Sayın Başkan,
Değerli Üyeler,
Basınımızın Kıymetli Temsilcileri,
Şahsım ve Ege Bölgesi Sanayi Odası adına, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Oda seçimlerimizin ardından, ülkemizin, İzmirimizin konularına yönelik başlattığımız birlikte hareket etme kültürümüzü sektörel toplantılara da taşıdık ve bugün de üyelerimizin yaklaşık %4’ünü oluşturan kimya sektörü grubumuz ile ikinci toplantıda birlikte olmaktan memnuniyet duymaktayım.
Aynı sektörde faaliyet gösteren üyelerimizi bir araya getirme, sektör temsilcilerinin konularını ortak bir platformda dile getirme, güçlerini birleştirme ve ortak akılla çözüm bulma arayışlarını her zaman destekledik, desteklemeye de devam edeceğiz.
Bir önceki dönemimizde kimya sektöründe Kocaeli Sanayi Odası’ndaki üyelerle hem orada, hem Odamızda ortak toplantılar yaptık. İletişim ağını geliştirmenin yanı sıra, ortak konular masaya yatırıldı ve ortak girişimlerde bulunuldu.
Bir takım vergisel düzenlemelere gidildi.
Birlikte yaptığımız tüm sektörel ortak toplantılarımızda da ana amacımız bu perspektifte yürümektedir.
11. Kalkınma Planı'nda; belirlenen 6 öncelikli sektörden biri olan Kimya için daha rekabetçi hale gelmesi ve katma değerli üretim yapmasının amaçlandığı yazılmış, Kredi Garanti Fonu’nun da %50 oranında, Yatırım ve Kalkınma Bankası ile Varlık Fonu’nun da öncelikli sektörlere kredi ayrılması hedeflenmiştir.
Katma değer üreten ama dışa bağımlı sektörlerimizde yurtiçinde ihtiyaç duyulan ürünlerin üretimi için destek verilmesi son derece önemlidir. Planın süresi olan 5 yıl içinde özellikle dışa bağımlılık noktasında yol alınması çok büyük kazanç olacaktır.
Değerli Üyeler,
Kendi sektörünüz dışında sizler de birçok sektörle birlikte çalışıyor ve iç piyasadaki darboğazı birebir yaşıyorsunuz.
Özellikle de reel sektörümüz açısından oldukça zor bir dönemdeyiz. Hammadde maliyetlerine, son elektrik zammı ile enerji maliyetlerinin eklenmesi üretim yapmayı her geçen gün güçleştirmektedir.
Döviz kurlarındaki dalgalanma, küresel ekonomideki ve belki de en önemlisi, ticaret partnerlerimizdeki daralma, Hükümetin sağladığı desteklerin de sınırlı etkiye sahip olmasına neden olmaktadır.
Ticaretimizde ilk sırada yer alan Almanya’da son 8 aydır düşen İmalat Sanayi Yöneticileri Endeksi PMI, Temmuz ayında, son 7 yılın en düşüğüne geriledi. İhracatımızın %50’sini yaptığımız Avrupa’nın diğer ülkelerinde de durum farklı değil. Talep daralmasından kaynaklı bir üretim daralması, bugün küresel ekonominin ana gündemidir.
Sektörlerimizi etkileyen bir başka konu da son yıllarda artan korumacılık ve ülkelerin, kıtaların birbirleri ile yaptığı Serbest Ticaret Anlaşmalarıdır.
Bu anlamda AB’nin geçen sene Japonya ile dünyanın en büyük ticari anlaşmasını imzalamasının ardından, Güney Amerika Ortak Pazarı (Mercosur) ile imzaladığı STA’lar ile ticaretini artırmaya yönelik adımlar, yakın gelecekte sektörlerimizin rekabet gücünü daha da zayıflatmaya aday anlaşmalardır.
O nedenle, sektör temsilcileri olarak sizlerin birebir yaşadığı, bizlerin bilmesinin mümkün olmadığı konuları bizlere aktarmanız, Odalarımızın birlikteliği ile konularınıza çözüm bulmamız, bugün dünden daha önemli hale gelmiştir.
AB mevzuatına uyum nedeniyle yüksek kalite üretim yapan sektörümüzün, sorunlarının çözülmesi, ithalat bağımlılığının giderilmesi son derece kritiktir.
Bu bağlamda, bu toplantıya ev sahipliği yapan İzmir Ticaret Odamıza çok teşekkür ediyorum.
Elbette ki, bu zor günleri de atlatacağız. Bizim gündemimiz, bu süreçte firmalarımızın en az kayıpla yollarına devam etmeleridir. Bizler, sizin için buradayız. Birlikte olamadığımızda, teknolojinin nimeti e-posta sayesinde her an yanınızdayız.
Konuşmamı tamamlarken, verimli bir toplantı olmasını diliyor, katkılarınız için teşekkürlerimi sunuyorum.
Saygılarımla,
Ender YORGANCILAR
Yönetim Kurulu Başkanı