EKİM AYI MECLİS KONUŞMASI
26 EKİM 2015
Sayın Başkanım,
Geçmiş Dönem Başkanlarımız,
Meclisimizin Çok Değerli Üyeleri,
Onur Üyelerimiz, Meclisimizin Çok Değerli Üyeleri,
Basınımızın Kıymetli Temsilcileri,
Sizleri bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Değerli Meclis Üyeleri,
Cumhuriyet tarihimizin en büyük terör olayı 10 Ekim’de Ankara Garı’nın önünde gerçekleşti. Ve ne acı bir tesadüftür ki, Aynı Gar’da Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Mücadelesini yönetmiştir.
Haziran sonrasında başlayan Türkiye üzerinde oynanan oyunlara devam edilmektedir. Gün geçmesin ki birliğimiz, dirliğimiz, kardeşliğimiz, en doğal hakkımız olan yaşam hakkımız bombalanmaya devam etmesin. 102 vatandaşımızı o olayda kaybettik. Yüzlerce yaralımız var. Her gün askerimiz, polisimiz şehit düşüyor. Her gün evlerimize ateş düşmeye devam ediyor. Bu acı artık son bulsun istiyoruz.
O nedenle; bizim acilen bu oyunlara karşı bir olmamız, el ele vermemiz gerekiyor. Bakınız; aylardır sadece şehitlerimiz için ağlıyor, sadece siyaset konuşuyoruz. Gerçekten çok yorulduk ve gerçekten de ne ülkemiz ne de halkımız bu acıları hak etmemektedir. Genç ve dinamik bir nüfusa sahip olmamıza rağmen yorgun ve tahammülsüz bir ülke olduk.
Ağustos ayında bir basın bülteni yaptık ve dedik ki, siyaset çözüm değil, sorun üretiyor diye. O günden bu yana siyasilerden, Oda başkanlarına kadar bu ifademiz dillendirilmeye başlandı.
Belki de en acısı da bizi biz yapan değerlerimizi her geçen gün kaybediyor olmamızdır.
Birlik ve beraberliğimiz giderek zayıflamaktadır. Öyle ki acılarımız bile bizi birleştiremiyor. 3 gün yas ilan edilmiş bir acı olayda dahi siyasi liderlerimiz, el ele verip aynı karede yer alamıyor. Oysa ki, AB’nin Ankara büyükelçileri bir araya gelerek, bizim acımıza ortak olabiliyorlar.
Acılarımızda birleşemediğimiz gibi, sevinçlerimizde de bir olamıyoruz. Aksine ayrışıyoruz. Nobel Ödülü’nü alan Sn. Prof. Dr. Aziz Sancar’ın başarısı ile değil, etnik kimliği ile ilgilenen bir topluma dönüştük.
Türkiye-İzlanda Maçından bir kısa görüntü vermek istiyorum.
Şu durumun akılla, mantıkla, açıklanabilir hiçbir tarafı yoktur. O nedenle artık topyekün silkinmemiz, aklımızı başımıza toplamamız, kaybolan vicdanı yerine koymamız gerekiyor. Yazıktır, günahtır. Bu ülke, bu topraklar hepimizin.
Bu vesileyle, bir kez daha, vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, ailelerine, ulusumuza sabır ve başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Değerli Meclis Üyeleri,
Hayat her şeye rağmen devam ediyor, devam etmek de zorunda. Ama bu tüm yanlışları ve yaşananları kabul ettiğimiz anlamına gelmemelidir.
Geçen hafta TOBB görevim nedeniyle Antalya’da 3 günlük bir toplantıda idim.
Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri konulu söz konusu toplantıda ekonomi ve hukukun birlikte bir bütün olduğu, hukukun sağlanmadığı yerde ekonomiyi sürdürmenin de güçleştiği bir kez daha ortaya konulmuştur.
Biz iş dünyası açısından, zaman eşittir paradır. Sadece bu açıdan bile değerlendirdiğimizde, özellikle de ticari anlaşmazlıklarda mahkemeye gidecek konular ne yazık ki ülkemizde yıllarca süreceği için Arabuluculuk yöntemine başvurmak her iki tarafın da kazancına olmaktadır. Ağır iş yükü altındaki mahkemelerimizden önce, arabuluculuk sistemi her iki taraf için de uygun çözümü bulmayı amaçlamaktadır. Arabuluculuk bir yargılama değildir.
Bu nedenlerden ötürü, son yıllarda ön plana çıkan arabuluculuk sistemi, başta A.B.D olmak üzere, 160’tan fazla ülkede uygulanmaktadır.
Bu farkındalıkla TOBB olarak; Ticaret ve Sanayi Odalarımızda arabuluculuk merkezleri oluşturmaya başladık. İstanbul Tahkim Merkezi bu amaçla kuruldu.
Odamızca da, 5174 Sayılı Kanun ve Oda Muamelat Yönetmeliğinin 49 ve müteakip maddeleri uyarınca hakemlik ve tahkim hizmeti verilmektedir. Bu hizmetten yararlanmanızı ümit ederim.
Ayrıca, 21-22 Kasım’da “İş Dünyasının Yargı Sisteminden Beklentileri, Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konulu İstanbul’da önemli bir toplantı gerçekleştirilecek. Sizlerin toplantıya katılımı ve öncesinde görüşlerinizi bizlerle paylaşmanızı istiyoruz. TOBB Başkanımız konuşmacı, bende oturum başkanı olarak toplantıda olacağım.
Bu arada, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği’nin (EUROCHAMBRES) daimi başkan vekilliğine seçilerek, devrim niteliğinde tanımlanan bir başarıya imza atmıştır.
Çünkü, AB üyesi olmayan bir ülkenin elde ettiği en büyük başarı olarak gösterilmektedir. Sayın Başkana tebriklerimizi iletiyorum.
Küresel ekonomi; FED’in kararları, Çin risk teşkil eder, etmez ve ABD verileri toparlandı, toparlanamadı derken oldukça hareketli bir ayı geride bırakmıştır. Hızlıca şöyle bir baktığımızda;
Uluslararası Para Fonu (IMF) %3,1
Birleşmiş Milletler %2,5
Fitch %2,3 olarak öngörülerini sıralamıştır.
Oxford ekonomi tarafından hazırlanan bir tabloda son gelişmeler ışığında gelişen ülke riskleri belirlenmiş ve kırmızı renkteki verilerin risk içerdiği, sarı verilerin sınırda olduğu, yeşil renkteki verilerin de riskin dışında kaldığı belirtilmiştir. Buna göre Türkiye’nin; sermaye girişlerinde, dış finansmanda, yurtiçi krediler, cari denge ve enflasyon başlıklarında risk içerdiği belirtilmiştir.
Biz her zaman şunu savunuyoruz. Bu tür kuruluşlar bire bir doğruyu yansıtmayabilir ancak söz konusu uyarıları göz ardı etmemeliyiz ve altındaki dipnotlarını dikkatle okumalıyız.
TPP ve TTIP ile ilgili çok konuştuk. Gerçekleşmeleri durumunda, ABD’nin 21. yüzyıldaki en önemli jeopolitik hamlesi sayılmaktadır.
ABD, Avustralya, Yeni Zelanda, Vietnam, Malezya, Singapur, Brunei Sultanlığı, Şili ve Peru’dan oluşan Trans-Pasifik Ortaklık anlaşmasına Japonya’da dahil olmak isteğince, (Pasifik Okyanusu’na kıyısı bulunan 12 ülke) ABD ile Japonya arasında uzun zamandır devam eden müzakerelerde sonunda 5 Ekim 2015 itibari ile uzlaşma sağlandı.
Anlaşmanın endüstriyel yapıyı tamamen değiştirmesi ve küçük bir peynir paketinin ücretinden, en pahalı kanser ilaçlarının maliyetine kadar çok geniş bir alanda etkili olması bekleniyor.
Anlaşma, dünya ekonomisinin yüzde 40’ına varan bir oranda etki edecek.
Baktığımızda, kaybeden ve kazananlar çok net görülmektedir. Özellikle Vietnam’a ciddi bir yabancı yatırım girişi olduğunu söyleyebilirim.
Uluslararası kuruluşlar sürekli özellikle de büyümeye ilişkin tahminleri güncellerken, son olarak biz de Orta Vadeli Program’da revizeye gittik. Ve nüfus hariç tüm verileri güncelledik. Burada dikkatinizi çekmek istediğim husus, resmi olarak yer almasa da, 2016 için dolar kurunun yaklaşık 3.09, seviyesinde olmasıdır.
Bir başka husus kişibaşı gelirde satınalma gücü paritesine geçmiş olmamızdır. Böylelikle, 10 bin seviyelerinden 19 bin seviyelerine yükseldik. Tamamen yöntem farklılığından kaynaklanmakta olup, her iki durumu da ilk 20 ekonomi için bütün olarak görmektesiniz. Listedeki yerimizin de bu anlamda fazla değişmediğini görmenizi ve varsa kafa karışıklığını gidermek istedim.
Ekonomide dengeler o kadar bozuldu ki;
Sanayi üretim endeksinin öncü göstergesi kapasite kullanımı ile arasındaki bağ da giderek kopuyor.
Ümit ediyoruz ki, siyasi belirsizliğin ortadan kalkmasıyla birlikte, ekonomideki dengeler de yerine oturur.
Kasım ayında gerçekleşecek G-20 Zirvesi’ndeki dönem başkanlığının Türkiye için çok önemli bir fırsat olduğunu her fırsatta belirtiyorum. Ümit ediyoruz ki, yurtdışında oluşan olumsuz algıları bu zirve aracılığıyla yok edebiliriz.
Zirve öncesinde G-20 ülkelerinin iş dünyasını oluşturan B20 Türkiye Konferansı, 60 ülkeden binin üzerinde işadamı ve finans dünyası temsilcisinin katılımıyla gerçekleştirildi. "B20"nin 2015 yılı dönem başkanlığını da TOBB yürütüyor. Ve G-20’ye havale edilmek üzere 19 maddelik talepleri içeren bir rapor Sn. Cumhurbaşkanına takdim edilmiştir.
Küresel finansal reform gündeminden, altyapı yatırımlarına, girişimcilik becerilerinden, istihdamın artırılmasına ve KOBİ’lerin finansmana ulaşımına kadar birçok başlığa yer verilmiştir.
1-DTÖ Ticareti Kolaylaştırma Anlaşmasının onaylanması ve yürürlüğe konulması
2- Küresel finansal reform gündeminin nihai hale getirilmesi ve onaylanması
3- Kanunlar arasındaki bütünlüğün sağlanmasının vurgulanması ve finansal reform gündemindeki danışma sürecinin iyileştirilmesi
4- G20’nin Şirketlerde Hak Sahipliği Şeffaflığı Prensipleri’nin uygulanması
5- Ortak bir uluslararası yatırım prensipleri setinin oluşturulması ve yabancı doğrudan yatırımın vergilendirilmesine ilişkin daha fazla şeffaflık ve uyumun gözetilmesi
6- G20 büyüme hedefleriyle bağlantılı olarak ülkelere özel altyapı yatırımı stratejilerinin geliştirilmesi
7- Altyapının menkul değer olarak geliştirilebilmesini kolaylaştırmak amacıyla altyapı yatırım ekosisteminin iyileştirilmesi
8- Özellikle teknik, yönetsel ve girişimcilik becerilerini dikkate alacak biçimde, beceri açıklarını gidermeye yönelik programların geliştirilmesi ve finanse edilmesi
9- İstihdam olanaklarını arttırmak için işgücü piyasalarını daha dinamik ve kapsayıcı yapacak kapsamlı yapısal reformların uygulanması
10- Genç istihdamının ve kadınların istihdama katılım oranlarının arttırılması
11- KOBİ kredi güvenilirliği ile ilgili verilerin daha şeffaf ve kolay erişilebilir yapılarak KOBİ’lere kredi sağlama konusundaki riskleri azaltacak bir takım finansal araçların daha etkin kullanılabilmesinin sağlanması
12- Politika, düzenleme ve standartların desteklenerek ve uyumlaştırılarak KOBİ’lerin alternatif finansmana erişiminin genişletilmesi ve derinleştirilmesi
13- KOBİ’lerin uluslararası standartlara uyum sağlaması için destek verilmesi ve KOBİ’lerin uluslararası pazarlara erişimlerinin kapasite geliştirme ve teknik yardım programlarıyla iyileştirilmesi
14- 5 yıllık küresel geniş bant bağlantısı hedefinin G20 üyesi ülkelerin büyüme stratejilerine entegre edilmesi ve KOBİ’lerin dijital ekonomiye ve inovasyon ekosistemlerine erişiminin paydaş işbirliği aracılığıyla iyileştirilmesi
15- Gelişen dijital ekonomi için küresel ticaret sisteminin iyileştirilmesi
16- G20 ülkeleri için bir girişimcilik vizesi programı başlatılması
17- Korumacılığın askıya alınması konusundaki taahhütlerin yeniden vurgulanması, özellikle yerelleştirme önlemlerini de içeren ticarete tarife dışı engelleri barındıran mevcut korumacı önlemlerin geriye çekilmesi
18- Beş yıl içerisinde kamu-özel işbirliği aracılığıyla tüm G20 ülkelerinde gümrük prosedürleri ve sınırlar arası geçiş sistemleri için kapsamlı bir dijital ortamın geliştirilmesi ve adapte edilmesi
19- Kamu alımları dijitalleştirilmesi, (iş omdusmanlarının) geliştirilmesi ve kamu alımları prosedürleri için iş uyumluluk programlarının teşvik edilmesi.
Değerli Meclis Üyelerimiz,
Önümüzdeki 1 Kasım seçimleri, Türkiye’nin geleceği için bir karar seçimidir. Türkiye OECD ülkeleri içinde en yüksek oy kullanma oranına sahip ülkelerden biri olsa da, siz değerli üyelerimizin böylesi bir süreçten geçerken bu sorumluluğun bilincinde olduğu inancıyla;
• Ülkemizin menfaatleri doğrultusunda seçimlerin hayırlı sonuçlara vesile olmasını,
• Huzurlu bir seçim geçirmemizi,
• Teröre inat; sağduyumuzu koruyarak, birlik ve beraberlik içerisinde, kutuplaşmadan yol alarak yeniden huzurlu ve mutlu günlere dönebilmemizi gönülden diliyorum.
Bizler artık belirsizlik ortadan kalksın istiyoruz. Toplumsal huzur ve barışımız yeniden tesis edilsin, kardeş kardeşe artık düşman gözüyle bakmasın istiyoruz. Şiddetin toplumun her alanına yansımasının, ölümlerin ve acıların artık son bulmasını arzu ediyoruz.
O nedenle de, normalleşme sürecimiz açısından artık uzun vadeli bir Hükümetimiz olsun ve Türkiye’nin bekleyen konuları bir an evvel çözüme kavuşturulsun istiyoruz.
Yurtdışında oluşan Türkiye algısı ne yazık ki, her geçen gün daha kötü bir seviyeye gitmektedir. Bu algının yok olması, ulus olarak yeniden normalleşme sürecine girmemiz ancak, güçlü bir Hükümetin varlığı ile ve ancak yeniden güvenin tesisi ile mümkün olabilecektir. Bunun için de kaybedecek zamanımız yoktur.
Küresel ekonomi içerisinde dün pozitif ayrışmayı başarmış bir Türkiye, içeride yaşadığı sıkıntılarından ötürü bugün negatif ayrışmaya doğru yol almaktadır ki, bunu kabul etmemiz kazanımlarımız açısından mümkün değildir.
Değerli Meclis Üyeleri,
Çok büyük coşkuyla, heyecanla ve umutla kutlamamız gereken 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı ne yazık ki son senelerde daha heyecansız kutlamaya başladık. Ulu Önderimizin huzuruna çıkarak çelenk koymak bile kanunla belirlenmiştir.
Cumhuriyet Bayramımızı kutluyor ve Başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin önünde saygıyla eğiliyor, bugün hala vatan savunmasında canlarını feda eden evlatlarımızı rahmetle, saygıyla, minnetle, şükranla anıyoruz. Her bir şehidimizin ruhu şad olsun. Çatışma halindeki asker ve polisimizin de Allah yardımcısı olsun.
29 Ekim vesilesiyle girişte sizlere dağıtılan rozetleri almayan üyelerimiz için bir hatırlatma daha yapmış olalım. Lütfen rozetlerinizi alınız.
Ender YORGANCILAR
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı