Sayın Başbakanım,
Değerli Başkanlar,
Sektör Temsilcilerimiz,
Kıymetli Basın Mensupları,
Şahsım ve Ege Bölgesi Sanayi Odası adına, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başbakanım, güzel İzmir’e hoş geldiniz. Teşriflerinizle gerçekleştirilen toplantımızın faydalı olmasını diliyorum.
Bugün belki 2 sektör özelinde bir değerlendirmemiz söz konusu olsa da, ben öncelikle küresel ekonomiden başlamak istiyorum.
Çünkü, yüksek enflasyon ve borçluluk, gıda ve enerji arz güvenliği, ticaret savaşları, ambargolar, Rusya-Ukrayna savaşı gibi kronikleşmiş rutin sorunlar devam ederken, ABD’de yaşanan banka kriziyle başlayan finansal dalgalanmanın yarattığı riskler gündemi meşgul etmekte.
Öyle ki, IMF Nisan Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nu “Zorlu Bir Toparlanma" başlığıyla yayımladı.
Büyüme tahminlerini de aşağı yönlü revize ederek; Dünya ekonomisinin, 2023’de %2,8, Türkiye için de, %2,7 öngörüsünü paylaştı.
Eş zamanlı olarak Dünya Ticaret Örgütü de, 2023 için küresel mal ticaretine ilişkin büyüme beklentisini yüzde 1'den yüzde 1,7'ye yükseltti. Ancak, bu tahminin 2008 küresel finansal krizinden bu yana geçen 12 yıldaki ortalama yüzde 2,6'nın altında olduğunu da belirtelim.
Yani, küçülen, ticareti daralan bir küresel ekonomide, üretmek başlı başına bir mücadele alanı iken, ürettiğini satabilmek ayrı bir başarıdır.
Ülkemizin küresel ekonomiden aldığı pay ise %1’lerde. Tüm gayretimiz bu payın artırılması yönünde. Bu bakımdan, gerek lojistik gerekse son dönemde tasarımları ile öne çıkan mobilya sektörümüz büyük önem taşımaktadır.
Mobilya sanayimiz, yarattığı istihdam potansiyeli ve katma değerinin yanında net ihracatçı bir sektör olması nedeniyle stratejik öneme sahiptir. Şehrimizdeki MODEKO fuarına gösterilen ilgi de bunun göstergesidir.
Ancak, bir hususun altını çizmek zorundayım. Sektör fark etmeksizin, bir tarafta sanayicilerimiz ekonomiye ve ihracata ciddi anlamda katkı sağlarken, diğer taraftan ihracatın gelişimini son derece zorlayıcı son dönemde art arda yapılan regülasyonlar ciddi bir çelişki yaratıyor.
Bu bağlamda, pratik iş hayatının uzağında, iş yükünü artıran, ticareti engelleyen, ödemeleri geciktiren onlarca değişikliğe son bulmalıdır. Söz konusu regülasyonlar yerine kolaylaştırıcı düzenlemeler olmalı ki; daha fazla ihracat hacmi yaratılabilsin ve daha verimli işbirlikleri geliştirilsin.
Mobilya sektöründe İzmir, istihdam kapasitesine göre 5. sırada yer alsa da, hem lojistik avantajları hem de inovatif şehir özelliği ile giderek güçlenen bir gelişim içerisindedir.
Sektörün dünya ihracatı içerisindeki payı %1,5’luk seviyelerdedir.
Üreticilerimizin kaliteli ürünlerini, global trendler doğrultusunda çevre dostu ürünlere dönüştürmesi, demografik değişimi dikkate alması ve artırılmış gerçeklikle ürünlerini pazarlaması doğrultusunda dünya sıralamasında hızla önlere doğru ilerleyecektir.
Bu farkındalıkla; Karabağlar ve Kısıkköy bölgesinde yoğunlaşan sektörün, kümelenmesi için Torbalı OSB’nin 690 dekar büyüklüğündeki genişleme alanında bir Mobilya Kümelenmesi için İZTO, Torbalı Ticaret Odası ve Torbalı OSB Bölge Müdürlüğü ile işbirliği yaptık. Sektörün gelişimine katkı koymasını diliyorum.
Sayın Başbakanım,
Hammaddeye yakınlığı, ekonomik olarak jeo-stratejik ve lojistik önemi, ucuz ve nitelikli işgücüne sahipliği, net ihracatçı yapısı ve daha birçok özelliği İzmir’in her dönem ayrıcalıklı bir konumda olmasını sağlamaktadır.
Orta Doğu, Türk Cumhuriyetleri ve Avrupa arasında bir köprü vazifesi gören ülkemizin batıya açılan kapısı olan İzmir, coğrafi ve jeopolitik konumu itibariyle, lojistik açısından çok ciddi bir potansiyele sahiptir.
Projeleriniz arasında yer alan Kemalpaşa Lojistik Köyü’nün temeli 2012 yılında atılmıştı. Öncelikle yarattığınız farkındalık için çok teşekkür ediyoruz. Küresel ekonominin içinde bulunduğu şartlar dikkate alındığında, Batı’nın Çin’e alternatif aradığı bir dönemde proje, İzmir’in çok önemli bir eksiği idi.
Zira, Kemalpaşa Lojistik Köyü, İzmir’in lojistik potansiyelini geliştirmesinde, lojistik sektörünün kümelenmesinde, kurumsallaşmasında ve ihracatçılarımızın maliyetlerini düşürmesinde önemli bir rol oynayacaktır.
Diğer yandan, İzmir’in kuzey aksında yer alan mevcut Nemrut limanı ile birlikte planlanan ama sonuçlanamayan Çandarlı Limanı da, bu açıdan İzmir’in lojistik gücüne güç katacak bir proje idi. Komşumuz Pire Limanı’na alternatif olma şansımız olacak iken, bu avantajı da elimizden kaçırıyoruz.
Asya, Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki 1,6 milyarlık nüfusun ve 22.5 trilyon dolarlık ticaretin merkezinde yer alan İzmirimizin desteklenmesi, eksiklerinin tamamlanması ülkemizin ekonomik pastadan daha fazla pay almasını hızlandıracaktır.
Bizlerin de bütün çabası ve gayreti bunun içindir.
Toplantımızın verimli geçmesi dileği ile konuşmamı burada tamamlamak istiyorum.
Ender YORGANCILAR
Yönetim Kurulu Başkanı