08.12.2022 EGE EKONOMİK FORUM AÇILIŞI

Sayın Valim,

Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım,

Değerli Başkanlar,

Değerli Hazerun,

Basınımızın Kıymetli Temsilcileri

Şahsım ve Ege Bölgesi Sanayi Odası adına, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

 

Öncelikle böylesine bir önemli Forumun altıncısının İzmir’de yapılmasını sağlayan, Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı ve Özgencil Grup’a bu kıymetli   emeklerinden ve nazik davetlerinden dolayı çok teşekkür ediyorum.

 

Jeopolitik, Ekonomi, Bilim, Teknoloji, Çevre ve İnsan boyutunda Geleceğin Sinyalleri başlıkları her kurumun, her işletmenin ve her ülkenin üzerinde çalıştığı, strateji geliştirdiği, geliştirmesi de gereken geleceği şekillendiren temel başlıklardır.

 

Cumhuriyetimizin ilanının 100. yıldönümü olan 2023 yılına sayılı gün kala ülkemiz açısından ise çok daha kritik ve çok daha anlamlı başlıklar.

 

Pandemi öncesi geleceğe dair çok daha heyecanlı iken bitmeyen salgın dalgası, savaş, yavaşlayan küresel ekonomi, yüksek enflasyonun artırdığı riskler, emtia fiyatları, enerji krizi derken kara bulutlar ne yazık ki, karamsarlığı hakim kılmaktadır.

 

Bir yanda Avrupa’ya fabrikaları kapattıran, dengeleri bozan bir enerji sorunu ılıman kış ikliminde daha az etkili iken, diğer yanda Çin’in, konut piyasası çöküşüyle ve sıfır covid politikasının getirdiği istikrarsızlıkla mücadele ediyor olması ve küresel enflasyon sınırları aşan sorunlara neden olmaktadır.

 

Ford, yılın üçüncü çeyreğinde maliyetlerinin tahmin ettiğinden 1 milyar dolar daha yüksek olduğunu bildirmiş ki, bu ikinci çeyrekte düzeltilmiş işletme kârının yaklaşık %25'ine eşdeğer bir artış.  Düşününüz ki, bizde üretici fiyat endeksi %140’larda. Üreticilerimizin karşı karşıya kaldığı maliyet artışı, sanayide sürdürülebilirliği, bu da ekonomik performansı etkilemesi açısından çok önemlidir.

 

Şimdi, bu sıcak gerçeklere rağmen, elbette önümüzü geleceğe de dönmemiz gerekiyor. Sorunlar, krizler her zaman olasıdır. Ancak, geleceğin sinyallerini bugünden doğru okuyup, ona göre adım atıp her alanda daha güvenli bir ekosistem oluşturmamız ideal olandır.

 

Söz konusu ekosistem için uluslararası uzmanların hazırladığı raporlar, bizlere rehberlik etmektedir.

 

Örneğin, Schaeffler Grubu’nun Geleceğin Trendleri olarak gördüğü 5 başlık bize daha geniş bir perspektiften olaylara bakmamızı sağlıyor.

 

  1. Sürdürülebilir ekonomiyi tehdit eden iklim değişikliği:
  2. Temiz enerjilerle çalışan yeni elektrikli mobilite teknolojileri ve otonom sürücüsüz araçlar
  3. Üretimde yapay zeka esaslı otonom üretim
  4. Verilerin üretilmesi, işlenmesi ve paraya dönüştürülmesi,
  5. Küresel ekonomiyi etkileyen demografik değişimin, üretim ve teknoloji merkezinin Asya’ya kaymasına sebep olması.

 

Bugünün konuları ile mücadele ederken, bu başlıklarda geliştireceğimiz stratejiler de, bizleri geleceğe hazırlayacaktır.

 

Değerli Hazerun,

Bu 5 madde çok açık. Biz bu doğrultuda ne yapıyoruz? 5 madde içinde, iklim değişikliğini kısmen bir kenara koyduğumuzda diğer 4’ünde de gördüğümüz ortak tek bir şey var. NİTELİKLİ İŞGÜCÜ ihtiyacı.

Sürücüsüz araçları da, otonom üretimi de, verilerin işletilmesini de sağlayacak olan nitelikli işgücüdür. Demografik değişim ise işgücünü direkt şekillendiren husustur.

 

Ülkemizin en büyük avantajı olarak saydığımız demografik fırsat penceremiz ve nitelikli işgücümüz ise son yıllarda ülkeyi terk ediyor.

Bununla birlikte, eğitim sistemimiz hiçbir şekilde günün ihtiyaçlarına cevap vermezken, inovasyonda, arge’de rakiplerimizin gerisinde kalırken ve en verimli yaş aralığındaki gençlerimizin üçte biri atıl iken, biz inovasyonu, Sanayi 4.0’ı, Eğitim 4.0’ı nasıl hayata geçireceğiz?

 

Cevap bekleyen başka sorular da var. Üniversitelerimizi iyi oldukları alanlarda, bulunduğu bölgenin sanayisine hizmet edecek şekilde, ilgili sektörlerde uzmanlaşmasını sağlayabiliyor muyuz? İhtisas üniversiteleri oluşturup, mukayeseli üstünlükleri olan branşlara ağırlık verebiliyor muyuz? Sürdürülebilir üretimi sağlayacak işgücünü meslek liselerinde yetiştirebiliyor muyuz?

 

Elbette, soruları artırmak mümkün. Ancak, kanayan yaramız olan eğitim sisteminin bir an evvel ülkemizin kalkınmasını, zenginleşmesini sağlayacak, katma değerli üretimi yapacak, ahlaklı, nitelikli, iyi bireylerin yetişmesini sağlayacak bir yapıya bürünmesi ve siyaset üstü bir anlayışın hakim olması zaruridir.

 

Aksi takdirde, bizler bu toplantılarda aynı şeyleri söylemeye devam ederiz. Tabi bu arada, gelişmiş ülkelerle aramız açılırken, gelişmekte olan rekabet halinde olduğumuz ülkelerin de gerisinde kalmaktan kaçınamayız.

 

Aslında söyleyecek, konuşacak konumuz çok. Dünyanın, jeopolitik, siyasi, ekonomik ve toplumsal açıdan evrildiği, dönüştüğü bir süreçte, bizler artık temel konuların ötesini tartışmak zorundayız.

 

Konuşmamın başında da belirttiğim gibi evet kara bulutlar hakim olsa da, yüzyıl önceden bugüne ışık tutan vizyonu ile Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.”

 

Umutla, ortak akılla, Ege Ekonomik Forum’un ufuk açıcı, verimli geçmesi ile dileği ile konuşmamı tamamlamak istiyorum.

 

Saygılarımla,

Ender YORGANCILAR

Yönetim Kurulu Başkanı

 

 

 

 

Başkana Ulaşın