik duruşu, polisimizin mücadelesi, sivil toplum kuruluşlarımızın, medyamızın darbeye karşı tutumu, halkımızın darbe karşısında kudretli Türk milleti sıfatına yakışır bir şekilde büyük özveri ve direnci ile kalkışmayı hep beraber engelledik.
TBMM’ne yapılan saldırıya en güzel cevap içerden gelmiş, 4 partimizin ortak bildirisi ve Toplantısı alkışlanacak bir tavırdır. Diğer yandan, STK’larımız da aynı duyarlılığı göstermiş ve darbeye karşı ortak bildiriler yayınlamıştır. Böylesi günlerde birlik ve beraberlik mesajları, liderlerimizin görüş alışverişi içerisinde uzlaşı toplantıları zor günleri atlatma ve moral motivasyon açısından da önem taşımaktadır.
Bizler de ilk günden itibaren tepkimizi ortaya koyduk ve TOBB öncülüğünde eşzamanlı olarak hazırlanan ortak bildiriyi yönetim kurulu olarak kamuoyu ile paylaştık. Demokrasi vazgeçilmezimiz, milli irade gücümüz, kardeşliğimiz geleceğimiz teması ile demokrasiye olan inancımızı tekrarladık.
İlk günden bu yana halkımızın demokrasi nöbetini ayakta alkışlıyoruz. Pazar günü ana muhalefet partisinin yapmış olduğu benzer bir demokrasi yürüyüşüne İktidar Partisi’nin de destek vererek temsilcilerinin, Meclis Başkan vekilinin ve her görüşteki sendika ve halkın katılması ülkemizin geleceği adına bizleri umutlandıran çok önemli bir gelişmedir ve alkışın en büyüğünü hak etmektedir.
BİZ OLDUK. BİR OLDUK VE ARTIK BÖYLE OLACAĞIZ. NORMALLEŞME SÜRECİNE KATKI KOYUP, ÜLKEMİZİ HEDEFLERİNE ULAŞTIRACAĞIZ.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın parti liderleri ile görüşmesi de bu anlamda oldukça önemlidir. Konu ülke olunca, siyaseti bir kenara bırakıp ülke meseleleri ön plana çıkmaktadır. Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır sözünün tam da gereği budur.
Unutmayalım ki, demokrasi, partiler üstü bir kavramdır ve ülkemizin bekası, milli iradenin temelidir.
Ortak değerimiz olan Türk Bayrağının gücü etrafında birleşmek, yaralarımızı saracak ve bizleri daha da güçlendirecektir.
GÜÇLÜ DEMOKRASİ, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ, MİLLİ İRADE VE GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE için el ele vermek zorundayız.
Halk tarafından karşılık görmeyen hiçbir girişimin başarılı olmayacağını biliyoruz.
Bu demokrasi sınavını başarıyla atlattığımız için çok mutlu olmakla birlikte, bu noktaya gelinmiş olmasından da büyük üzüntü duymaktayım.
Dünyanın en güçlü ordularından olan TSK’deki bu çeşit bir yapılanmayı şiddetle kınıyoruz ve kabullenmekte de açıkçası zorlanıyoruz. Yapılanmanın dışındaki vatansever TSK mensuplarını ve polislerimizi verdiği mücadeleden ötürü ayrıca tebrik ediyorum. Tarih bu ihaneti ve hainleri unutmayacağı gibi, vatansever askerlerimizi ve polislerimizi de asla unutmayacaktır.
Hepimiz sağduyulu bir şekilde davranarak, TSK’nın yıpratılmasına müsaade etmemeliyiz.
Ülkemize, ulusumuza geçmiş olsun diyoruz. Ancak, bundan sonraki süreç çok daha önem taşımaktadır. Demokrasi sınavının ilk ayağını bir olarak, millet olarak başarıyla verdik. Ancak, sınavın ikinci ayağında bundan sonra atacağımız adımlar önem taşımaktadır.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti demokrasi esasına dayalı bir devlettir” şeklinde dünyaya ilan ettiği bu mirasına sonsuza kadar sahip çıkmaya devam etmeliyiz.
Bu birliktelik ruhu içerisinde; hukukun üstünlüğünü temel alarak, demokrasimizi güçlendirerek, ülkemizin ve kurumlarımızın zarar gören itibarını onararak, kurumlarımızda liyakatı esas alarak hedeflerimize doğru yol almak zorundayız.
Türkiye çok zor bir süreçten geçmektedir. Olağanüstü bir dönemde Olağanüstü hal ilan edilmiş olmasını da bu anlamda çok da yadırgamamak lazımdır. Olağanüstü hal, ülke güvenliğinin sağlanması ile ilgili alınmış bir karardır.
OHAL’in Fransa’da uygulanmaya devam ettiğini, 6 ay daha yeniden uzatıldığını, Almanya’da Münih’te OHAL ilan edildiğini hatırlatmakta fayda görmekteyim.
Burada önemli olan nokta ve herkes kadar iş dünyası olarak bizlerin de altını çizeceğimiz husus, bu sürecin hak ve özgürlükleri kısıtlamadan, ekonomi çevrelerini tedirgin etmeden yürütülmesidir. Bu hassasiyetin gösterileceğine dair de gerekli sözlerin verilmiş olması memnuniyet vericidir.
Ümit ediyoruz ki, OHAL’in amacı doğrultusunda devlet yapılanması bu örgütten temizlenir ve tüm terör yapıları çökertilir. Son bir hafta içinde yapılanlar bu iradenin gösterildiği yönündedir.
Ne yazık ki, tüm bu yaşananlar uluslararası arenada Türkiye’ye ilişkin algıyı negatif düzeyde yükseltmiştir.
Türkiye çok güçlü bir devlet ve ekonomi yapısına sahiptir. O nedenle, şimdi yeni bir hikaye yazmanın ve yeniden ayağa kalkmanın tam zamanıdır. Tekrar ve ısrarla altını çizmek isterim: darbe girişimi de teyit etmiştir ki, başta eğitim olmak üzere ülkemizin geleceğine ilişkin altyapı oluşturacak reformları ve adımları bir an evvel atmak ve gerçek Türkiye algısını yeniden oluşturmak zorundayız.
Demokrasinin olmadığı yerde, huzurun güvenin, ekonominin, millet olma bilincinin olmayacağı unutulmamalıdır.
Bizler de, her şeyden önce demokrasinin ve milli iradenin tarafında olmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Birliktelik ruhu içerisinde daha çok üretip, daha çok ülkemize değer yaratacağız. Ülkesine, toprağına yürekten bağlı insanlar olarak buna mecburuz. Bundan da başka bir çaremiz yoktur. Çünkü, bu ülke hepimizin.
Değerli Meclis Üyelerimiz,
Artık, gerçekten huzurlu ve mutlu günler gelsin istiyoruz. Darbe meraklısı hainlerin heveslerini nasıl kursağında bıraktıysak, terör, şiddet sevdalısı canilerin de sonunu getirmeliyiz.
Sunumdaki ilk kapak slaytımız geçtiğimiz yılın Ağustos ayından bu yana kesintisiz siyah. Çünkü matemimiz kesintisiz devam ediyor.
İslam alemi için kutsal olan günlerde dahi, İstanbul Atatürk Havalimanı, Fransa Nice, Bangladeş Dakka, Bağdat ve son olarak Almanya’nın Münih kentinde masum vatandaşlara hain pusular kuruldu.
İlk kez, ülkemizde yaşanan bir terör saldırısının ardından ülkeler acımızı paylaştı. Çünkü birebir yaşadıkları acıda empati yapabildiler.
Amsterdam’dan Kuveyt’e, Berlin’den Melborn’e, Meksika’dan Gürcistan’a, kadar birçok ülke Türk bayrakları ile acımıza ortak olmuştur. Elbette ki şükranlarımızı iletiyoruz.
Ancak, daha önceden de ifade ettiğim gibi; uluslararası bir güce ulaşan terör belasının yine uluslararası bir konsensüsle çözülmesi gerektiği inancımı tekrarlamak istiyorum.
