16.11.2022 9. ULUSAL HİDROLİK PNÖMATİK KONGRESİ VE SERGİSİ

Sayın Başkanlar, Sayın Bakan Yardımcım

Sektörün Yerli ve Yabancı Temsilcileri,

Değerli Hazerun,

Kıymetli Basın Mensubu Arkadaşlarımız,

Ege Bölgesi Sanayi Odası ve şahsım adına, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz.

Türkiye Makina Mühendisleri Odası tarafından dokuzuncusu gerçekleştirilen bu değerli Kongre’ye nazik davetleri için Sayın başkana teşekkür ederek, konuşmama başlamak istiyorum.

Makine sektöründe güçlü yapısı ile öne çıkan İzmirimizde, sektör temsilcilerinin buluşmasını ayrıca önemsediğimi belirtmek isterim.

Bugün öyle bir sektör toplantısındayız ki, sanayimizin lokomotifi olan makineler olmadan üretimden bahsedemeyeceğimiz gibi birçok sektör için de hidrolik ve pnömatik sistemler kritik öneme sahiptir. 55 milyar dolarlık küresel pazar büyüklüğü ile ülke ihracatımızın dörtte birine denk geliyor.

Hidrolik ve pnömatik sektörde pazar büyüklüğünün 2030’da 150,2 milyar dolar büyüklüğüne ulaşması öngörülüyor.

Gelişmiş malzeme taşıma ekipmanlarına duyulan talebin artması, endüstriyel otomasyonla birlikte akıllı hidrolik ekipman kullanımının yaygınlaşması ve dünya genelindeki inşaat-alt yapı faaliyetlerinin sayısındaki artış, hidrolik ve pnömatik pazar gelirini artıran temel faktörler olarak dikkat çekiyor.

Makine üretiminin yüksek teknolojili ürünleri arasında yer alması ise içinde bulunduğumuz sanayi 4.0 sürecinde sektörü çok daha kritik bir seviyeye taşımaktadır.

Sanayi 4.0 ile insanın yerini alan ve daha da alacak olan robot teknolojilerini dikkate aldığımızda; sektörün yarattığı ve yaratacağı yüksek katma değer etkisi de altı çizilmesi gereken önemli konulardan biridir.

Bu noktada, ürün çeşitliliği ile sektörde ar-ge ve tasarımla yerli üretime ağırlık verilmesi, katma değeri yüksek ürünlerin yerli üretiminin artırılması hem sektörü geliştirecek hem de ülke ekonomisine döviz girdisi olarak katkı sağlayacak ve sanayimizin rekabet gücü artacaktır.

Rekabet edebilmek için ülkemizde niteliksel bir sıçramaya ihtiyaç duyduğumuz bir gerçek. Bu da tek bir başlık ile değil, hukuktan, eğitime kadar bir dizi ana başlıkta eksiklerimizi tamamlamakla mümkün olacaktır. Ancak, burada altını çizmek istediğim husus Ar-Ge merkezleridir.

Türkiye’nin küresel ticaretten aldığı pay, 1970’lerde binde 2 iken son 12 yıldır %1 bandında seyrediyor. Ve 2008’de kurulan Ar-Ge merkezi 20 iken bugün sayı 1.254’e yükseldi.

Ancak, kg başına ihracat fiyatı aksine geriledi. Her platformda karşılaştırması yapılan Güney Kore’nin küresel ticaretteki payı 1970’lerde binde 38 iken günümüzde %3’e çıkmış durumda. Kg başına ihracat birim fiyatı 3 dolar seviyelerinde. Sonuç olarak da, 35 bin dolar kişi başı geliri olan G.Kore’ye karşın, ülkemizde bu rakam 9.500 seviyesindedir.

Bakınız, ülke ihracatımızın yaklaşık yüzde 5’ini makine ve aksamları oluşturuyor. Bununla birlikte ülkemizde kg başına ihracat değeri TİM verilerine göre 1,18 dolar iken, makine ve aksamlarında bu rakam 5,6 dolara çıkıyor. Daha da spesifik ürünlere bakıldığında rakam yükseliyor. Yani, ülke ekonomisine en fazla katkıyı koyan sektörlerden birisiniz. Yerlileşme politikası bu nedenle çok önemli.

Pandemide çok net gördük ki, sanayimiz dinamik ve esnek yapısı ile güçlü bir görünüm sergiledi. İmalat sanayimiz büyüdüğü sürece ülke ekonomisi de pozitif güçlü bir büyüme sağlayabilmektedir. Bugün sanayimiz, yüksek enflasyonun, kurun ve resesyonun yarattığı maliye baskısı ile karşı karşıya olsa da, makine gibi çok güçlü sektör altyapısına sahibiz.

Değerli Konuklar,

Sektöre tekrar döndüğümüzde, sanayimizin ana ihtiyaç alanlarından biri olan nitelikli işgücüne ulaşımın, sektörün de öncelikli konusu olduğunu biliyorum.

Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak;  çok önemsediğimiz, çözümü için özel gayret sarf ettiğimiz bir konudur bu. İşsizlik değil mesleksizlik vardır inancındayız. O nedenle de aranan eleman olarak tanımladığımız nitelikte işgücünün artırılmasına yönelik her projeye gönülden destek vermekteyiz.

 

Tüm meslek liselerinin özel sektöre devredilerek; Almanya, Avusturya örneklerinde sağlanan başarı da dikkate alınarak, küresel ekonomideki koşullar ve kendi ihtiyaçlarımız doğrultusunda yeni bir sistemin kurulmasını uzun bir zamandır talep etmekteyiz. Kararlılıkla talep etmeye devam edeceğiz. Kısmen de olsa bu konuda bir ilerleme kaydettiğimizi söyleyebilirim.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı ile imzalanan Ulusal Eğitime Katkı Protokolü ile İzmir’de Çınarlı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin yürütücü kurulunda yer almaktayız.

Bu da ihtiyaç duyulan uzmanlıklarda ders programının seçilmesinden eğiticinin eğitimine kadar birçok konuda söz sahibi olmamız anlamına geliyor.

Diğer yandan, aynı protokol kapsamında taleplerimizle, Aliağa OSB içinde modern, ilklere imza atan bir meslek lisesi kazandırmanın da mutluluğunu yaşıyoruz.

Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak son kabul gören AB projemiz ile 18-29 yaş aralığındaki ne eğitimde ne de istihdamda olan genç kadın ve erkek nüfusa yönelik bir program başlatıyoruz.

 

Proje kapsamında, makine sektörünün en güncel donanımları ile Konak Çınarlı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde Makine Teknolojileri Laboratuvarı kurulacaktır. Bu laboratuvarda, Almanya’da eğitim görmesini sağlayacağımız 15 öğretmen tarafından, İŞKUR ve İBB Meslek Fabrikaları’ndan seçilen 75 adaya eğitim verilecektir.

Eğitim alan 18-29 yaş aralığındaki gençlerin Mesleki Yeterlilik Belgesi alması sağlanacak, ardından iş başı eğitim programlarına dahil edilerek, üye firmalarımızda öğrendikleri bilgilerin pekiştirilmesi sağlanacaktır. Bu aşamaya gelindiğin de sizler de bu programdan yararlanabilirsiniz.

Değerli Hazerun,

Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak bizler; “Üretim Yoksa, Kalkınmak Hayaldir.” mottosuyla projelerimizi yürütüyoruz.

Ancak, KOBİ ağırlıklı üretim yapımızda, biliyoruz ki küresel dönüşüme uyum sağlamak hem maliyet olarak, hem de zaman açısından kolay olmayacaktır. Bu farkındalıkla ne üretirsek üretelim, dünyanın içinde bulunduğu değişim ve dönüşümü göz ardı edemeyiz.

Uluslararası rekabet gücü açısından, enerji verimliliğinden ileri teknoloji üretime, nitelikli istihdamdan, tasarıma kadar geniş bir alanda manevra kabiliyetimizi geliştirmemiz son derece önemlidir.

Bu kapsamda, Sanayi Odası olarak bizler de, sizlere her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu bilmenizi isterim.

4 gün sürecek olan bu kapsamlı ve etkinliği yüksek Kongre’nin başarılı geçmesi dileği ile konuşmamı burada tamamlamak istiyorum.

 

Saygılarımla,

Ender YORGANCILAR

Yönetim Kurulu Başkanı

 

 

 

 

 

Başkana Ulaşın