2015 OCAK AYI MECLİS TOPLANTISI
MECLİS KONUŞMASI – 26 Ocak 2015
Sayın Başkanım,
Geçmiş Dönem Başkanlarımız,
Onur Üyelerimiz, Meclisimizin Çok Değerli Üyeleri,
Basınımızın Kıymetli Temsilcileri,
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Yeni yılın ilk Meclis Toplantımıza hoş geldiniz.
Meclis Üyeliğine hak kazanan Sayın Nüvit VARDARLI’ya hayırlı olması dileklerimi iletiyor, görevinde başarılar diliyoruz.
Sizlere dağıtmış olduğumuz yıllık değerlendirme anketimizi doldurmanızı önemle rica ederek, konuşmama başlamak istiyorum.
2014 yılı faaliyet raporumuzu izlediniz.
Ocak ayından bu yana yaptığımız faaliyetlerde gördük ki; gerek yaptığımız toplantılarla, sektörlere yönelik spesifik girişimlerimizle, gerekse meclis toplantılarımızda, farklı platformlarda paylaştığımız ekonomi değerlendirmelerimizle ve tespitlerimizle, kurduğumuz diyaloglarla doğru yönde ilerlemekteyiz.
Liderlik anketimizle birlikte, üye ve itibar anketlerimizin sonuçları da bunu teyit etmektedir.
2015 yılında da, sizlerin de bizi yönlendirmesiyle aynı doğrultuda, aynı bakış açısıyla yola devam edeceğimizi bilmenizi isterim. Yönetim Kurulumuz adına katkılarınız için tekrar teşekkürlerimi sunuyorum.
Değerli Meclis Üyelerimiz,
Yeni bir yıl ve yeni umutlar her daim içimizde zaten var, olmalıdır da. Ancak, iş dünyası açısından baktığımızda o kadar çok değişkene bağlı bir yıla daha girmiş bulunmaktayız ki işimiz hiç kolay görünmüyor. Küresel ekonomideki gelişmelerin üstüne, ülkemizdeki gelişmeler, iş yapmamızın önündeki engeller, uluslararası politikamız, ekonomideki çalkantıların gölgesinde siyasi, hukuki ve toplumsal rahatsızlıklar ve son olarak küresel terör eylemleri de eklenince endişelenmemek mümkün değildir.
Nerede yapılırsa yapılsın, kim yaparsa yapsın Terör eylemlerini herkes tek bir ses olarak kınamalıdır. Kuşkusuz Paris’teki, terör yürüyüşü bu açıdan çok anlamlı idi. SLAYT 1
Bu acıyı defalarca kez yaşamış bir millet olarak dünya liderlerinden şunu dilerdik. Gönül isterdi ki dünya liderleri de ülkemize gelip bizim yanımız da olsun, bizimle birlikte terörü lanetlesin. 18 yaşındaki genç fidanlarımızı toprağa verirken, masum savunmasız vatandaşlarımızı kaybederken kuru bir başsağlığının ötesine gitsinler. SLAYT 2
Avrupa olursa başka tavır, Türkiye olursa, Ortadoğu olursa başka tavır olmaz. TERÖR TERÖR’dür. Terörün dili, dini, ırkı olmaz. Ancak bu kabul edildiğinde, terörün üstesinden gelebiliriz. Aksi takdirde canımız yanmaya devam eder.
O nedenle, 2015 yılı için güvenliği çok önemsiyoruz. Jeopolitik risklerimiz çok önemli. Söz konusu terör eylemleri, dünyayı yeniden islamofobi’ye itmektedir. Dünya liderleri bu hususta sağduyulu görünse de, halkın tutumu endişe yaratmaktadır. Diliyor ve ümit ediyoruz ki, bir daha kimse terör eylemine cüret dahi edemesin. SLAYT 3-5
Bireysel vatandaştan, işadamına kadar bizler de bu durumdan kuşkusuz olumsuz etkileneceğiz. Fransa’nın bizzat yaptığı açıklamalar, vizelerde sorun yaşayacağımızı ortaya koymaktadır.
2010 yılında yabancı bir araştırma şirketi tarafından yapılan bir çalışmada; Avrupa ülkeleri ve Müslümanların doğurganlık oranları belirlenmiştir. Bununla birlikte Müslüman vatandaşların Avrupa’da sayısının artmasından dolayı ciddi kaygıların yaşandığı ifade edilmektedir. Rakamlar biraz abartılı görünse de işin özünde, doğum oranı çok yüksek bir Ortadoğu’ya karşın, giderek yaşlanan ve doğum oranı azalan Avrupa ile karşı karşıya olduğumuz da bir gerçektir.
Araştırmalara göre, ülkelerin bir kültürel birikimin varlığını 25 yıldan daha uzun bir süre devam ettirebilmesi için; SLAYT 6
DOĞURGANLIK ORANI HER BİR AİLE BAŞINA ORTALAMA 2,1 ÇOCUK OLMALIDIR.
- Aile başına düşen değerin bundan çok az olması halinde bile, KÜLTÜR GİDEREK YOK OLMAYA BAŞLAR.
- Tarih, doğurganlık oranının aile başına 1,9 olması halinde; KÜLTÜREL BİRİKİMİN VAR OLAMADIĞINI GÖSTERMEKTEDİR.
- Oranın 1,3 olması halinde ise KÜLTÜREL BİRİKİMİN TEKRAR GERİ GELMESİ DAHİ İMKANSIZDIR.
2012 itibariyle doğurganlık oranları; SLAYT 7
- Fransa 2,0
- İngiltere 1,9
- Yunanistan 1,3
- Almanya 1,4
- İtalya 1,4
- İspanya 1,3
- Türkiye 2.1
- TARİHSEL ARAŞTIRMALAR BU DEĞERLERLE, KÜLTÜRÜN VARLIĞINI SÜRDÜRMESİNİN İMKANSIZ OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR.
- BİRKAÇ YIL İÇİNDE, AVRUPA VARLIĞINI ŞU ANDAKİ BİLDİĞİMİZ HALİYLE KAYBETMİŞ OLACAKTIR.
Ancak buna rağmen NEDEN AVRUPA’NIN NÜFUSU AZALMAMAKTADIR?
Çünkü Avrupa’ya bir GÖÇ DALGASI vardır. SLAYT 8
Aile başına doğurganlık oranı;
- AB 1,6
- Müslümanlar 6,0
İşte tüm bu nedenlerden dolayı, Türkiye sahip olduğu demografik fırsat penceresini (genç nüfusu) çok iyi değerlendirmelidir.
Değerli Üyelerimiz,
DAVOS 2015 //SLAYT 9
45.’si yapılan Dünya Ekonomik Forumu’nun gündem maddeleri sizlerle paylaştığımız konulardan farklı olmamıştır.
- Düşen petrol fiyatlarının küresel ekonomiye etkileri
- Deflasyon tehlikesinin, Avrupa ve Japonya’ya etkileri,
- Çin’in daralması
- Paris'teki terör saldırıları ve Avrupa'ya dönen cihatçıların saldırıları
- Radikal İslamcılık,
- Rusya ve Ukrayna arasındaki kriz,
- Euro borç krizinin yeniden ortaya çıkması olasılığı,
- İklim değişikliği ve yoksullukla mücadele
Davos’ta Geleneksel olarak yapılan Küresel CEO Anketi'nin sonuçlarına göre, ankete katılan 77 ülkeden 1.300 firma yöneticisi daha önce hiç bu kadar kötümser olmamıştı. Dünya ortalaması baz alındığında katılımcıların sadece yüzde 37'si bu yıl ekonomide canlanma bekliyor. Dünya konjonktürünün kötüleşeceğini tahmin eden yönetici sayısı ise iki kat artışla yüzde 20'ye çıkmıştır.
Sadece yüzde 16'lık bir kesim Avrupa'da ekonominin canlanacağına inanıyor. Asya'daki firma yöneticileri ise daha umutlu, yüzde 45'i ekonomik canlanma bekliyor.
Değerli Meclis Üyelerimiz,
2014 yılının zor geçtiğini ve 2015 yılının da 2014’ten kolay olmayacağını hep ifade ediyoruz. Bakınız gerek OECD, gerekse IMF küresel ekonomiye ilişkin büyüme tahminlerini revize ederek, daha da küçültmüştür. Küçülen bir ekonomide kuşkusuz paylaşılan pasta dilimleri de küçülecektir. Ve bizlerin alacağı pay da aynı oranda azalacaktır. SLAYT 10
Dünya küçülürken, ticaret yaptığımız ülkeler daralırken kuşkusuz işimiz daha da zorlaşacaktır. İzlenecek politikalar, atılacak adımlar dünden daha önemli hale gelmiştir.
Ödül Törenimizde demiştim ki; biz sanayiciler, etrafımızdaki ateşten çemberin içinde düşük karlarla üretmeye gönüllü gruptanız.
Üreten kitle olarak sayımız azalsa da, bizler yatırım yapmaya, üretmeye, ürettikçe daha fazla istihdam yaratmaya, daha fazla ülkemize döviz kazandırmaya, vergimizi zamanında yatırmaya devam edeceğiz.
Çünkü güçlü ekonominin, ancak güçlü sanayi ile mümkün olabildiği inancındayız.
Türkiye’nin motivasyon açısından devlet veya özel bir yatırım hamlesine ihtiyacı vardır. Bugün faizler çok fazla gündemi meşgul etmektedir. Sayın Başkan ifade etti. Ben de biraz daha konuyu açmak istiyorum:
Kamu borçlanma faizleri ile özel sektör yatırım harcamalarındaki büyümenin grafiğinden birebir etkileşim halinde olunmadığını görebiliyoruz. SLAYT 11
Çünkü;
1. Yatırımlardaki gelişmeler tek bir değişkenden değil bir bütünden etkilenir. Örneğin faizler düşük olsa bile, gelecekteki iç ve dış talep beklentileri düşükse, enflasyona ilişkin beklentiler net değilse, reel kurlarda belirsizlik var ve şok kur artışlarından korkuluyorsa, hukukun işleyişi konusunda kaygılar varsa, maliyetler yüksekse, bürokrasi aksıyorsa ve gelecekten ümitli değilse girişimci, o faizli kredi verilse bile yatırım yapmaz.
2. Enflasyonun altındaki faiz, yatırımları değil, tüketimi canlandırır bu da doğrudan cari açığı artırır..
Türkiye'de ekonomik birimlerin öncelikle 2015 yılı hedeflerine zor bir ekonomik zeminde bulunulduğu bilinciyle bakması gerekmektedir. Türkiye'nin ekonomik yapısı ve özellikleri ile 2015 ve 2023 hedefleri bağlamında hazırlamış olduğumuz ve sizlere gönderilen Yıllık Ekonomi Değerlendirme Raporu’muzda da yer alan önerilerimizden bazılarını paylaşmak istiyorum. SLAYT 12
- Yatırım ortamı reel sektör için cazip hale getirilmelidir.
- Gerçekçi değerlenmiş yani TL'yi ne aşırı ne de eksik değerlendirmeyen bir kur politikası uygulanmalıdır.
- Reel sektörün yabancı rakipler düzeyinde enerji maliyetlerine sahip olması sağlanmalıdır.
- OSB-sektör-proje-inovasyon entegrasyonlu yeni bir yatırım teşvik sistemi geliştirilmelidir.
- Dışa bağımlılığın çok yoğun olduğu alan ve sektörlere noktasal yabancı sermaye teşviki sağlanmalıdır.
- Göç Yönetim Kurumu oluşturulmalı kırsal kesimden kente göç bilimsel olarak yönlendirilmelidir.