Başta demokrasi şehitlerimiz olmak üzere, her nerede gerçekleştirildiyse terör saldırılarında hayatını kaybedenler için başsağlığı, ailelerine sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum. Bir kez daha son bulmasını ümit ediyorum.
Bugün dahi anlamakta zorlandığımız olayları yaşarken, ekonomiyi de konuşmak zorundayız.
Öncelikle, Merkez Bankamıza, Bankalar Birliği’ne ve tabi ki Sn. Mehmet Şimşek’e sıcağı sıcağına gerekli tedbirleri ve istişareyi yaptıkları için, piyasayı ve yabancı yatırımcıları panik satışlardan korudukları için, proaktif davrandıkları için teşekkürlerimizi sunuyorum. Aksi bir durumda piyasalar çok daha sert bir tepkiyle karşılık verebilirdi. Yine Perşembe günü bin kadar yabancı yatırımcı ile telekonferans yaparak, ekonomi ve yatırım ortamına ilişkin güven veren mesajları ve gayretleri için Sn. Mehmet Şimşek’e bir kez daha teşekkür ediyorum.
Baktığımızda, TCMB tarafından "Finansal piyasaların etkin işleyişinin sürdürülmesi amacıyla aşağıdaki tedbirler alınmıştır:
1) Merkez Bankası tarafından bankalara gerekli likidite limitsiz olarak sağlanacaktır.
2) Bankalara sağlanan gün içi likidite imkânının komisyon oranı sıfır olarak uygulanacaktır.
3)TL likidite sağlamak amacıyla, ihtiyaç duyulması halinde, bankalar tarafından limitsiz tutarda teminat döviz deposu getirilebilmesine imkân tanınacaktır.
4) Bankaların döviz deposu almak üzere de kullanabilecekleri yaklaşık 50 milyar ABD doları seviyesindeki mevcut limitleri gerektiğinde artırılabilecek ve kullanım şartlarında (teminat ve maliyet) iyileştirmeye gidilebilecektir.
5) Merkez Bankası nezdindeki tüm piyasalar ve sistemler (Elektronik Fon Transfer ve Elektronik Menkul Kıymet Transfer) işlemler tamamlanıncaya kadar açık tutulacaktır.
6) Piyasa derinliği ve fiyat oluşumları yakından takip edilecektir.
7)Gerekli görülmesi halinde, finansal istikrarı korumaya yönelik ihtiyaç duyulacak tüm önlemler alınacaktır.
Bir ülkenin bekasıyla ilgili bu kadar önemli bir sürecin hemen ardından, piyasalar kontrol altına alınmışken bir kriz emaresi olmamasına rağmen uluslararası kredi değerlendirme kuruluşu S&P’nin yangından mal kaçırırcasına vermiş olduğu notu objektif olarak değerlendirmek çok zor. Bu kürsüde benzer kuruluşların değerlendirmelerine zaman zaman verdik. Bir takım haklı uyarıların dikkate alınmasında fayda gördük. Ancak, bu son açıklamayı iyiniyetli ve objektif olarak almakta zorlanıyoruz.
O nedenle, bu aşamada art niyetli gayretleri boşa çıkarmak adına yeni teşvik paketleri ve yeni reformlarla, sanayicinin ve yatırımcının önünü açacak adımlar çok daha fazla önem taşımaktadır.
Değerli Meclis Üyelerimiz,
Böylesi sıcak günleri yaşarken, geçen hafta İlçe Odalarımızı ziyaret ettim. Tire, Selçuk, Aliağa, Bayındır, Torbalı, Bergama, Ödemiş, Menemen Ticaret Odaları ile Ödemiş Borsasının başkanları ile ülkemizin gündemine, TOBB ile olan koordinasyona ve öne çıkan konularına ilişkin görüş alışverişinde bulunduk.
Ülkemiz için her şeyin hayırlı olmasını dileyerek, topraklarımızda bir an evvel güvenliğin ve huzurun sağlanması ümidiyle, saygılarımı sunarak konuşmamı burada tamamlamak istiyorum.
Ender YORGANCILAR
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı