28.11.2018 OKAN ÜNİVERSİTESİ GİRİŞİMCİLİK DERSİ KONUĞU

Sayın Hocam,

Değerli Öğrenciler,

Sizleri şahsım ve Ege Bölgesi Sanayi Odası adına, sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Üniversitelerimizde konuşmacı olmaktan, her zaman büyük keyif almaktayım.

Nazik davetleri için değerli hocalarımıza, rektörümüze teşekkürlerimi sunuyorum. Ancak, en büyük teşekkürü, girişimciliği ders olarak okutulmasını sağlayan ve tecrübe paylaşımlarına kapı açan, çorbada her kimin tuzu varsa özellikle teşekkür etmek istiyorum.

Bu kadar genç bir üniversitede, gençlerle bir arada girişimciliği konuşmak, deneyimleri paylaşmak benim için de çok özel.

Sayın Bekir Okan’ın ifade ettiği; “Türkiye’nin iş hayatına en yakın üniversitesiyiz. Farklı bir 'Dünya Üniversitesi' olacağız.” Sözü üniversiteden beklentilerimizi de yükseltmektedir.

Sevgili Gençler,

ESKİ KÖYE YENİ ADET GETİRİN. İCAT ÇIKARIN. Son yıllarda eminim bu sözü çok duyuyorsunuz. İşte bugün size neden icat çıkarmanız gerektiğini anlatmaya çalışacağım.

Çünkü, artık dünyada devlet eliyle kalkınma bitti. Özel sektör ve girişimcilik bunun için çok önemli.

Girişimcilik denince, Türk insanının çok sık duyduğu hangi ülkeye gidersem gideyim mutlaka bir Türk girişimci buluyorum sözünü akla getirmektedir.

Bu sözü haklı çıkarırcasına bugün, Türk girişimcimiz Balkanlardan başlayıp, Kafkaslara, Ortadoğu’ya ve Orta Asya’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyaya yayılmıştır.

200’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren Türkiye’nin müteahhitleri de başarıları ile Çin’den sonra dünyada ikinci sırada gelmektedir. Tüm bunlar gurur vericidir. İnsanımızın girişimcilik ruhunun göstergesidir.

Eğer dünyada ilk 17 büyük ekonomi içine girdiysek ve ilk 10 büyük ekonomi olma hedefini sahiplendiysek, 1990’lı yıllarda 25 milyar dolar civarında olan ihracatımızın, bugün 160 milyar doları geçecek olması ve tabiî ki 2023 yılı 500 milyar dolar hedefimizi gerçekleştirecek olan özel sektör ve girişimcilerimiz sayesindedir.

İşte bu nedenle girişimcilik ülkemiz adına çok ama çok önemlidir.

Globalleşme süreci ile artan rekabet, girişimcilerin önemini tüm dünyada da bir kat daha artırmıştır.

Bir ekonominin yenilikçi olması aynı zamanda ekonomik kalkınma düzeyi ile de ilgilidir.  Bölgesel olarak, Kuzey Amerika'da girişimciler %39 yenilikçi olurken bu oran Afrika’da en düşük olup, %20'dir. Türkiye’de ise müşteri ve ürün odaklı yenilik yapan girişimcilerin oranı %30,1’dir.

Rekabet üstünlüğüne dayalı bir dünya düzeninde, girişimcilerimizin daha etkin olması, rekabet etmede eksiklerini tamamlaması en büyük arzumuzdur.

Girişimcilik, fırsatları görebilmek, analiz edebilmektir.

Ne yazık ki, ülkemizde girişimci sayısının, nüfus içindeki payı istenilen seviyede değildir. Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde en genç nüfusa sahip olan ülkemiz iş üretme potansiyeli yüksek gençlerle olmanın avantajını doğru kullanmalıdır.

Bugün girişimcilerimiz, özellikle tecrübe yetersizliği ve finansmana ulaşım sıkıntısı çekmektedirler. Bu noktada gerçekten çok iyi çalışan kurumlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız vardır.

Bunlardan en önemlisi de bildiğinizi tahmin ettiğim Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’dir.  TOBB’un sayfasına girerek özellikle girişimcilik ile ilgili faaliyetlerini takip etmenizi öneririm. TOBB; Kadın Girişimciler Kurulu ve Genç Girişimciler Kurulu’nu hayata geçirerek, 81 ilin 78'inde teşkilatlanmıştır.

Yeterli mi? Asla değil. Ama zaman değişiyor ve yeni iş modelleri oluşuyor.

Bugün bir fikriniz varsa, sermayeniz yoksa bu fikri hayata geçirecek size sermaye desteği verecek yeni bir modelle “Startup” olarak yola devam edebilirsiniz.

Gönlümden geçen bu fikirlerin küresel pazarlara taşınabilmesidir. Benim de en büyük hayalim Dünyada bir TÜRK markasının olması. Bu, neden sizlerle mümkün olmasın ki?

Ancak, çok çalışmamız ve doğru süreçlerin içinde bulunmamız gerektiği de bir gerçektir. Bakınız, “2017 yılında Amerika’da 8.000'den fazla startup 85 milyar dolarlık fon alırken, Türkiye’de 167 startup 103 milyon dolarlık yatırım alabilmiş.”

Bu rakamları neden verdim. Çünkü aradaki ekosistem farkını görebilmeniz için. Bizim de ülke olarak bu girişimcilik ve yenilikçilik ekosistemini yerleştirmemiz gerekmektedir. Aksi takdirde kişi başı milli gelirimiz 10 bin dolarlarda gezerken, ülkemiz de takip eden ülke konumundan öteye geçemeyecektir.

Ne devletin tek başına yapabileceği bir iştir bu ne de siz gençlerin. Bir bütün olarak karşılıklı o isteğin oluşması gerekiyor ki, fikirler bir değere dönüşebilsin.

Girişimcilerde dikkatini çekmek istediğim bir husus da, ülkemizde işsizlik oranının kadınlarımızda daha yüksek iken, girişimcilerin sadece %30’unun kadın olmasıdır. Amacımız bu oranı daha dengede tutmak.

Kalkınma yolunda girişimci sayımızı artırarak, ülkemizin yapısal sorunu olan işsizliğin de önüne geçebiliriz.

Sosyal medyadan belki takip edeniniz olmuştur. Kars’ın Boğatepe köyünde bir kadın, Zümran Ömür kıt kaynakları ile sınırlı imkanları ile kapalı bir çevre içerisinde verdiği çaba; onu bugün şehrinin kahramanı yapmış, Çankaya köşküne de çıkartmış, Fransa sarayına da davet ettirmiştir.

Yani, girişimcilik ruhunu cesaretiyle birleştirmiş ve şartlarını zorlayarak başarıyı yakalamıştır.

Siz gençlerimizden beklentimiz tam da böyle bir şey. Zümran Ömür’ün şartları, o işi yapmayı gerektirdi.

Sizler ise eğitimli, teknolojiyi kullanma becerisine sahipsiniz ve bunu ülke menfaatine çevirmeye en yakın kesimsiniz.

Girişimciyi körükleyen en önemli etken KİŞİSEL MERAKTIR. Ne yazık ki girişimcilerin büyük bölümü, diğer insanların kişisel meraklarına hizmet etmektedir. O nedenle merak edin, kurcalayın deneyin ve BÜYÜK DÜŞÜNÜN.

Bakın küçük düşünürseniz, diğerlerinden farklı olmayan bir işletmeniz olacaktır.  Ama büyük düşünürseniz bir SİMİT SARAYI yaratabilirsiniz. Büyük düşünürseniz, KAHVE DÜNYASI açabilirsiniz. Her ikisi de bizden, bizim özümüzden yaratılmış.

Bilgi sahibi olmadan da fikir sahibi olmayın.

 

Sevgili Gençler,

Global dünyada sürekli değişim parolası ekseninde dönerken, değişime karşı koymak mümkün değildir. Bir Çin atasözünün de dediği gibi, “Sorun kuyunun derinliği değil, hedefe ulaştırmayan ipin kısalığıdır”. Bu sebeple iş yapış şeklimizi sürekli gözden geçirmeli ve yeni yöntemler geliştirmeliyiz. Değişim, çağımızın öncelikli gereklerindendir. İpinizi uzatmaz ya da değiştirmezseniz, kuyudan su çekmeniz mümkün olmayacaktır.

 

Sevgili Gençler

KLASİK EĞİTİM, HAYATINIZI KAZANMANIZI SAĞLAR; KENDİNİZİ EĞİTMENİZ İSE SİZE SERVET KAZANDIRIR. KENDİNİZİ MUTLAKA EĞİTİN.

Bazı doğru bildiğimiz yanlışlarımızın da altını çizmek isterim:

Girişimci doğulur, sonradan olunmaz.: Esas olan; özgüven, fikir üretebilme ve başarıya olan inançtır.

Sermaye yeni iş için en önemli girdidir. :Kolaylaştırır ama başarıyı getirmez. START UP olmayı deneyin mutlaka

Başarılı girişimci, iyi okul performansı gösterir. Tersi de notları kötü olan bir işi beceremez.: Girişimcilik ruhu ezberci sistemin dışındadır.

Bir işveren olarak gençlerden ne bekliyorsunuz diye sorarsanız her şeyden önce analitik düşünme ve sabır diyebilirim. Analitik düşünce, çok yönlü bakış açısı demektir. Teorikten çok pratiğe hizmet eder.

Hayal edin, kendinize güvenin ve zorlukların sizi yıldırmasına izin vermeyin..

 

Meşhur bir filozofa:

- Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz? diye sorulduğunda:

- Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan, demiş.

Yani, yumurtayı kırmadan omlet yapabilir misin?  Bir hedefiniz olmalı ve bu Hedef doğrultusunda bir gayret göstermeniz gerekiyor.

Yarın dünyadan bir ELON MUSK geçti diyecekler. Neden? Çünkü Paypal’ı yaratan, Teslayı kuran, Space X’i de hayata geçiren O. Elon Musk, hayaller kurdu, kendine hedefler verdi ve o hedefleri gerçekleştirmek için de çok çalıştı. Ve sonunda bugün dünya Elon Musk’ı konuşuyor. Yani, hiçbir şey imkansız değildir. Sadece biraz zaman alır. Belki O, 3 yılda başardı belki siz 5 yılda başaracaksınız. Bunu, hayal etmeden ve başlamadan bilemezsiniz.

Unutmayın ki sabır, azim ve kararlılığınız sizi gelecekte hedeflediğiniz noktaya taşıyacaktır.

Aklınızdan hiç çıkarmayın ki; Hayallerinizi gerçekleştirmek için asla geç değil: Bahanelerden kurtulun! Örnek mi?

  1. Henry Ford, Ford’u kurduğunda 40 yaşındaydı,
  2. Asa Candler, Coca Cola’yı kurduğunda 41 yaşındaydı,
  3. Thomas Edison, General Electric’i kurduğunda 45 yaşındaydı,
  4. Henry Nestle, Nestle’yi kurduğunda 52 yaşındaydı,
  5. Ferdinand Porsche, Porsche’yi kurduğunda, 56 yaşındaydı,
  6. Ray Kroc- 52 yaşından sonra McDonald’s’ dev fast-food zincirini kurdu.

GİRİŞİMCİLİK öyle bir şeydir ki; yapamazsın diyecekler. Olmaz diyecekler. Hep hayır cevabını verecekler. Ama siz PES ETMEYİN.

Bunun en güzel örneği, bugün hepinizin bildiği bir restoran zincirinin hikayesidir. 62 yaşında iflas eden bir adam, yaptığı yemekleri tek tek ülkedeki restoranlara tattırarak çok cüzi rakamlara satmak ister. Ancak bir türlü olumlu yanıt alamaz. Ta ki 1.019’uncu restorana kadar. 62 yaşındaki bir adam yılmadan 1.019 restoranı dolaşmış ve başarıya ulaşmıştır. İşte bu adam KFC’nin sahibidir.

Başka bir örnekle devam edelim.

9 yaşından itibaren 9 yıl boyunca İngilizce öğrenmek için her sabah 5’te kalkıp turistleri ücretsiz gezdirerek İngilizce pratik yapan bir çocuk.

Harvard Üniversitesi’ne de 10 kez başvurup ve 10 kez reddedilir. Başvurduğu tam 30 işten ret cevabı alır.

Tercümanlık için gittiği ABD’de tanıştığı interneti Çin’de kullanır. İlk 2 internet sitesi batmasına rağmen, 45 yaşındayken 1999’da bir şirket kurar. Bir apartman dairesinde kurulan bu şirket,  milyon $’lık yatırım alır.

Ve bugün geldiği noktada, 85 Saniyede 1 Milyar Dolarlık Satış, 24 saatte 30 milyar dolarlık bir satış başarısı. 11 Kasım Bekarlar Günü cirosu. Nasıl? Fena değil değil mi?

SANIRIM KİM OLDUĞUNU ANLADINIZ. Online alışveriş sitesi Alibaba’nın kurucusu JACK MA. 2013 yılında Alibaba’nın CEO’luğundan istifa ederek yerini gençlere bırakır.

Bugün Çin’in en zenginlerinden olan Jack Ma, 2014’te verdiği bir röportajda “Bugün sahip olduğumuz şey para değil, insanların güvenidir.” Der.

Hayatta hangi konumda olursanız olun GÜVEN çok önemlidir. Ticarette de en büyük erdem güvendir. İnsanlar size güvenmezse iş hayatında var olamazsınız. "İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim." diyen Robert BOSCH’un bu sözünü de daima aklınızda tutunuz.

Ve işinizi yaparken, etik davranmak sizi her zaman bir adım öne taşıyacaktır.

Bir örnek de sinema dünyasından verelim.

“Sende ışık yok” denen Harrison Ford azimle ve istekle yoluna devam etmeseydi, bir film okulu tarafından 3 kere reddedilen Steven Spielberg yönetmenlik hayalinden vazgeçip benden bir şey olmazmış deseydi? Ama demediler. Hayallerinden vazgeçmediler. Sizden de beklediğimiz tam da bu. Önce siz kendinize inanın. İnandığınız yoldan da çıkmayın.

Nobel ödüllü yazar Bernard Shaw “Eğer yürüdüğünüz yolda hiçbir engel yoksa, o yol sizi hiçbir yere götürmez” demiş. Engeller de, hatalar da gelişiminiz için en kıymetli vesiledir.

Hayatın içinden örnekler de gösteriyor ki, çalışmaktan imtina etmeyen, deneyen, pes etmeyen, yenilik yaratan karakterler, er ya da geç başarıya ulaşıyor.

 

Sevgili Gençler,

Bakınız, hızla ilerleyen teknoloji yeni bir sanayi devrimi yaratmış ve bu devrim Sanayiden kurumlara, bireylerden şehirlere kadar her şeyi ve herkesi yeniden dönüştürüyor. Alın terini, Akıl teri ile birlikte kullanamayan için zor bir sürece giriyoruz. Bu dönüşümün içinde sizi ilgilendiren başlıkların en başında dönüşen değişen mesleklerin öne çıkması ve akıl teri gelmektedir.

Robot koordinatörlüğü, Endüstriyel veri bilimciliği, 3D yazıcı mühendisliği, bulut hesaplama uzmanı, Giyilebilir teknoloji tasarımcılığı ve daha adını bilmediğimiz yeni meslekler ortaya çıkacak. Robotlar, sizin belki de meslektaşınız olacak. Belki de sizin astlarınız olacaklar. Hazır mıyız? Hazır mısınız?

Ama bugünden akıl terini kullanmayı bilenler başarıyor. Nasıl mı?

Sizlerin de çok iyi bildiği, Apple, Google, whatsup, facebook, Uber, booking bunlardan sadece bazıları. Her birinin piyasa değeri bizim en büyük sanayi işletmelerimizi katlıyor. Neden? Çünkü, akıl terini, teknolojiyle birleştirerek fark yaratmışlardır.

Görüldüğü üzere BAŞARI, FARK YARATMAKTIR.

Bilgisayarda oyun oynamak da sizin tercihiniz, bir program yazmayı öğrenmek de…

Bakınız bugün APPLE’ın piyasa değeri, Türkiye Milli gelirini geçmiştir. Düşünebiliyor musunuz? Bir marka, bugün ilk 20 ekonomi içerisindeki birçok ülkenin milli gelirinin üstünde değerli.

Ve ne yazık ki, ülkemizde ihraç edilen bir ürünün kg’ı 2008 yılında 1.54 Dolar iken 2018’de yeniden 1.28 Dolara gerilemiştir. Bir an önce sizin gibi bilinçli gençlerin sisteme dahil olması gerekir ki, biz kg başına 3-4 dolarlara ulaşabilelim.

BİLGİ’NİN DEĞERİ/ ALINTERİ İLE BİRLİKTE AKIL TERİNİN ÖNEMİ’ne ilişkin ilginç bir hikaye:

Bir fabrikada imalat hattında bozulan makine için uzman çağrılır.

Uzman gelir çekiçle makinaya yaklaşır, makinanın belli bir noktasına dikkatlice sert vurur. Makina hemen çalışmaya başlar ve hiç bir arıza olmamış gibi devam eder. Fabrika tekrar üretime geçmiştir. Fatura, 1.000 USD gelince ayrıntılı döküm istenir. Makinaya çekiçle vurma bedeli …1$ Nereye vuracağını bilme bedeli…999$ Toplam…… ……… ……… …1.000$

Atamızın güvendiği, inandığı gençlerimizden beklentim; Bilgiyi kullanmanın ayrıcalığını tatmanızdır.

 

Değerli Gençler,

İskoç asıllı sanayi devriminin lokomotifi olan Andrew Carnegie'nin mezar taşında yazılan sözde der ki: “Burada, kendinden daha akıllı insanlarla çalışan biri yatıyor.” Çünkü, herkesin her şeyi bilmesi mümkün değildir. Bilmiyorum ama öğrenmek istiyorum demek, başarıya götüren en önemli yollardan biridir.”

Girişimciliğin bir hayalperestlik olmadığını, olmazsa olmazının sermaye değil, cesaret ve yeni fikirler üretmek olduğunu kabul ettiğiniz noktada, önce kendinize, sonra ülkemize sağlayacağınız katma değeri düşünün ve lütfen içinizdeki girişimci ruhu harekete geçirin.

Yürekten inanıyorum ki, özellikle üniversitede okuyan siz gençlerimiz değişimin öncüsü olacaksınız.

Heyecan duyulmayan hiçbir iş başarılamaz. Ve siyasetten arınmış, birleşerek ortak akılla sorunsuz bir birliktelik hedefleyin.

Üstün dehası ve büyük öngörüleri ile yüzyılın lideri olan Ulu Önder Atatürk’ün siz gençlerimize olan inancını belirten:

“..Sizin gibi gençlere sahip bulundukça, bu yurt ve ulusun, şimdiye kadar elde ettiği başardığı zaferlerin üstüne çok daha büyük zaferler koyabileceğine şüphe etmiyorum.” sözüne katılmamak ne mümkündür.

Atamızın kazandığı zaferler savaş meydanında başladı, akılla, bilimle, stratejiyle devam etti. İşte sizlerin üstüne koyacağınız zaferler tamamen akıl terini hayat geçirerek, katma değerli işler yaratarak olacaktır.

VE SON SÖZ (Martin Luther King)

Uçamazsan koş, Koşamazsan Yürü

Yürüyemiyorsan sürün AMA İLERLE

diyerek sevgilerimi sunuyorum.

 

İlgilenenler için Twitter adresim: @EYorgancilar

Ender YORGANCILAR

Yönetim Kurulu Başkanı

Başkana Ulaşın