- Özel yetenekli çocukların seçilerek gönderileceği inovasyon liseleri ve teknoloji üniversiteleri kurulmalıdır.
Sanayicilerimiz açısından 2015 yılına ilişkin önerilerimiz// SLAYT 13
1. Karar ve tercihlerde düşük değerli Euro, aşırı değerli dolar senaryosunun baz alınması son derece önemlidir.
2. Yılın ilk yarısında enflasyon ve faizlerdeki olası düşme nedeniyle kredi kullanımı için acele edilmemeli, uygun zaman beklenmelidir.
3. 2015 yılında kurlarda önemli dalgalanmalar yaşanabilecektir. Bu nedenle döviz pozisyonunda açığa düşülmemelidir.
4. Genel seçimlerden önce büyük miktarlı ve uzun vadeli yatırımlar konusunda karar almak konusunda çok titiz davranılmalıdır.
5. Vadeli satışlar ve müşteri tercihleri konusunda çok daha dikkatli olmak gerekecektir.
Sonuç olarak; dünya ve Türkiye ekonomisi 2015 yılında yeni bir moda, yeni bir normale girecektir. Bu durum işletmelerin de yeni dengeler kurmasını gerektirecek, yatırım ve stok düzeyi kararlarının çok daha titizlikle alınması zorunluluğu doğacaktır. Bu yıl dünyayı iyi okuyabilenlerin, Türkiye koşullarındaki olası değişikliklere kendini iyi hazırlayabilenlerin yılı olacaktır.
Değerli Meclis Üyelerimiz,
Kalkınmanın yerelden başladığı inancıyla biz hep şuna inandık. Şunu savunduk. İzmir, İstanbul’a alternatif bir şehir olarak konumlandırılmalıdır. Çünkü bu potansiyel fazlasıyla mevcuttur. Zira, basına yansıyan 2 veri bunu kanıtlamıştır.
İlki,
İZMİR VERGİ // SLAYT 14
Vergi tahsilatında İzmir, 2014 yılının ilk 6 ayına kadar 4. sırada iken, yıllık bazda ikinci sıraya yükselmiştir.
Kocaeli’de petrol fiyatlarının düşmesine bağlı olarak toplanan ÖTV'nin %12 oranında azalması ile birlikte, İzmir’de tütün sektöründen alınan vergilerin %8 oranında artması ve
6552 sayılı yasa ile birlikte Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması kapsamında Vergi Dairesi Başkanlığı’nın özel gayretleri ile vergilerin geri dönüşünde farkındalık yaratılması etkili olmuştur.
Kocaeli ve İzmir’de artış gösteren gümrüklerden alınan vergiler ise, Ankara’da %43 oranında gerilemiştir.
İzmir’in vergi gelirlerinde 4 verip 1 aldığını, kamu yatırım tahsislerinde aldığı payın az olduğunu yıllardan beri ifade eden biri olarak, son açıklanan bu veri, İzmir’in başarısını net olarak göstermektedir.
Diğer bir başarı da, uluslararası boyuttan gelmiştir. Aslında İzmir bunu çok sık yapmaya başladı. SLAYT 15
Washington merkezli düşünce kuruluşu Brookings Institution ve JPMorgan tarafından hazırlanan dünyanın ekonomik anlamda en iyi performans gösteren 300 şehir Listesinde New York’un 176., Berlin’in 171., Paris’in 260. sırada olduğu yerde İzmir’in 2. sırada olması çok önemlidir.
Sıralamanın kriterleri arasında; kişibaşı gelir artışı ve istihdamdaki, yani çalışan kişi sayısındaki artış yer almaktadır.
2000’li yıllarda 68. sırada olan İzmir’in, önce 8.liğe ardından da ikinciliğe yükselmesi gerçek bir başarı hikayesidir. Emeği geçenlere teşekkürlerimizi sunuyoruz.
2009 yılında Yönetime geldiğimizden bu yana, Odamızda ağırladığımız Sn. Cumhurbaşkanımızdan, Kabinemizin tamamına, Ankara ziyaretlerimizde hazırladığımız dosyalardan, çeşitli platformlarda yaptığım konuşmalardan, konuşmanın ötesinde resmi verilerle yaptığım sunumlara kadar anlatmaya çalıştığımız İzmir’in bir atılım içinde olduğu idi. SLAYT 16-18
Değerli Meclis Üyelerimiz,
16 Ocak Cuma günü TOBB Başkanımızın katılımları ile Başarılı Sanayi Kuruluşları Ödül Törenimizi gerçekleştirdik. Ödül alan üyelerimizi bir kez daha tebrik ediyor, ülke ekonomisine katkılarının artarak devamını diliyorum. SLAYT 19-20
Sn. Rifat HİSARCIKLIOĞLU’na takdim edilmek üzere hazırlattığımız, özel bir granit portre çalışmasına gösterdiği ilgiden ve verdiği destekten ötürü huzurlarınızda Sayın Ahmet Taşpınar’a teşekkürlerimi sunuyorum.
UMEM/SLAYT 21
Türkiye’deki istihdam sorununu çözmek, üreten sektörlere nitelikli eleman yetiştirmek amacıyla 2010 yılında başlatılan Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Projesi’nde (UMEM) İzmir ilklere imza atmaya devam ediyor.
Türkiye genelinde ilk UMEM eğitim merkezini biz İzmir’de kurduk. Vestel’le yapacağımız protokolle bir ilki gerçekleştirerek 81 ilden teknik elemanı İzmir’de eğitmeye başlıyoruz.
Belediye ile yaptığımız işbirliği kapsamında; İZULAŞ VE İZDENİZ için de kurslarımız başladı. Bugüne kadar 65 farklı meslekte, 250’ye yakın kurs açtık.
Sadece gıda sektöründe başta Pastacılık olmak üzere, bugüne kadar toplam 830 kursiyerin mezun olduğu merkezde eğitimler Pastacılar ve Fırıncılar Derneği’ne bağlı usta şefler tarafından veriliyor.
Şimdi de; Sigortacılık sektörü ile ilgili İlimizde 15 sigorta acentesinden 20 kişilik istihdam talebi aldık. TOBB Umem kapsamında Sigortacılık eğitim modülüne bağlı olarak eğitimler verilecek. Ayrıca Hazine Müsteşarlığı Sigorta Acenteleri Yönetmeliği’ne göre, sigorta acente teknik personel sınavına girmeden 1 yıl zorunlu çalışma koşulunu UMEM eğitimi almış kişilerde aramamakta. Yani UMEM kursunu bitiren staj yapmadan direk sınavına girebilecek.
Bizden de güzel bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum:
2006 yılından beri özellikle Sn. İbrahim beyin uğraş verdiği Üniversite-Sanayi İşbirliğinin önündeki bir büyük engel ısrarlı takibimizin sonunda çözüme ulaşmıştır.
Döner sermayeden proje yapan hocalara yapılan ödemede %17 olan oranın ÜSKK olarak %85 düzeyine çıkarılmasını talep etmiştik. Bugüne kadar kademeli olarak %17’den %50-60 mertebelerine getirilen oran, bugün hedeflediğimiz %85’e ulaşmıştır. Sn. İbrahim Gökçüoğlu’na katkılarından ötürü teşekkürlerimi sunuyorum.
Son bir duyuruyla konuşmamı tamamlamak istiyorum.
23 Şubat 2015 Pazartesi günü Adana Sanayi Odası ile birlikte Adana’da Ortak Meclis Toplantısı gerçekleştireceğiz. Otel ve uçak rezervasyonlarınız için katılımlarınızı bildirmenizi önemle rica ederim.
Kıymetli Basın Mensubu arkadaşlarımızın da çalışan gazeteciler gününü kutlayarak, sizleri saygıyla selamlıyorum.
Ender YORGANCILAR
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı
