27.12.2013- Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati YAZICI katılımıyla EBSO Geleneksel Başarılı Sanayi Kuruluşları Ödül Töreni

Sayın Bakanım,
Sayın Valim,Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım,Değerli Milletvekillerim,
Değerli Başkanlar,
Değerli Bürokratlar,
Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın Değerli Üyeleri,
Çok Değerli Konuklar,
Basının Saygıdeğer Temsilcileri,  
 
Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın “Başarılı Sanayi Kuruluşları Ödül Töreni'ne” hoşgeldiniz. Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
 
Her sene ayrı bir heyecanla hazırlandığımız Törenimizde bugün de başarılı firmalarımızı ödüllendirmenin gururunu yaşamaktayız. Bu gururu, bugün bizlerle paylaşan Sayın Bakanımıza teşekkürlerimizi sunuyorum.  
 
Sayın Bakanım,
 
Öncelikle Bakan olduğunuz günden bu yana; çalışma disiplininiz, konularımıza hakimiyetiniz ve ilginiz, attığınız somut adımlar ile bizdeki yerinizin çok farklı olduğunuzu bilmenizi isterim. Çünkü,   
 
1. NACE ile ticari ve sanayi faaliyetlerinin gruplandırılmasını AB ile uyumlu hale getirdiniz
2. TTK ile iş dünyasının istediği modern ve çağdaş bir kanunumuz oldu.
3. MERSİS ile, tüm işletmelere bir kimlik numarası vererek ortak veri tabanı oluşturulmasına ve işlemlerin kolayca elektronik ortama taşınmasına imkan tanıdınız,4. GÜMRÜK KAPILARI’nı açarak ve yenileyerek ticaretin gelişimine katkı koydunuz,5. GÜMRÜK İŞLEMLERİNDE GETİRİLEN KOLAYLIKLAR ile mal ve hizmet dolaşımının sağlıklı ve hızlı yürütülmesini sağladınız,6.  LİSANSLI DEPOCULUK ile; tarım sektöründe üreticilerimizin önünü açtınız,7.  BORÇLAR KANUNU’NDA aksaklıkların giderilmesine destek oldunuz,
8. BALO ile, Anadolu’nun dört bir tarafından Avrupa’ya ulaşma imkanını sağlayarak, Kobilerimizin Avrupa pazarına ucuz nakliye ile ulaşmasına katkı koydunuz
9. TÜKETİCİ KANUNU ile; her kesimin beklentilerine cevap verdiniz. Çok teşekkür ederiz.
 
Her biri çok önemli, çok kritik değerlerdir. Destekleriniz bizim için çok önemli. Benzer şekilde hazırlanan AVM taslağında da görüş birliğine varılarak, Kanunun acilen çıkartılmasını ümit ediyoruz.
 
BİZ BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ.  GÜÇLÜ EKONOMİ, GÜÇLÜ REEL SEKTÖRLE MÜMKÜNDÜR. REEL SEKTÖRÜN GÜÇLÜ OLMASI İÇİN DE ÖNÜNDEKİ ENGELLERİN KALDIRILMASI GEREKMEKTEDİR.  
 
Sayın Bakanım,
 
Sizlerden hep ısrarlı istekleri olan bir konumda olmayı bizler de arzu etmiyoruz. Ancak yaşadığımız bazı konular, dikkat çekmeyi gerektirmektedir.
 
Bugün Türkiye, yapısal ve konjonktürel sorunların yoğunlaştığı, gerek küresel, gerekse ulusal bazda çok kritik bir süreçten geçmektedir.
 
Bunlardan en belirgini, ülkenin üretim ve tüketim tercihleri arasındaki uyumsuzluktur. İhracatımız ara malların ithalatını bile karşılayamaz durumdadır. O nedenle, yükte ağır ürünlerden, katma değerli ürünlere yönelmemiz gerekmektedir. Elbette ki, geceden sabaha olabilecek bir konu değil. Ama politikalarımızla, stratejik hamlelerle yapabiliriz. Kore yaptıysa, biz neden yapamayalım?
 
Bugüne kadar tek bir sloganın savunucusu olduk. “ÜRETİM YOKSA KALKINMAK HAYALDİR” dedik. Geldiğimiz nokta, haklılığımızı ortaya koymaktadır. YERLİ ÜRETİM ve YERLİ TÜKETİM’i esas almalıyız. Doğrudan kaliteli yatırımları teşvik etmeliyiz ki, üretimi her daim mümkün kılalım. 
 
Son büyüme rakamlarında da gördük ki, imalat sanayinin payından üretimin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Büyümenin kalitesi ancak üretimle artacaktır. Aksi takdirde, her çeyrek neyle büyüyeceğimizi bilemeden günü kurtarmanın ötesine geçemeyeceğiz. 
 
Sayın Bakanım,
 
Sanayicimiz ikili bir kıskaç ile karşı karşıyadır. Sektör iki fiyat makası tarafından çift yönlü sıkıştırılıyor. İç ticaret hadleri nedeniyle içerde, kurlar nedeniyle dışarıda zorlanıyoruz.
 
Bu koşullarda sanayicimiz; göreli olarak ucuzlayan ithal girdilere ve yap satçılığa yönelmiştir. Üretim hevesleri kırılmıştır.
 
Örneğin Kore’de Samsung şirketi, inşaatla başlayıp elektroniğe geçerken, biz burada elektronikten inşaata geçiyoruz.
 
Orada Samsung, elektroniğe geçerken inşaatta da niteliksel bir sıçrama gerçekleştirebiliyor. Biz bildiğiniz yap-satçılığın ötesine gidemiyoruz. Bina tasarımında niteliksel bir sıçrama yapamıyoruz.
 
2005 yılı ile birlikte dış borçlanmada devletin yerini özel sektör almış, borçla üretimini artırma gayretine girmiştir. Ancak bugünkü rakamlar, borcun sürdürülemeyeceğini ortaya koymaktadır.
 
Faiz oranlarının başta gelişmiş ülkeler olmak üzere birçok ülkeden yüksek olması, küresel spekülatörler açısından Türkiye'yi cazibe merkezi haline getirdiği bir gerçektir. Ancak, FED kararları bu durumu tersine çevirecek bir güce sahiptir.
 
Elektrik kesintilerinde de gördük ki, üretemediğimiz enerjide gelinen nokta, politikaların sürdürülemeyeceğidir. Bunun için de; uzun vadede yeni nesil nükleer santrallere, kısa vadede de güneş, rüzgar ve jeotermal enerji üretim tesislerine verilecek teşviğe acilen ihtiyaç vardır.
 
Kısaca ifade etmek gerekirse, pahalı işgücü, pahalı enerji, yüksek faiz, düşük kur, düşük tasarruf oranı, yüksek kayıtdışına rağmen, küresel rekabet ortamında sanayicilik yapmaya, üretmeye, istihdam imkanı yaratmaya çalışıyoruz.
 
Sayın Bakanım,
 
Bizler böylesine zorlu bir atmosferde çalışırken küreselleşme süreci makas değiştirerek derinleşiyor. Üretim ve dış ticarette eksen kaymaları yaşanıyor. AB ülkeleri trendleri tersine çevirmek, Batı’yı yeniden ön plana çıkarmak istiyor. Transatlantik serbest ticaret anlaşması görüşmeleri bunun somut bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. ABD’nin AB ile önce pasifik, ardından TTIP anlaşmaları, dünya ticaretinin %70’ini kapsayacak olup, Türkiye’nin dışarda kalmaması gerektiği inancındayız.
 
2023 hedefleri hepimizi heyecanlandırsa da, gelinen süreçte, hedefe odaklanamıyoruz. Eğitimden rekabet endeksine, inovasyondan, demokrasi endeksine kadar uluslararası listelerdeki sıralamalarımız 10. büyük ekonomi olmamızı da pek mümkün göstermiyor.
 
Üretim, ihracat, istihdam, yeni teknoloji konuşmamız gerekirken, geleceği tasarlamaya ihtiyaç duyarken, hergün hedeflerimizden uzaklaşıyoruz. Görsel-yazılı ve sosyal medyada nefret söylemi önlenemez boyutta.
 
Hiç bir şey için geç değildir. Ulu Önder Atatürk’ün çok güzel bir sözü var: söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Ülke menfaatleri için bir olma, hedeflere odaklanma zamanıdır.
 
17. büyük ekonomi olan, 200'e yakın ülkeye ihracat yapan, yaşanmışlıkların öğrettiği ciddi deneyimleri olan, cesareti, girişimcilik ruhu, genç nüfusu, zorluklar içinde yol alma becerisine sahip güçlü bir ülkesiyiz. Yeter ki bu avantajlar köreltilmesin, hevesler kırılmasın.
 
Sayın Bakanım,
 
2013 yılı, barışa, kardeşliğe ve hoşgörüye ne kadar ihtiyacımız olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, başta Gezi olayları olmak üzere Hatay ve Antep’te yaşanılanlar iyi irdelenmelidir.
 
İstikrar biz iş dünyası için her zaman son derece önemlidir. Son olaylar da göstermiştir ki; siyasi kaos önümüzdeki dönemde en önemli risktir. Ve ekonominin geri planda kalmasını sağlayacaktır. İş dünyası olarak, bu durumdan endişe ediyoruz.
 
Temiz toplum, temiz siyaset, ahlaklı iş yapma kültürü, hukukun üstünlüğü konularındaki eksiklerimiz ve demokrasi kalitemiz kaçıncı ekonomi olursak olalım her an büyümeyi ve ülke itibarını zedeleyecektir.  
 
2014’de Türkiye’yi bekleyen seçimler, bu kaosu daha da ateşleyecek niteliktedir. Mali disiplinin bozulmaması, siyasetin ekonominin önüne geçmemesi ve gündemdeki yerinin korunması anlamında yürütülecek politikalar, alınacak kararlar çok önemlidir. Herkesin üzerine düşen hassasiyeti göstermesi en büyük temennimizdir.
 
Sözlerime burada son verirken, Ödül alan firmalarımızı canı yürekten tebrik ediyor, başarılarının artarak devamını diliyor, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
 
Ender YORGANCILAREBSO Yönetim Kurulu Başkanı

 

Başkana Ulaşın