2014 MAYIS AYI MECLİS TOPLANTISI
MAYIS AYI MECLİS KONUŞMASI – 26 Mayıs 2014
Sayın Başkanım,
Geçmiş Dönem Başkanlarımız,
Onur Üyelerimiz, Meclisimizin Çok Değerli Üyeleri,
Basınımızın Kıymetli Temsilcileri,
Yönetim Kurulumuz adına, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Mayıs ayı Meclis Toplantımıza hoş geldiniz.
Yaşamını yitiren kardeşlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve ulusumuza başsağlığı ve sabır, yaralı madencilerimize de acil şifalar diliyorum.
Olayın gerçekleştiği tarihlerde ABD’de görevli olarak bulunduğum için, Odamızı temsilen Yönetim Kurulu Başkan Yrd. Sn. Erdoğan Çiçekçi Soma’da başta Ticaret Sanayi Odası olmak üzere taziye ziyaretlerinde bulunmuşlardır. Ayrıca Maden Komitesi adına Yönetim Kurulu Üyemiz Sn. Hakan Ürün’ün de bölgede çeşitli temasları olmuştur. SLAYT 1
Yönetim Kurulumuzca alınan karar doğrultusunda ailelerimize 100 bin TL maddi desteğimiz olacaktır.
301 kişinin ölümüne sebep olan; evlatları yetim, eşleri dul bırakan, anaların kardeşlerin yüreğine bıçak saplayan, tüm Türkiye’yi yasa boğan, sınırları aşan bu tarifsiz acı bizleri gerçeklerle yüzleştirmiştir. Bu ayki meclis toplantımızda müsaadelerinizle biraz bu konuları konuşalım istiyorum. Teknik olarak uzmanlar gerekli açıklamaları yaptıkları için farklı boyuttan görüşlerimi paylaşmak istiyorum.
Her bir sektörümüzün risk faktörü kuşkusuz farklı düzeydedir. Zaten çok tehlikeli diye bir sınıfın varlığı ve ilgili sektörlerin bu sınıf kapsamında değerlendiriliyor olmasının nedeni de budur. Kaza ve ihmal arasında çok açık farklar vardır. Yapılan açıklamalar ve iddialar bunun bir kaza olmadığını doğrular niteliktedir. Ne yazık ki, son denetim tutanağı her şeyin yolunda olduğunu belirtmiştir. SLAYT 2
12 yıl önceki Zonguldak acısından hiçbir ders çıkarmadığımız çok açık. Soma faciasından artık bir ders çıkarmalı, her kim ya da kimlerin ihmali varsa hukuken sonuna kadar cezasını çekmesi sağlanmalıdır. 301 can, aileleri ile birlikte binlerce yanan yürek demektir.
Bir medya kuruluşu tarafından yapılan ankette: Sizce SOMA Milad olur mu? diye sorulmuş ve %91 HAYIR cevabı verilmiştir. İşte bu hayır dedirten, düşündürten anlayışı bizim artık değiştirmemiz kaçınılmazdır. SLAYT 3
Baktığımızda kömürün %37'sini devlet üretirken, %67'si Soma örneğinde olduğu gibi özel sektör tarafından işletilmektedir. Bu da aslında tehlikenin devam ettiğini göstermektedir.
Devlet, denetimlerde gereken hassasiyeti göstermeli ve dünya standartlarına uygun çalışma koşullarının uygunluğunu kontrol etmelidir. Hiçbir şey, insan hayatından daha önemli olamaz.
Değerli Meclis Üyelerimiz,
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) hazırladığı raporlarda; Türkiye’nin, maden işçilerinin güvenliğini sağlama konusunda çok da başarılı olmadığını birçok kez ortaya koymuştur. Yaşadıklarımız da bunun ispatıdır.
Başta denetimin bağımsız olmaması olmak üzere, böylesi riskli bir işletmede kurtarma ile ilgili yedekleme sisteminin olmamasını anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum.
Zorluk çektiğim bir husus da, Çalışma ve Sosyal Güvenlik ile Enerji Bakanlığı’nın sorumluluğu paylaşma noktasındaki anlaşmazlıkları.
Türkiye’nin enerjiye olan ihtiyacını dikkate alarak her zaman nükleer enerjinin öneminin altını çizdim. Ancak, açıkçası bu şekilde bir denetim ve sorumsuzluk karşısında ben bile tereddüt içerisindeyim. Ancak, tereddüt bizi engellememeli. İlim ve bilime bağlı dünya örnekleri ile başarmak mecburiyetindeyiz.
ILO’yu imzalayan devletlere baktığımızda şu aklımıza geliyor. 17. büyük ekonomi olan Türkiye’nin milletine verdiği değer, bir Zambiya bir Zimbabve’nin milletine verdiği değer kadar değil. Gerçekten de çok yazık. SLAYT 4
Önümüzdeki Haziranda Fas, Temmuzda ise Rusya’da ILO yürürlüğe girecek olup, sözleşmeyi imzalayan diğer ülkeler şöyle: Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Ermenistan, Belçika, Bosna Hersek, Botsvana, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Filipinler, İrlanda, Lübnan, Lüksemburg, Norveç, Peru, Polonya, Portekiz, Slovakya, Güney Afrika, İspanya, İsveç, Ukrayna, Zambiya, Zimbabve.
Değerli Meclis Üyelerimiz,
Tüm dünyanın da hayretle ve kınama mesajları ile karşıladığı, adeta Türkiye’nin 3. dünya ülke kategorisine dahil edildiği bir süreçte bir kez daha gördük ki: Türkiye’de insan hayatının hiçbir önemi yok.
Fransız yazar, filozof Albert Camus’un bir sözüne dikkatlerinizi çekmek isterim: “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, insanların nasıl öldüğüne bakın”
Bu kapsamda Türkiye’ye şöyle bir bakalım istiyorum. SLAYT 5
- Eşinden şiddet görerek öldürülen kadınlarımız,
- Namus cinayetlerimiz,
- Kaçırılıp öldürülen evlatlarımız,
- Terör sonucunda hayatını kaybeden gençlerimiz,
- Her bayramı cenaze törenine dönüştüren trafik kazaları,
- Başta madenlerde ve tersanelerde olmak üzere iş kazaları
Soruyorum sizlere, sizler herhangi bir ülke vatandaşı olsaydınız bu tablo karşısında Türkiye’ye nasıl bakardınız? Sizlere yeterince fikir verir mi vermez mi?
Zaman zaman sizlerle toplumsal yaşama ilişkin uluslararası kriterlerde sıralamamızı gösteren grafikleri paylaşıyor ve bireylerin hak ve özgürlüklerinin de ne kadar önemli olduğunun altını çizmeye çalışıyoruz. Çünkü ekonomik açıdan iyi olmak, tek başına sosyal gelişmeyi açıklamamakta, bu nedenle de eksiklerin tamamlanması gerekmektedir. Belki sıralamalar birebir doğruyu yansıtmayabilir. Ama daima üç aşağı beş yukarı bizlere doğru mesajı verir.
Bu kapsamda yapılan çalışmalara baktığımızda; SLAYT 6
- Avrupa insan hakları mahkemesinde en fazla ceza alan 1. ülkeyiz
- Sosyal Gelişim Endeksinde 132 ülke arasında 64.
- OECD İyi yaşam endeksinde 34 ülke içinde sonuncu
- Özgürlükler endeksinde en kötüler arasında
- Gelir eşitsizliği endeksinde OECD’nin en kötüsü
- Dünyanın ilk "Kölelik Endeksi"nde 162 ülke arasında 90.
- Kadınların işe katılımında 166 ülke içinde 155.
- Eğitim harcamalarında 171 ülke içinde 144.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. İnsan odaklı bir anlayış, her türlü politikamızın temelini oluşturmalıdır.
Eğer ısrarla yapılan analizlerde, açıklanan raporlarda benzer eksiklerimiz, kusurlarımız ortaya dökülüyorsa bunu görmezden gelemeyiz. Hele ki bu saatten sonra, gözümüzü kulağımızı kapatıp, üç maymunu hiç oynayamayız.
Toplu bir katliam olarak nitelenen Soma faciası sonrasında, yaşama haklarını ellerinden aldığımız vatandaşlarımıza bunu borçlu olduğumuz inancındayım. Geride yetim kalan çocuklarımız ve sevgili eşlerine de bunu borçluyuz.
Değerli Meclis Üyelerimiz,
En çok kömür üretiminin yapıldığı 3 ülkeye baktığımızda ABD’yi ikinci sırada görmekteyiz. SLAYT 7
Bununla birlikte ABD’de dünya genelinde en az iş kazasının gerçekleşmiş olmasının mutlaka bir açıklaması vardır. Benzer şekilde gelişmiş ülkeler olarak tanımlanan Almanya ve İngiltere’de son 50 yıldır ölümlü bir kaza olmamasının da bir nedeni olmalı.
ILO’nun verilerine göre; üretilen her 1 milyon ton kömür karşılığında dünyada en fazla ölüm Türkiye’de yaşanıyor. ABD’de 1 kişiye karşılık Türkiye’de 361 kişi maden kazalarında hayatını kaybederken, bugün sayı 217’ye gerilemiş gibi görünse de yine de oldukça fazladır. SLAYT 8
Bunun temel sebebini de slaytta görüldüğü gibi ülkelerin madenlerindeki farklılık ortaya koymaktadır. SLAYT 9
TBMM’den şunu bekliyoruz. Halkın vekili olan Sayın milletvekilleri, her ay milletin vergisi ile maaş alanlar, hangi yasa için el kaldırdıklarının, hangi yasa için kaldırmadıklarının lütfen farkında olsunlar. Siyaseti ülkenin yararına olacak işler için yapsınlar. Kimse siyaseti kendi ve birilerinin çıkarı için artık kullanmasın. Meclis kürsüsünden edilen yeminin lütfen hakkını versinler. Türkiye’nin itibarını düşürmek için değil, yükseltmek için çalışsınlar. Bunu her şeyden önce bir vatandaş olarak istiyorum. Bakınız, Edirne’den Kars’a tüm yurttaşların yüreğinin yandığı Soma katliamı görüşülürken, 538 milletvekilinin olduğu mecliste sadece 78 kişi katılım gösteriyor. Yani sadece %14. Çok yazık! SLAYT 10
Dünyada üretilen elektrik enerjisinin yüzde 41’i, tüketilen birincil enerjinin yüzde 30’u, dünya demir-çelik üretiminde kullanılan enerjinin yüzde 70’i kömürden elde ediliyor. Türkiye’de 6.243 işletmede 135 bin kişiye istihdam sağlanıyor ve 132 ülke arasında toplam maden üretim değerinde 28. sırada iken, bu sektörden elbette ki vazgeçmemiz mümkün değildir. SLAYT 11
Değerli Meclis Üyelerimiz,
Bizler de sanayiciyiz. Üretiyoruz, yüzlerce, binlerce işçi istihdam ediyoruz. Biz sanayiciler olarak, elbette ki üretimin artırılması, elbette ki sonucunda kar elde etme amacı ile hareket ederiz. Ancak şunu çok iyi biliriz ki, işçimiz olmadan bizler de birer hiçiz. İş sağlığı ve güvenliğindeki kusurların önce bize zarar vereceğinin bilincinde hareket ederiz.
İşte bu nedenle Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak; sadece son 1 yılda 11 tane İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bilgilendirme toplantıları düzenledik. Bakanlık yetkilileri ve uzmanlarını davet ettiğimiz toplantılarımızın her birine en az ortalama 120 kişi katılım sağlamıştır. Amacımız işvereni bilgilendirmek, iş sağlığı ve güvenliği hususunda eksiklerini tamamlamaktır. Üyelerimiz de bu farkındalık içerisinde her bir toplantımıza yoğun ilgi göstermiş, salonumuzu doldurmuşlardır. SLAYT 12
Bu elim olay, aslında ne kadar doğru yaptığımızı ve bu hususta devam etmemiz gerektiğini bir kez daha göstermiştir.
Firmalarımıza da naçizane şunu ifade etmek isterim.
Herkesin tehlike boyutuna, barındırdığı üretim risklerine karşı bir acil planı olmak zorunda. Ve tüm çalışanlar bunun bilincinde olmalı. İşveren de gerekli önlemlerini en başta almalıdır. Sonradan biz bunu veya bu kadarını düşünememiştik demek için çok geç olabiliyor. Bu sorumluluk önce bizlere ait.
En az risk grubunda olmamıza rağmen 1974 yılında yapılmış olan Odamız hizmet binası, mevcut binalardaki yangın yönetmeliğine göre düzenlenmiş, iş sağlığı ve güvenliği kapsamında danışman eşliğinde risk analiz çalışmaları yapılmış, eylem planları hazırlanmıştır. Olası risklere karşı personelimiz bilgilendirilerek, periyodik tatbikatlarımız da yapılmaktadır.
Türkiye, gündemi çok hızlı değişen ve bu anlamda bir önceki acıyı çok çabuk unutan bir ülke yapısındadır. Bu alışkanlığımızın Soma için tekrarlanmamasını gönülden diliyorum.
Gönülden dilediğim bir başka nokta da; son bir yıldır toplum içinde yaşanan sözlü ve fiziksel şiddetin artık sonlandırılmasıdır.
Acılarda birleşmeyi ve zor günlerde birlik olma geleneğimizi kaybediyor olmaktan büyük üzüntü duymaktayım. Bu hususta sorumluluk sahibi herkese görev düşmektedir. Söylemlerimizde daha hassas, daha yapıcı ve daha barışçıl olmak zorundayız.
Atalarımızın kanıyla sulanmış, uğruna canlar feda ettiğimiz eşsiz güzellikteki ülkemiz bunu hak etmemektedir. Yeniden birlik olmayı, huzur ve güven içerisinde yaşamayı, ülkemize daha fazla nasıl katkı yaparızı konuştuğumuz günleri temenni ediyor, buruk da olsa asla anlam ve önemini unutmadığımız, unutmayacağımız 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı bir kez daha kutluyorum. Başta Ulu Önder Mustafa Kemal olmak üzere, tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun. Şükranla, rahmetle ve özlemle anıyoruz.
Değerli Meclis Üyelerimiz,
ABD-TTIP SLAYT 13
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Ekonomi Bakanı Zeybekci ile birlikte ABD Ticaret Odası’nda katıldığım toplantıda ABD iş dünyası temsilcilerine seslenerek, “Türkiye Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı projesi ile ilgili lobi faaliyetlerimize devam ettik. Türkiye’nin yatırım ortamını anlatmaya yönelik olarak New York, Atlanta, Washington, Los Angeles, San Francisco, Seattle ve Chicago’da Türkiye Yatırım Haftası adıyla bir dizi programı da başlatıyoruz. Sizlerden de ricam, temas halinde olduğunuz yabancı iş dünyası ile lobi faaliyetlerimize katılmanızdır.
Ayrıca;
Yasa Tasarılarından:
2 tanesi sözde Ermeni soykırımı ile ilgili
3 tanesi (1'i Senato'da 2 tanesi Temsilciler Meclisi'nde) Kıbrıs'taki Hıristiyan Kültürü'nün Yok edilmesi ve Kuzey-Güney Kıbrıs'ın birleştirilmesi ile ilgili
1 tanesi Ruhban Okulu ile ilgili
2 tanesi Basın Özgürlüğü ile ilgili
1 Kanun ise el konulan Hıristiyan mal varlıklarının belirlenmesi ile ilgilidir. Bu Kanunun ilerideki tazminat taleplerine yardımcı olacağı düşünülmektedir.
Bu kanun ve yasa tasarılarının Rum ve Ermeniler tarafından öne sürüldüğü, geçmişte Kongre'de ele alınmaması için adımlarda bulunan Amerika'daki Musevi Lobi Kuruluşu AIPAC'in Türkiye desteğinin de yok olması ile birlikte (sessiz kalmasından güç bularak) Türkiye karşıtı aktivitelerin daha da arttığı dile getirilmiştir.
En fazla desteklenen yasa tasarısının sözde soykırım ile ilgili olduğunu, bu durumda bile yasa tasarısını 50 kişinin desteklediğini, Twitter-Youtube'la ilgili yasa tasarısının ancak 8 kişi tarafından imzalandığını belirtmiştir. Kongre'de Rusya aleyhine 2, Suriye aleyhine 20 tasarı olduğu düşünüldüğünde stratejik ortak kabul edilen Türkiye aleyhine 9 yasa ve yasa tasarısının kabul edilemez olduğunun altını çizilmiştir. Rum ve Ermeni lobilerinin Türkiye-İsrail ilişkilerinin kötüye gitmesini kullandıkları belirtilmiştir. (Assembly of Turkish American Associations)
TOBB GENEL KURULU: TOBB’un 70. Genel Kurulu’nu “Başarının Anahtarı Birlik” ana temasıyla gerçekleştirdik. Oldukça başarılı geçen genel kurulda Sayın Başkan iş dünyasının ana konularını Başta Sayın Başbakan olmak üzere Hükümet yetkilileri ve Sn. Kılıçdaroğlu ile paylaşmıştır. SLAYT 14
Odalar Birliği tarafından SOMA için başlatılan yardım kampanyasına ilişkin ilgili adresi de slaytta görmektesiniz. İlgili hesap numarasına TOBB’un web sayfasından da ulaşabilirsiniz. SLAYT 15
“TOBB-SOMA MADEN FACİASI YARDIM HESABI” TÜRKİYE İŞ BANKASI A.Ş. TOBB ŞUBESİ- HESAPNO:4375-45045
HESAP IBAN:TR29 0006 4000 0014 3750 0450 45
Saygılarımla,
Ender YORGANCILAR
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı
