EKONOMİ BAKANI KATILIMLI ÖZEL MECLİS TOPLANTISI
18.08.2016
Sayın Bakanım,
Sayın Valim
Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım
Değerli Konuklar,
Basınımızın Kıymetli Temsilcileri,
Yönetim Kurulumuz adına, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Sayın Bakanımızın teşrifleri ile gerçekleştirdiğimiz ÖZEL Meclis Toplantısı’na hoş geldiniz.
Sayın Bakanım,
Tarih:15 Temmuz 2016. Sadece Türkiye değil, dünya tarihine geçmiş bir geceyi geride bırakalı 1 ay oldu.
Bu öyle bir gecedir ki; başta Sn. Cumhurbaşkanımız ve Hükümetimiz olmak üzere, muhalefet liderlerimizin dik duruşu, polisimizin özverili mücadelesi, sivil toplum kuruluşlarımızın, medyamızın darbeye karşı tutumu, halkımızın hesapları alt üst eden demokrasi mücadelesi ile karanlık güçler sükut-u hayale uğratılmıştır. Ülke olarak, toplum olarak, olağanüstü bir dönemde; tek yürek olduk. Birlik ve beraberlik içerisinde kenetlenerek dosta düşmana çok önemli mesajlar verdik.
Altını çizmekte fayda görmekteyim ki, bu kalkışmayı desteklemeyen askerlerimizin de hainlerin çabalarını boşa çıkarma gayretleri gerçek vatanseverleri ortaya çıkarmıştır. Birliklerde verilen mücadelelere en güzel örnek şehidimiz Ömer Halisdemir astsubayın kahramanlığıdır. Başka bir örnek: Eskişehir hava hareket merkezinin, uçakların yerini gösteren 'hava resmini' bilinçli yayınlamayarak, darbecilerin Sn. Cumhurbaşkanının uçağına ulaşmalarını engellemesi vb. Sanırım başka söze gerek yok.
Bu menfur olayda da gördük ki; Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 yılında “Türkiye Cumhuriyeti demokrasi esasına dayalı bir devlettir” şeklinde dünyaya ilan ettiği laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti mirasına sonsuza kadar sahip çıkmak zorundayız.
Hainlerin en yakın sürede hak ettikleri cezaları almalarını diliyor, bir kez daha demokrasi şehitlerimizi, rahmetle anıyor, ailelerine sabır ve başsağlığı dileklerimizi yineliyor, gazilerimize acil şifalar diliyorum.
Bu hain kalkışmayı nasıl tek yürek olarak başardıysak, 40 yılı aşkın bir zamandır barış adı altında gençlerimizi, bebeklerimizi öldüren terör belasından da kurtulmak zorundayız. Güvenliğin, huzurun, demokrasinin olmadığı yerde, ekonominin, millet olma bilincinin olmayacağını biliyoruz. Türkiye’nin bu zor günlerini fırsat bilen terör, kanlı yüzünü ard arda önce Diyarbakır, sonra Van ve bugün de Elazığ ve Bitlis’te gösterdi.
Bir kez daha terörün her türlüsünü lanetliyor, vatan uğruna mücadele ederken şehit düşen güvenlik güçlerimizi, hain pusularla yaşamlarını yitiren masum vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, ailelerine sabır ve başsağlığı dileklerimizi yineliyoruz.
Sayın Bakanım,
Ne yazık ki, tüm bu yaşananlar uluslararası arenada Türkiye’ye ilişkin algıyı negatif düzeyde yükseltmiştir. Parlayan bir yıldız olarak gösterilen Türkiye üzerinde, bugünkü algı operasyonlarını üzüntüyle takip etmekteyiz. Standart&Poors’un yangından mal kaçırırcasına yaptığı not indirimi de bunun bir örneğidir.
Öyle gazete manşetleri var ki, kalkışma gecesinin ardından Türk ekonomisinin de darbeye uğradığına dair taraflı yayıncılık adına ne varsa yapılmış haberler. Son olarak bugün öğreniyoruz ki, İstanbul’da Alman firması tarafından Ekim ayında yapılacak olan Cebit-bilişim fuarı iptal edilmiş. Avusturya Havaalanı Boardlarında yazılan yanlış ve yalan yazılar.
O nedenle, bu algıyı değiştirmek için şu aşamada art niyetli gayretleri boşa çıkarmak yönünde sadece Hükümetimizin değil, muhalefet partilerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın, iş dünyamızın, medyamızın birlikte ortak hareket etmesi gerekmektedir. Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak bizler de, üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız.
Bu süreçte Hükümetimizin de ekonomi alanında peş peşe açıklamış olduğu konular, sanayicinin ve yatırımcının önünü açacak adımlar dünden çok daha fazla önem taşımaktadır.
Varlık Fonu’ndan bireysel emeklilik sisteminin zorunluluğuna kadar yapılan hamlelerin orta ve uzun vadede mutlaka karşılığını göreceğimize inanıyorum.
16 Haziran’da makamınızda yapmış olduğumuz ziyarette; Eximbank, sanayinin önünü açacak teşvikler, zayıflayan iç talep ve yatırımlar, komşularla olan ihracatın artırılması, sanayi 4.0, serbest bölgeler ve karşılıksız çek konularına değinmiş ve görüşlerimizi paylaşmıştık. Bugün görmekteyim ki, hemen hemen hepsi gündemde oldu veya olma yolunda ilerliyor. Katkılarınızdan ötürü çok teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım,
Dünyanın gözü kulağı ülkemizde iken; yabancı yatırımcıların Türk ekonomisine ilişkin endişeleri had safhaya ulaşmışken, Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, ekonomi yönetimimiz proaktif davranarak bu süreci başarıyla yönetmiştir. Güvenin yeniden tesis edilmesi yönündeki gayretleriniz için iş dünyası olarak şükranlarımızı sunuyoruz.
Uzun bir zamandır yeşil pasaport talebimiz vardı. İhracatçılarımıza verilecek yeşil pasaport ile şüpheniz olmasın ki, kazanan ülkemiz ve Türk ekonomisi olacaktır. Çok teşekkür ediyoruz.
Son yapılan düzenleme ile karşılıksız çeke ilişkin, para cezası da dahil olmak üzere birçok önlem alınmakta.
Ancak, bu şekilde de alacaklı yine hakkını alamayacak, mağduriyeti devam edecektir. Bildiğiniz gibi Türk Ceza Kanunu’nun 52. maddesine göre adli para cezaları devlet hazinesine ödenir.
Bu noktada önerimiz; söz konusu mağduriyeti gidermek amacıyla, alacağı kalan çek alacaklısının alacağı kadar tutarının devlete ödeyeceği, vergi, SGK primi gibi yükümlülüklerinden düşürülmesi veya vergi iadesi gibi ödenebilmesidir. Biz bu talebimizi yazılı olarak gerekli mercilere iletmiştik.
Yatırım ortamının iyileştirilmesi yönünde önemli adımlar atılmıştır. Bu kapsamda, “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun”un piyasayı rahatlatarak, KOBİ’lerimizin hareket alanını genişleteceği ve devletin de alacaklarını hızlandıracağı inancındayım.
Sayın Bakanım,
Sn. Cumhurbaşkanımızın katılımı ile gerçekleştirilen Rusya ziyaretini çok önemsiyor ve bu konuda bizlerle biraz daha detay paylaşmanızı arzu ediyoruz. Benzer şekilde ekonomik değere sahip diğer sorunlu ülkelerle olan ilişkilerimizin de en yakın sürede eski düzeyine gelmesini ümit ediyoruz.
Sizinle en çok konuştuğumuz konuların başında TEŞVİKLER gelmektedir. İzmir’in mağduriyeti malumlarınız. Ancak, inanıyoruz ki teşvik sistemindeki revizyon; Türkiye’nin önünü açacak ve yatırım hamlelerini hızlandıracak etkide olacaktır. Açıkçası, başka da bir çaremiz yoktur.
Neden başka çaremiz olmadığına ilişki 2 grafik göstermek istiyorum.
OECD’nin 2016 yılı Türkiye raporunda kullanılan grafiklerden ilki İzmir’de 2004-2013 döneminde imalat sanayi istihdamının ne kadar düşük olduğuna ilişkin. İzmir’de bugün işsizlik oranı %15. İşte bu nedenle teşvikleri dilimizden hiç düşürmedik.
İkinci grafik, aynı statüde olduğumuz catch-up ekonomiler içinde imalat sanayinde yüksek teknolojili ihracatın payı en düşük ülke Türkiye’dir.
Kuşkusuz en ileri teknolojilerle üretim yapmayı biz de istiyoruz. Ancak, yüksek katma değerli üretim ve yüksek katma değerli ürün ihracatına odaklanmak firmalarımızın tek başına başarabileceği bir durum değildir.
Kalkınma sürecinde; eğitim, teşvikler ve teknoloji transferi çok önemli olan Güney Kore, tıpkı Çin’de olduğu gibi taklitçilikten, teknoloji transferine ve devamında teknoloji üretimine giden uzun ve başarılı bir hikayeye sahiptir.
Biz de yeni hikayemizi Amerika’yı baştan keşfetmeden bu 3 temel belirleyici etrafında kendi yapımıza uygun kurgulayabilir ve orta gelir tuzağından uzaklaşabiliriz. Bu yönde, siyasi irade de, kadrolarımız da mevcuttur. Firmalarımızda da bu istek ve gayret vardır.
Bakınız Güney Kore’nin başarısının arkasında yatan sebeplerden biri de Devletin önce büyük projeleri, ardından da KOBİ düzeyinde üretici firmaları her aşamada desteklemesidir.
Diğer yandan; özellikle sanayi 4.0 sürecinde yazılım konusunun ne kadar önemli olacağını düşündüğümüzde, bu alana yoğunlaşmalıyız.
Kalkınma Bankası’nın etkinleştirilerek özellikle SANAYİ 4.0 sürecinde geçiş aşamasında olan sanayicilerimiz için kaynak yaratılmasını sağlayabiliriz.
Küresel ekonomideki dengelerin değişmesi, kıtalararası yapılan ticareti hem daha önemli kılmış hem de bir o kadar rekabeti güçleştirmiştir. İşte bu nedenle ihracata yönelik atılan her adım bizler için, ülkemiz için çok önemlidir.
Yine Ankara ziyaretimizde de ifade ettiğimiz gibi, Eximbank’ın Bakanlığınıza bağlanmış olması memnuniyet vericidir. Zira, 15 milyar dolar sermaye yapısının 100 milyar dolara çıkarılma hedefi ile yola çıkışınızı bu anlamda çok önemsiyor ve destekliyoruz.
Bu hususta navlun desteği talebimiz vardı. Desteğin çıkacağına dair duyumlar aldık. Benzer şekilde,
İhracat pazarlarımızdaki sorunlar dikkate alınarak, boş olan ticaret müşavirliği kadrolarına atamaların yapılması ve ticari müşavirlerin daha etkin olması ve performanslarının ölçülebilmesi sağlanabilir.
Bir diğer önemli husus da e-ticaret. Özellikle Çin’e yapmış olduğum ziyarette bunu yerinde görerek daha iyi anladım.
Bu konuda da destek verilecek olması çok ama çok önemlidir. E- ticaretin sınır ötesi gelişip büyümesi özellikle de Kobilerimizin geleceği açısından çok hayatidir. Yaklaşık Türkiye’nin 50 katı bir e-ticaret hacmine sahip ve dünyanın bu alanda 1 numarası Çin’in geldiği noktayı referans alarak, hızla yol almak zorundayız.
Yurtdışı fuar destekleri biz sanayiciler için büyük önem taşımaktadır. Amacımız, ihracatın artırılması kapsamında, yeni pazarları keşfetmekse, Afrika gibi uzak pazarlara ürünlerimizi pazarlamaksa bu bizlerin tek başına yapabileceğinin ötesindedir.
Sanayicimizi bugün yurtdışı pazara götürmek istediğimizde ne yazık ki, sadece sektörel gruplar desteklenmekte. Meclis üyelerimiz bugün 64 sektörü de içinde barındırmakta ve bu çeşitlilik içerisinde söz konusu destek şartlarını gerçekleştirmemiz mümkün olmamaktadır.
Oysa ki, bugün her eve bir Türk malı girmesini istiyorsak, sektörel desteklerin yanında genel destekler şeklinde bu sıralarda oturan üyelerimizin de desteklenmesi talebimizi iletiyoruz.
Sayın Bakanım,
İlk olarak Mecliste verilen fotoğraf, son olarak Yenikapı Mitingi fotoğrafı sürdürüldüğü takdirde, Türkiye bu zor süreci de atlatacak güçtedir. Bu birliktelik ruhu içerisinde; hukukun üstünlüğünü temel alarak, demokrasimizi güçlendirerek, ülkemizin ve kurumlarımızın zarar gören itibarını onararak, kurumlarımızda liyakatı esas alarak, eğitim başta olmak üzere reform harekatını başlatarak hedeflerimize doğru yol almak zorundayız.
Enerjimizi polemiklere değil, Türkiye lehine somut eylemlere dönüştürmeliyiz.
Çünkü, Türkiye, çok güçlü bir devlet ve ekonomi yapısına sahiptir. Şimdi yeni bir heyecan ile yeniden ayağa kalkmanın tam zamanıdır.
Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak bizler de; ülkemizin geleceğine olan inancımızı hiç yitirmediğimiz gibi son yaşananlarla birlikte daha da güçlendirdik. O nedenle, daha çok üretmeye, yatırım yapmaya, istihdam sağlamaya dünden daha çok zorunlu olduğumuzu görüyoruz.
Devlet büyüklerimiz bu şekilde iş dünyasının yanında olmaya devam ettiği sürece, Türkiye önüne çıkan, önüne çıkartılmak istenen tüm engelleri tek yürek olarak aşacaktır. Bu şekilde kenetlendiğimiz ve ortak değerlerimizde bir olduğumuz sürece, Türkiye için kötü günlerin artık geride kaldığı inancındayım.
Topraklarımızda bir an evvel güvenliğin ve huzurun sağlanması ümidiyle, yeniden dünyanın parlayan yıldız ülkesi olmamız dileğiyle, saygılarımı sunarak konuşmamı burada tamamlamak istiyorum.
Ender YORGANCILAR
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı