08.12.2018 III. ATLAS GELECEĞİ KONUŞUYOR: “Sanayinin geleceği ve endüstri 4.0"

 

Çok Değerli Konuklar, Değerli Öğrenciler

Basınımızın Kıymetli Temsilcileri,

Ege Bölgesi Sanayi Odası adına, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Bugün, sizlerle sanayiyi ve sanayinin geleceğini konuşacağız.

 

Önce hızlıca İzmir’de sanayi potansiyeline bakalım.

Ülke ihracatının %6’sı, ithalatının %4,2’si, istihdamının %5,7’si, vergi gelirlerinin %11’i, tarım ürünleri ihracatının %13’ü, kurulan şirketin %6,3’ü İzmir’den karşılanmaktadır.

13 OSB, 5.000 sanayi kuruluşu, 2 serbest bölge, 4 teknoloji geliştirme bölgesi ve 74 ar-ge merkezi ile ülke sanayi üretiminin %7-8’i İzmir’den karşılanmaktadır. Bu potansiyel, bölge sanayinin de %35’ine denk gelmektedir.

Bölgemizde yükselen sektörlere baktığımızda;

Bilgi ve İletişim Teknolojisi, Sağlık Biyoteknolojisi, Akıllı/Teknik Tekstil, Makine Sanayi ve Yenilenebilir Enerji geleceği şekillendirmek açısından rekabet gücünü artırmada, katma değerli üretimde ciddi bir avantaj barındırmaktadır.

İzmir, imalat sanayinde yabancı sermayenin tercih ettiği ilk il olup, net beyin göçünde de 1. sıradadır. Bu iki tercih özellikle de yenilik ekosisteminin oluşması açısından çok kıymetlidir.

Bu kapsamda; üniversiteleri, nitelikli işgücü, güçlü sanayi yapısı ve teknolojiye adaptasyonu ile İzmir’in bir Silikon Vadisi olması gerektiğini de yıllardır savunanlardanız. İzmir teknoloji üssü bu anlamda bizim vasatlıktan çıkış umudumuz olacaktır.

Burada, KÜRESEL PAZARA ENTEGRE OLABİLMİŞ BİR BAŞARI HİKAYESİ, bizi bir adım öteye taşıyacaktır.

Ülkemiz, bugün üretim kapasitesi ve niteliği açısından gelişmiş ülkeleri takip eden ülkeler arasında gösterilmektedir. Rehberimiz akıl ve bilim olursa, yaratacağımız başarı hikayeleri ile takip edilen ülke sınıfına neden geçmeyelim ki? Ve neden Bölgemiz buna öncülük etmesin ki?

Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak, son 5 senedir bu farkındalıkla Sanayi 4.0’ı gündemde tutuyor ve hazırladığımız yayınlarla, çalışmalarla, toplantılarla tüm kesimlerin bilgilenmesine katkı koymaya çalışıyoruz. O nedenle de, bu tür toplantıları çok faydalı görüyor ve mümkün mertebe katılmaya çalışıyorum.

Sizlere burada Sanayi 4.0’ın ne olduğunu anlatmayacağım. EBSO olarak NEDEN önemsediğimizi ve neden önemsenmesi gerektiğine dair görüşlerimizi paylaşacağım.

Öncelikle, bireylerden, sanayiciye, şehirlerden devletlere kadar geniş bir kullanım alanı olan ve etkileri olumlu ve olumsuz anlamda yıkıcı olan bir dönüşüm ile karşı karşıyayız.

Düşününüz ki, geleneksel fabrikalardaki üretim süreçleri tamamen beden gücüne dayanırken, makinelerle başlayan değişim günümüzde tamamen otomasyona dayanmakta, bilişim ve akıl gücü ön plana çıkmaktadır.

Üretim teknolojilerinden iş yapış şekline, işgücünden eğitime kadar çok keskin bir dönüşümden bahsediyoruz. Hal böyleyken, böylesi bir dönüşümün gerisinde kalmak zaten zorlaşan rekabet gücünün de gerisinde kalmak ve hatta yok olmak demektir.

İşte bu nedenle, yani ayakta kalmak için, mücadele etmek için Sanayi 4.0’ı yakalamak zorundayız. Sanayici olarak ben iş yapış şeklimde diretirsem, dijitalleşmeye kapılarımı kapatırsam sizce ne kadar dayanabilirim?

1 yıl-5 yıl -10 yıl? Teknoloji o kadar hızlı gelişiyor ki, bugün bunu kestirmek bile çok zorlaştı.

NEDEN? sorumuzun cevabını aramaya devam edelim.

Bir ülke düşününüz ki, teknoloji tüketiminde dünyada ilk sıralarda ve hatta akıllı telefon kullanımında 1. sırada.  Ama Avrupa Komisyonu tarafından, 21 ülkeden 3.300 okulda, 60 bin öğrenci (13,5 yaş) üzerinde yapılmış araştırmada; veri işleme, bilgisayar okuryazarlığı ve buradan çözüm üretmede son sıralarda.

Birçoğunuzun bildiği gibi Eğitim ölçümünde kalitesi tartışılmayan PISA testinde de, son sıralardayız.

Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak; kendimize misyon edindiğimiz Sanayi 4.0 sürecini anlatırken, her zaman Eğitim 4.0’ın altını çizdik ve ayrı düşünülemeyeceği vurgusunu yaptık.

Çünkü, Sanayi 4.0’da makineleri birbiri ile konuşturacak olan da, süreçleri birbiri ile bağlayacak olan da, yapay zekayı var edip geliştirecek olan da insandır. Yani, yazılımı yapacak olan kanlı, canlı insan.

Peki, böylesi bir işgücü yetiştirirken yine hep altını çizdiğimiz KODLAMA eğitimini anaokulundan itibaren zorunlu tutuyor muyuz?

Üniversitelerimizdeki atıl bölümlerin yerine yeni mesleklere yönelik bölümler açtık mı? Meslek liselerimizde bu teknolojiye uygun dersler koyduk mu?

Demografik fırsat penceremiz var ama sizleri bilim ve eğitim stratejilerimizle ne kadar besleyebiliyoruz?

Bakınız, ABD’nin milli gelirinin %8’i yazılım sektöründen gelmektedir. Yani, bu rakam Türkiye milli gelirinin yaklaşık 2 katı.

Ülkemizde ihraç edilen bir ürünün kg’ı 2008 yılında 1.54 Dolar iken 2018’de yeniden 1.26 Dolara kadar gerilemiştir. Biz ne zamanki kg başına ihracatı 4 dolara çıkarabilirsek o zaman yol almış olabiliriz.

İzmir’de üretilen giyim eşyaları imalatının kg başına ihracat fiyatı ülke genelinde 19 dolar iken İzmir’de 25 dolar. Elektrikli teçhizat imalatı ülke genelinde 4,6 dolar iken İzmir’de 6,2 dolar. İzmir’de hava taşıtları ve uzay taşıtları aksam ve parçasının kg başına ihracat değeri 45 dolar. Bizim yönelmemiz gereken nokta burasıdır.

İşte bu nedenlerle, bu dönüşümü çok önemsiyoruz ve lütfen sizler de önemseyiniz.

Dahası bugün Arabistan’dan, Birleşik Arap Emirlikleri’ne Katar’dan Dubai’ye kadar birçok Ortadoğu ülkesinden Asya’ya ülkelerine kadar dijital şehirler kuruluyor.

Konuyu şirketlere indirgediğimizde, dünya genelinde, Sanayi 4.0 ile birlikte 5 yıl içinde birçok şirketin operasyonlarının %70’inden fazlasının dijitalleşmesi beklenmektedir. Dijitalleşmeyi başaranların da, %9 üzerinde sektörlerinde büyüme yakaladıkları gözlenmiştir.

Saymaya çalıştığım bu birkaç neden bile neden önemsenmesi gerektiğini sanırım açıklamaktadır.

Bizler bu farkındalıkla EBSO olarak bir kitap hazırladık ve dedik ki “Uyum Sağlayamayan Kaybedecek” ve ardından “Sanayi 4.0 Eğilim Anketi” hazırladık Üyelerimizin Sanayi 4.0 farkındalığında ve dijitalleşme seviyesinde nerede olduklarını tespit etmeye çalıştık.

Ankete katılanlar tarafından Sanayi 4.0’ın %89,4 oranında fırsat olarak görülmesi, firma eğilimlerinin pozitif yönde olduğunu gösterdi. Ancak, üyelerimizin sadece %2,4’ü Sanayi 4.0’a ilişkin bir yol haritası hazırladıklarını belirtmişlerdir.

Diğer yandan, dijitalleşmeyi istemelerine rağmen maliyetli olması, gerekli görülmemesi ve nitelikli işgücü eksikliğinden dolayı gündemlerine almadıklarını belirtmişlerdir.

Sevgili Gençler,

Firmaların eksikliğini hissettiği nitelikli işgücünün altını çizmek isterim. Kendinizi bu yeni dünya düzenine, dijitalleşme çağına lütfen hazırlayınız. Becerilerinizi, yeteneklerinizi geliştirin. Sürekli gelişime açık olun. Bu süreci kendiniz için bir tehdit değil, gelişiminiz için bir fırsat olarak görün.

KOBİ’lerin de ısrarla dijitalleşmeyi tüm süreçlerinde sağlamalarını istiyoruz. Çünkü; dijital dönüşüm ile %50 operasyonel verimlilik mümkün, Otomasyonda %41 iyileşme sağlanırken, İş etkinliği %40 artıyor. Müşteri memnuniyeti %34, karar verme hızı ise %30 artmaktadır. Bu oranlar yapılan işleme göre artabilir de. Yani, tamamen hızlı bir iyileşme ve ilerleme süreci dijitalleşme ile mümkündür.

Henüz 2.5 seviyesinde olan bir toplum için, Sanayi 4.0’ı anlatmaya çalışmak, çok kolay değildir. Ancak, teknoloji öyle bir nimet ki, zamanında uyum sağlarsan aradaki açığı kapayabilirsin. Bugün ülkemizin geldiği seviye buna çok müsait. Yeter ki, isteyelim ve yeter ki doğru adımları proaktif bir şekilde atabilelim.

Özetle ifade edecek olursak; ulusal politikalarımız Sanayi 4.0 doğrultusunda güncellenmelidir ki, katma değeri yüksek üretim yapabilmenin koşulları oluşmalıdır ki, yüksek gelirli ekonomiler grubuna dahil olabilelim ve bu gelişmelerin dışında kalmayalım.

Teknolojiyi kullanma alanındaki başarımızın üçte birini üretmek anlamında kullanabilirsek çok önemli bir yol kat edeceğimiz inancındayım.

Konuşmamı burada tamamlarken, “Değişim zordur, sancılıdır. Ama değişimin gerisinde kalmaksa yıkıcıdır.” diyerek sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

 

Ender YORGANCILAR

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı

 

 

Başkana Ulaşın