08.11.2013- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı “6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, İlgili Yönetmelikler ve Çalışma Hayatı” Bilgilendirme Toplantısı

ÇSGB- 6331 SAYILI İSG KANUNU, İLGİLİ YÖNETMELİKLER VE ÇALIŞMA HAYATI BİLGİLENDİRME TOPLANTISI, 08.11.13
 
Sayın Müsteşarım,
Sayın Genel Müdürüm,
Sayın Bakanlık Yetkilileri,
Sayın Başkanlarım, İl Müdürlerim,
Değerli Katılımcılar,
Değerli Basın Mensupları,
 
Ege Bölgesi Sanayi Odası adına, sizleri saygıyla selamlıyor, hoşgeldiniz diyorum. Bugün, iş sağlığı ve güvenliği ve çalışma hayatına ilişkin önemli konular hakkında üyelerimizi bilgilendirmek amacıyla, desteklerini bizlerden esirgemeyerek Odamıza gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Sn. Fatih ACAR başta olmak üzere tüm Bakanlık temsilcilerimize teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum.
 
Biliyoruz ki, sanayileşme, teknolojik gelişme ile birlikte hızlanmakta, bunun sonucunda ortaya çıkan toplumsal refah ve ekonomik iyileşme çalışma yaşamında bazı sorunları da beraberinde getirebilmektedir.
 
Ülkemizde ne yazık ki, her gün ortalama 172 iş kazası meydana gelirken, bunların 3’ü ölüm ve 6’sı iş görmezlikle sonuçlanmaktadır. Bütün bu olumsuzlukları önlemek amacıyla, Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, iş sağlığı ve güvenliği bilincini arttırmak ve çalışma hayatına bu kültürü yaymak amacıyla mevzuat çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalar içinde en önemlisi şüphesiz 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’dur.
 
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu içerisinde yer alan ilgili hükümleri, tek bir kanun içinde toplamıştır. Yeni Kanun ile gelen, en önemli değişiklik, proaktif yaklaşımdır. Yani, olay olduktan sonra müdahaleyi değil, önleyici ve iyileştirici bir anlayışı benimsemiş olmasıdır.
 
Değerli Konuklar,
 
Bizler sanayiciler olarak, gerek işyerlerimizin ve çalışanlarımızın huzur ve güvenliğinin sağlanması, gerek ülke ekonomimizin iş kazaları dolayısıyla taşıdığı yükten kurtulabilmesi amacıyla söz konusu kanunun uygulanması açısından ciddi sorumluluklar taşıdığımızın farkındayız.
 
Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak Endüstri İlişkileri Çalışma Grubumuz aracılığı ile hızla yenilenen ve yeni tedbirlerle genişletilen mevzuata uyum sağlama konusunda oldukça hassas davranıyor, konuyla ilgili birçok bilgilendirme toplantısı düzenliyoruz. 2009 yılından bu yana, Bakanlığınızın taşra teşkilatının da büyük destekleri ile 28 adet bilgilendirme toplantısı düzenlenmiş olup, bu toplantılarla birçok sanayiciye ulaşılmıştır.
 
Ancak AB Mevzuatına uyum çalışmaları kapsamında, çok sık aralıklarla bu kanuna bağlı olarak yönetmelikler çıkmakta ve birçok konuda önemli düzenlemeler getirmektedir. Bu düzenlemeler, biz işverenlere ciddi sorumluluklar yüklemektedir.
 
Bizler, tüm mevzuata uymak için elimizden geleni yapmaya çalışsak ta, bu kadar hızlı tempoda çıkan mevzuata uymakta zorlanıyoruz. Bu durum bazı sanayicilerimizin iş durdurmaya kadar varan ciddi durumlar ile karşı karşıya kalmasına sebep olabilmektedir.
 
Yürürlükte olan mevzuat ile ilgili yaşanan konular ve çözüm önerilerimizden örnek vermek istiyorum:
 
1)     Kanun’da, İSG hizmetlerinin işletme içerisinden yürütülmesine yönelik işletmelerde uzun yıllardır iş güvenliği uzmanı olarak çalışan kişilerin belgelendirilmesine olanak tanıyan düzenlemelere yer verilmelidir.
 
2)     İSG hizmetlerinin sunumu açısından büyük bir potansiyel barındıran ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin kuruluşu konusunda çeşitli kolaylıklar getirilmesinde fayda vardır. Özellikle geçmişte kurulmalarına imkan tanınan ortak sağlık birimlerinde olduğu gibi işletmelerin ve işyerlerinin bir araya gelerek ortak sağlık ve güvenlik birimi kurmalarında fayda görülmektedir.
 
3)     İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı istihdamında 50 işçinin altında işçi çalıştıran yerler de kapsam dahiline alınıyor. Bu durumun özellikle küçük işyerleri için istihdam yükü getireceği açıktır.
 
4)     Kanunda, 1 ila 9 işçi çalıştıran tehlikeli ve çok tehlikeli sınıftaki işyerleri dışında iş sağlığı ve güvenliği alanındaki iyi uygulamalara yönelik hiçbir teşvike yer verilmemesi büyük bir eksikliktir. Bilindiği üzere, belirlenecek sürelerde iş kazası yaşanmayan işyerleri açısından kayda değer prim indirimleri sağlanması, iş sağlığı ve güvenliği maliyetlerinin vergi indirimleri ve avantajlı kredi sağlanması gibi yollarla azaltılması, günümüzde iş sağlığı ve güvenliğinin geliştirilmesinde sıkça başvurulan mekanizmalardır.
 
5)     Kanun ağırlıklı olarak işveren yükümlülüklerini düzenlemektedir. 155 sayılı ILO Sözleşmesi’nin 4. maddesinde de belirtildiği üzere işverenlerin sorumluluğunu “mümkün olduğu kadar” gibi bir ifadeyle sınırlandırmak gerekmektedir.
 
6)     Risk değerlendirmesi yükümlülüğü 1 Ocak 2013 tarihi itibariyle tüm işyerlerinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Ancak söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmesi konusunda büyük güçlükler yaşanmaktadır. Uygulamadaki belirsizlikler giderilene kadar, tehlike sınıfı ve işletme büyüklükleri dikkate alınmaksızın ertelenmesinde fayda görülmektedir.
 
7)     Yönetmeliklerle düzenlenecek konuların azaltılması ve yönetmeliklere ilişkin sosyal taraf görüşlerinin alınması zorunluluğuna kanunda yer verilmesi gerekmektedir.
 
8)     Tatbikatta son birkaç yıldır iş müfettişlerinin (teknik) yaptıkları genel veya önel teftişlerinin grup halinde yapılması ve ay içerisinde aynı işyerine birer hafta aralıklı günlerde birkaç kere gelinerek raporlar yazılmadan önce noksanların ikmal edilmesini sağlayıcı ve öğretip yön gösterici teftiş sistemleri fevkalade başarılı ve olumlu olmaktadır. Bu uygulamanın devamlı olması önlemlerin mahallinde teminini sağlanmasında çok faydalı olacaktır.
 
9)   İşverenler olarak bizler de çalışanımızın hakkının sonuna kadar savunucusuyuz. Ancak eğer çalışana tanınan haklar bizi her seferinde mağdur ediyorsa orada da bizim haklarımız da devreye girmelidir.
 
Tıpkı 15 yıl çalışana kıdem tazminatı hakkı gibi.  Kıdem tazminatını aldıktan sonra aynı sektörde hemen akabinde çalışmaya başlanması doğal olarak haksız rekabet yaratmakta olduğundan bu konuda hassasiyet gösterilmesi ve işvereni de koruyacak şekilde düzenlenmesi sağlanmalıdır. Kıdem tazminatı ile ilgili kanunun, tarafların huzursuzluğunu giderecek şekilde bir an evvel çıkarılması önem arz etmektedir.
 
Değerli Katılımcılar,
 
Değişiyoruz, gelişiyoruz. Bunun sonucu olarak da bu değişime ve gelişime her noktada ayak uydurmalıyız.
 
Dünün teknolojisi, üretim şekli bugün değiştiyse, dünün riskleri de bugün yeni risklere yerini bırakmış demektir.
 
Her mevzuatın eksikliği veya hatalı yönleri ve uygulamada aksaklıkları olur. Hep birlikte, bu risklerin üstesinden geleceğimize inancım sonsuzdur. Ancak bu noktada resmi kurumlarımızdan daha hoşgörülü bir yaklaşım rica ettiğimizin altını bir kez daha çizmek isterim.
 
Daha güvenli ve sağlıklı yarınlarda daha çok çalışmak ve üretmek için Kurumlarımız ile birlikteliğimiz ve diyaloğumuzu sürdüreceğimizi belirtmek isterim. Toplantımızın çalışma hayatımıza olumlu katkılar sunması temennisiyle, sizleri saygıyla selamlıyorum.
 
 
Ender YORGANCILAR
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı
 
Başkana Ulaşın