11.10.2018 İZSİAD-5. İZMİR İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ZİRVESİ

İZSİAD-5. İZMİR İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ZİRVESİ–11 Ekim 2017-17.00

Değerli Katılımcılar,

Kıymetli Basın Mensupları,

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu ve şahsım adına, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Beşincisi gerçekleştirilen Zirve’de emeği geçen herkese Sayın Başkan nezdinde çok teşekkür ediyorum. Her sene katılmaya özen gösterdiğim bu zirve ile önemli bir farkındalık yaratıldığı inancındayım.

Nasıl ki ekonomi göstergeleri arasında cari açık yumuşak karnımız ise, iş hayatına ilişkin İş Sağlığı ve Güvenliği konusu da, ülkemizin yumuşak karnı haline gelmiştir. Geçmişten bugüne, önleyici bir yaklaşım esas alınsa da, yeni düzenlemeler yapılsa da tam bir iyileşme sağlayamıyoruz.

İyileşme sağlanamadığını da ne yazık ki, rakamlar yüzümüze tokat gibi vuruyor.

ILO’nun verilerine göre; her yıl iş kazası ve meslek hastalıklarından yaklaşık 3 milyon kişi etkilenirken, her yıl 340 milyon iş kazası yaşanıyor. Yani, bu aslında dünyanın bir sorunu. Ancak, önlemini alan ve almayan ülkeler de çok net ayrışmaktadır.

Ülkemiz, ölümlü iş kazası oranlarında dünyada üçüncü, Avrupa’da ise birinci sırada yer almaktadır. 2016 sonu itibariyle iş kazaları, son 5 yıl içinde yaklaşık yüzde 300 artış kaydetmiştir. 

Bugün, geçmişe göre bir adım daha bilinçli olsak da, ağır ve tehlikeli işler kavramı gibi mevzuatlarımız güncellense de, yasalarla önlemler alınsa da, iş sağlığı ve güvenliği en hassas konularımızın başında gelmektedir.

Kazaların %98’i önlenebilir iken önleyemiyor isek, çalışan-işveren-devlet koordinesinde eksiklikler var demektir. Bulmak ve yanlışı düzeltmek için ortak aklı kullanmalıyız ki, daha sağlıklı bir toplum yaratabilelim. Çünkü, bu tek bir tarafın üstesinden gelemeyeceği kadar önemli bir konu.

Bu süreçte işveren olarak bizler de yükümlülüklerimizin farkındayız.

Ancak, biliyoruz ki kazalarda çoğunlukla işveren suçlanır. Kuşkusuz bu algıyı yaratmış olan, yasaları kendine göre yorumlayan, ihmali olan işverenler de var.

Kazaların maddi, manevi boyutu kadar bir de buzdağının görünmeyen kısmı vardır. Ekibin moralinden, yerine geçecek elemanın öğrenme sürecine,

firmanın itibarından, sadece bu konuya odaklanarak zaman ve verim kaybına kadar ciddi maliyetlerin bizi beklediğinin farkındayız.

İş kazasını önlemek, bedelini ödemekten daha ucuz ve kolaydır. Öyleyse işveren olarak, neden üstümüze düşen görevi yapmaktan imtina edelim ki?

Bir işveren olarak da, bir insan olarak da çok iyi farkındayız ki; evine sağlıklı dönebilmek her çalışanımızın en temel hakkıdır.

Farkında olduğumuz bir başka husus daha var ki, O da kültürümüzde yerleşmiş olan “bana bir şey olmaz” algısının çözümü zorlaştırdığı. Bu aşamada çalışanlarımızın da kendi sorumluluğunu bilmesi ve yerine getirmesi kuşkusuz büyük önem taşımaktadır.

Verilen, eğitim ve talimatlar doğrultusunda, kendisinin ve diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemek,

İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç vb. kurallara uygun şekilde kullanmak,

Önleyici tedbirleri almak gibi.

OECD’nin yaptığı bir çalışmada; çalışma ortamı, saatleri, sağlık koşulları dikkate alınarak yapılan iş hayat dengesi endeksinde; Türkiye 38 ülke içinde sonuncu sırada olup, Hollanda, Danimarka ve Fransa ilk üç sıradadır. Endekste; geride kalan ülkelerin, meslek hastalığına yakalanma riski de yüksek diye not düşülmüş.

Tespit önemli dedik ama tespiti yapacak, meslek hastalıkları hastanesi ne yazık ki ülkemizde İstanbul, Ankara ve Zonguldak’ta olmak üzere 3 tanedir. İzmir’de sadece Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde ana bilim dalı olarak hizmet verilmektedir ki bu da yetersiz kalabilmektedir.

Bugün Ege Bölgesi ülke sanayi üretiminin %13’ünü karşılarken, bölge nüfusunun %28’i de sanayi sektöründe istihdam edilmektedir. Ancak, bölgede herhangi bir meslek hastalıkları hastanesi bulunmamaktadır.

Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak; 2013 yılında İzmir’de bir Meslek Hastalıkları Hastanesi açılmasına ilişkin girişimlerimiz ne yazık ki sonuçsuz kalmıştı. Zirve vesilesiyle talebimizi bir kez daha iletmek isterim.

Konuşmamı burada tamamlarken, “Kaza temenni ederek değil, tedbir alarak önlenir” diyor ve sağlıklı günler dileği ile saygılarımı sunuyorum.

Ender YORGANCILAR

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı 

Başkana Ulaşın