Sayın Protokol,
Sayın Katılımcılar,
Ege Bölgesi Sanayi Odası/TOBB ve şahsım adına, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Oldukça kapsamlı ve geniş bir çalıştayın kapanışında sizlerle birlikte olmaktan çok mutluyum. Nazik davetleri için Sayın Serdar Gökhan Arıkan’a çok teşekkür ediyorum.
Çalıştayın üçüncü gününde, konuşulmadık konu, söylenmedik veri kuşkusuz kalmamıştır. Ancak, ben de hem TOBB, hem EBSO hem de kendi fabrikamdaki deneyimlerim ile konuyu değerlendirmek isterim.
Biliyoruz ki Devletin birinci görevi, halkın can ve mal güveliğini sağlamaktır. Bu görevi de kolluk kuvvetleri ile gerçekleştirmektedir. Ancak, kamu alanı kapsamı dışında da güvenliğe duyulan ihtiyaç, yine devletin gözetiminde özel sektör eliyle güvenlik hizmetlerini mümkün kılmıştır.
Bu ihtiyaç, 2004 yılında yayınlanan kanunla da resmiyet kazanmıştır.
Kamu hizmetlerini tamamlayıcı olarak nitelenen ve bugün vazgeçilmez bir sektöre dönüşen özel güvenlik hizmetleri; 320 bini aşan istihdamı, 1.500’ü aşan sayıdaki şirketi ile ekonominin önemli bir unsurudur. Özellikle de, büyükşehirlerimizde, ticaretin ve sanayinin aktif olduğu yerlerde sektör öne çıkmaktadır.
Öyle ki, neredeyse 3 milyar euro’yu aşan bir ekonomik değer söz konusu.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimizde de, bu ihtiyaca istinaden Özel Güvenlik Hizmetleri sektör meclislerimize dahil edilmiştir. Serdar beyin de başkanı olduğu sektör meclisinde sektörün güncel konuları görüşülmekte, TOBB’un lobicilik gücü ile gerekli aksiyonlar alınmaktadır. Buradan Sayın Serdar beye, İzmirimizi ve sektörü başarılı temsiliyetinden dolayı, teşekkür ediyorum.
Gördüğüm kadarıyla, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm ile birlikte sektörde de; akıllı güvenlik sistemlerinden veri analitiğine ve çevresel sürdürülebilirliğe kadar geleceğe yön veren, sürekli gelişime açık alanlar da söz konusudur. Bu dönüşüme uyum sağlayanlar çok daha güçlü bir altyapıya sahip olacak ve bir adım öne çıkacaktır. Sektörde çalışan ve çalışmak isteyen gençlerin de kendini bu alanda geliştirmesi önem taşımaktadır.
Tüm sektörler, fark yaratmak ve faaliyetlerinin sürdürülebilir olmasını istiyorsa, bu dönüşüme uyum sağlamak zorundadır.
Diğer sektörlerimizin de yaşadığı maliyetlerin yüksek olması ve kayıt dışının yarattığı haksız rekabet konuları, çözüm bekleyen, ancak kısa vadede de umutlu olamadığımız başlıklar.
Çünkü, gerek içerde gerekse dışarda belirsizliği artıran çok fazla risk unsuru var. Ve bu gelişmeler de tüm sektörlerimize olumsuz yansıyor.
Dünya şu anda gözünü 20 Ocak sonrasına çevirmiş durumda. Trump ile birlikte yeniden şekillenecek siyasi ve ekonomik düzen, her bir sektörü olumlu veya olumsuz etkileyecektir. Artan jeopolitik riskler ve enflasyondaki gerilemenin yavaş seyri belirsizliği artıracaktır.
İş insanları olarak hangi sektörde faaliyet gösterirsek gösterelim, önceliğimiz önümüzü görebilmektir. Ne yazık ki, 2025 yılı bugünden oldukça flue görünüyor. Özellikle ilk yarıdaki dalgalı seyir ve kırılma noktaları, gidişatı belirleyecektir. Ancak, ilk yarıda atacağımız doğru adımların, yılın ikinci yarısında ekonomimizi toparlayacağına da inanıyorum.
Durgun bir ekonomide gerek tüketicilerin gerekse bizlerin öncelikleri, tercihleri değişebilmektedir. Ekonomi canlandıkça, maliyetler kabul edilebilir seviyelere ulaştıkça, inanıyorum ki bugün lüks gibi görünen hizmetleriniz yarın ihtiyaç olarak kabul edilecek ve sektör çok daha güçlenecektir.
Unutmayın ki, ülkemiz, potansiyeli ve avantajları ile her zaman umutlanmamız için bir neden barındırır. Bizler de bu umutla, temkinli iyimserliğimizi koruyarak çok çalışmaya devam edeceğiz.
Kurduğunuz sistemlerle, eğitimli işgücünüz ile yazar Wayne Dyer’ın dediği gibi "Sadece güvensiz güvenlik olmaması için çaba harcadığınızı” bilen biri olarak, herkesin hedefine ulaşacağı, emeğinin karşılığını alacağı mutlu, başarılı bir yıl dileyerek de konuşmamı tamamlamak istiyorum.
Ender YORGANCILAR
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı