2013 NİSAN AYI MECLİS TOPLANTISI


NİSAN AYI MECLİS KONUŞMASI
29 Nisan 2013
 
Sayın Başkanım,
Koç Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sayın Semih YALMAN  
Geçmiş Dönem Başkanlarımız,
Onur Üyelerimiz, Meclisimizin Çok Değerli Üyeleri,
Basınımızın Kıymetli Temsilcileri,
 
Şahsım ve Yönetim Kurulumuz adına sizleri, sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Meclis Toplantımıza hoşgeldiniz.
 
Sayın Hocamıza hoşgeldiniz diyor, verdikleri değerli bilgiler için çok teşekkür ediyoruz.
 
Değerli Meclis Üyelerimiz,
 
Öncelikle ben de bir kez daha 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyorum. 23 Nisan 1920’nin anlamı büyüktür. Geleceğimizin teminatı çocuklarımıza hediye edilmiş bir bayram olmasının ötesinde, siyasi ve ekonomik bağımsızlığımızın, demokrasiyi temsil eden birinci büyük millet meclisinin açılışının da günüdür. Yani Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olmuştur. Ulu Önder Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını bu vesile ile bir kez daha şükran ve minnetle anıyoruz.
 
BARIŞ SÜRECİ
 
Bu kürsüden sizlerle teröre ve şehitlerimize dair çok konuştuk. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlara şahit olduk. O nedenle de akan kanın durdurulması için atılan her adımı önemsiyoruz.
 
30 yıllık bir silahlı mücadelenin, yerini bugün diyaloğa ve müzakere sürecine bırakmış olmasından elbette ki memnuniyet duyuyoruz.
 
Uluslararası örneklerden, IRA ve ETA’nın silahı bırakması için görüşmeler yapıldığı ve hükümetler tarafından birtakım vaatlerde bulunulduğunu da biliyoruz. Ancak çok önemli bir gerçeğin de altını çizmek istiyorum. PKK’nın 30 yılda öldürdüğü insan sayısı 40 bin olarak ifade edilirken, IRA’nın 25 yılda 3 bini aşmış, ETA’nın terör kurbanı 52 yılda sadece 850 civarında açıklanmıştır.
 
Sürecin, vicdanlara zarar vermeden yürütülmesi çok hassas bir noktadır. Barış sürecinde herkesi sağduyuya, özellikle de halkımızı tüm provokasyonlardan uzak durmaya davet ediyorum. Sancılı bir süreç bizleri beklemektedir. Ancak çözüme giden yolda birlik ve beraberlik içinde hareket etmek zorundayız. Kesinlikle silah bırakılması hususunda kararlı ve samimi olunmalıdır. Aksine müsaade edilmemelidir.
 
BDDK
 
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yürütülmekte olan e-haciz uygulamasında yaşanan sorunlara ilişkin olarak yaptığımız girişimlerde, Türkiye Bankalar Birliği’nden gelen yazıda, “cüzi miktarları içeren haciz bilgilerinde bir limit uygulanması, bu limit altındaki tutarlar için bankalara haciz bildirisi gönderilmemesi hususunda, Maliye Bakanlığı’na görüş bildirildiği” bilgisini sizlerle paylaşmak isterim.
 
EŞ RIZASI
 
Borçlar Kanunu ile zorunlu tutulan eşinin rızasının alınması, açıklanan Torba Yasa ile ticari işlere ilişkin kefaletlerde kaldırılırken, bireysel kredilere ilişkin kefaletlerde eş rızası istenmeye devam edecektir.
 
ÇEK RİSK SİSTEMİ
 
Diğer bir haksız rekabete neden olan çeklerde yaşanan sıkıntıyla ilgili konu:
TOBB ile Kredi Kayıt Bürosu arasında imzalanan protokole istinaden üyelerimizin kendilerine ait Çek ve Risk raporlarına ulaşmaları ve bunları isterlerse üçüncü kişilerle paylaşmaları mümkün hale getirilmiştir. Odamız bu hizmeti vermek üzere ilgili protokolü bugün yapmıştır. Detaylı bilgilendirmeyi daha sonra sizlerle paylaşacağız.
 
TEŞVİK TEMENNİ
 
Geçen ayki Meclis Toplantımızda Sayın Meclis Başkanımızın; 100 milyon liralık bir teşvikten bölgelerin ne kadar yararlandığına dair Yönetimden çalışma talebi olmuştu. Yeni teşvik sistemi açıklandığında sizlerle bir tablo paylaşmıştım.
 
Ekonomi Bakanlığı ile yaptığımız görüşmede bunun 100 milyon liralık için yapılmasının güç olduğu, çünkü söz konusu tablonun tamamen varsayımlara göre hazırlandığı ve firmanın ne kadar ithal ürün kullanacağı, bina, inşaat harcamaları, vergi indiriminin kaç yılda olacağı gibi birçok etkenin olduğu bilgisini aldık.
 
Değerli Meclis Üyelerimiz,
 
EKONOMİ
 
IMF ve Dünya Bankasının toplantılarının yapıldığı Nisan ayı ile birlikte, küresel ekonomide 2013 yılının belirsizliklerle hakim olacağı ve 2012’den çok daha iyi bir yıl olmayacağı vurgusu, bizler açısından da büyük önem taşımaktadır. Özellikle de gelişmiş ülkelerde ekonomik iyileşme sürecinin net olmadığına dair yorumlar, belirsizliğin ana nedenlerindendir. Kısa dönemde iyileşmenin olmayacağı ve somut adımların atılamayacağı çok açık ortadadır.
 
BÜYÜME
 
Türkiye cephesinden baktığımızda, 2012 yıllık büyümenin, öngörülenin oldukça altında gerçekleştiğini görmekteyiz. Slaytta da gördüğünüz gibi 7 çeyrektir Türkiye daralmaktadır ve son çeyrekte imalat sanayideki büyüme sıfıra kadar gerilemiştir. Yani büyüme durmuştur. Bu noktada; para, faiz ve kur politikaları bir kez daha öne çıkmıştır. Biliyoruz ki; düşük faiz, reel değeri düşmeyen kur ve üretim teşvikleri ile oluşturulacak büyüme stratejisine Türkiye’yi hedeflerine ulaştıracaktır. SLAYT 1
 
Her zaman ifade ettiğim gibi, AB ülkelerine göre Türkiye’nin %2,2’lik büyümesi bir başarı olarak değerlendirilse de, rekabet halinde olduğumuz gelişmekte olan ülkelerin yakalamış oldukları %6’lık büyüme karşısında başarısız kalmıştır.
 
2012 yılında ihracatla büyüyen Türkiye’yi, 2013 yılında iç talepten beslenen bir büyüme beklemektedir. Sağlıklı olan ise, hem iç hem de dış talepten büyüyebilmektir. SLAYT 2
 
Yılın ilk çeyreğinde küresel talepteki yavaşlama ve emtia fiyatlarındaki gerileme çerçevesinde 2012 yılından daha az hızla artan bir ihracatla karşı karşıyayız. Buna ek olarak, 2014 seçimlerinin etkisiyle de canlanacak olan iç talep, 2013 yılının büyümesi üzerinde ihracata alternatif olacaktır. Özellikle de yılın ikinci yarısında bu değişimi hissedebiliriz.
 
VARLIK BARIŞI- SLAYT 3
 
Öne çıkan diğer bir önemli konu da, kamuoyu ile paylaşılan varlık barışı’dır.
 
Varlık barışına olumlu bakmakla birlikte, bizim altını çizdiğimiz ve üzerine basa basa ifade ettiğimiz, vergisini düzenli ödeyen iş adamlarımız nezdinde haksız rekabet yaratılmamasıdır.
 
Yurtdışındaki varlığın, yatırıma dönüşmesinde, istihdam sağlanmasında özel teşvik verilmelidir diyerek bir basın bülteni yayınladık. Ardından Sn. Bakanın, yatırıma gelecek olanlar için vergi muafiyeti sağlanacağı haberi yayınlandı. Ancak, tasarruf amaçlı gelen varlık ile yatırım amaçlı gelen varlık arasındaki fark mutlaka belirgin ve teşvik edici nitelikte olmalıdır.
 
O nedenle, sürecin iyi yönetilmesi ve sağlıklı işletilmesi oldukça önemlidir. Söz konusu varlıkların belli bir süre içinde yurtdışına çıkarılması mutlaka engellenmelidir. Varlık barışının istismara yol açmaması en büyük temennimizdir.
 
KAYIP-KAÇAK / SLAYT 4
 
Son 5 yılda elektrikte oluşan toplam kayıp-kaçak bedeli 16.3 milyar TL olarak açıklandı. Her yıl %15 ortalaması ile artan kayıp-kaçak ne yazık ki önlenemiyor.
 
Dışa bağımlı olduğumuz elektrikte yaşanan kayıp kaçak oranı, Bölgemizde %8’lerde olup, oran Güneydoğu’da %60’a dayanmaktadır.
 
Özellikle de, üretimde çok önemli bir girdi olan elektrik üzerinde zaten mevcut vergi ve ek yükümlülükler normalin üstündedir. Bunlara bir de, belirli bölgelerde yoğunlaşan kaçak elektrik kullanımı bedelinin, dürüst vatandaş ve sanayicinin üstüne yüklenmesi kanunen de açıklanabilir bir durum değildir.
 
İzmir, çok önemli demir çelik ve çimento fabrikalarına ev sahipliği yapmaktadır. Söz konusu sektörlerde en önemli girdi kalemi elektriktir. Türkiye’nin başka bir bölgesinde göz yumulan yanlışların bedelini neden İzmir ve sanayici ödemek zorunda bırakılmaktadır.
 
İŞKANUNU/ SLAYT 5-14
 
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Üçlü Danışma Kurulu toplantılarında görüşülen Alt işverenlik ile ilgili maddeleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
 
Öncesinde, iş sağlığı ve güvenliği kanunu ile ondan az çalışanı bulunan, çok tehlikeli ve tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine devlet tarafından iş sağlığı ve güvenliği desteği verileceği bilgisini de paylaşmak isterim.
 
İş güvenliği teşvikinin giderleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak olup, ilgili hükümleri 30.06.2013 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu noktada, iş sağlığı  ve güvenliği düzenlemesine makine teşvikinin de yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünmekteyim.
 
SEÇİMLERLE İLGİLİ DUYURU-SLAYT 15-16
 
2009-2012 çalışma dönemimizin sonuna geldik. 2 Mayıs Perşembe günü gerçekleştireceğimiz seçimlere, siz değerli üyelerimizin yüksek katılımını beklediğimizin altını özellikle çizmek isterim.
 
4 yıl boyunca verdiğiniz destek, öneri ve geri bildirimleriniz için sizlere bir kez daha teşekkür ediyorum. Sayın Meclis Başkanımız başta olmak üzere, Yönetim Kurulu üyelerimize ve tüm oda organlarımızda görev alan üyelerimize işlerinden ayırdıkları fazla mesai için tek tek teşekkür ediyorum.
 
Her bir aday üyemize eşit mesafe olduğumuzun altını çiziyor ve seçimlerde başarılar diliyorum.  İnanıyorum ki sonuçta, kazanan Odamız olacaktır.
 
Özellikle de Meclis Başkan Adaylarımızdan, Sn. Kani Aydoğdu’ya, Sn. Hüseyin Arıcı’ya ve Sn. Salih Esen’e eşit mesafede olduğumuzu belirtir, seçimlerde başarılar dilerim.
 
Saygılarımla,
 
Ender YORGANCILAR
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı
Başkana Ulaşın