05.02.2020 ORTAK ÖDÜL TÖRENİ

 

Sayın Ticaret Bakanım, Ruhsar PEKCAN

Sayın Tarım ve Orman Bakanım, Bekir PAKDEMİRLİ

Sayın Valim,

Sayın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanım,

Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım,

Değerli Milletvekillerimiz, Saygıdeğer Konuklar,

Basının Kıymetli Temsilcileri,

Ege Bölgesi Sanayi Odası adına, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz.

Törenimizi onurlandıran, Sayın Bakanlarımıza, Kıymetli Başkanımıza, konularımıza her zaman çözüm ortağı oldukları için tek tek teşekkürlerimi arz ediyorum. İzmir’e hoş geldiniz, şeref verdiniz.

2018 seçimlerinin ardından Sanayi Odası olarak Ticaret Odamız ve Borsamız ile başlattığımız sinerjinin artarak devam etmesini, 3 sebepten önemli buluyorum. Hizmet sağlamakta olduğumuz üyelerimiz için, değer katmamız gereken İzmir’imiz için ve tabi ki kaynaklarımızı etkin kullanmak için.

Sayın Başkanlarıma, bu anlamlı işbirliği için, Sayın Valime, Sayın Belediye Başkanıma her konuda bize sağladıkları destek için huzurlarınızda teşekkürlerimi sunuyorum.

Öncelikle İdlib Şehitlerimize, VAN’da Çığ Felaketinde Kaybettiğimiz Vatandaşlarımıza, Allah’tan Rahmet Ailelerine Sabır ve Baş Sağlığı Diliyorum.

Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak, yıllardır gönülden inandığımız ve küresel ekonominin geldiği noktada BİZLERİ HAKLI ÇIKARAN, “ÜRETİM YOKSA, KALKINMAK HAYALDİR.” Mottomuzu hatırlatmak isterim. Çünkü,

·        Dünyadaki değişim ve dönüşüm sürecinde, küreselleşme tersine bir eğilim izlerken,

·        Bilgi üretimi ve teknolojik gelişme hayallerin ötesinde ilerlerken,

·        Rekabette ve tüketimde tercihler fiyattan ziyade, hızlı teslimata, kişileştirilmiş ürüne ve yeniliğe kayarken,

·        Milyonlarca gencimiz iş ve aş beklerken,

ayakta kalmak ve sürdürülebilir başarıyı yakalamak için daha çok ama daha nitelikli üretmekten başka şansımız kalmamıştır.

Böyle bir süreçte; sanayimiz, KOBİ’lerimiz ve de ülkemiz adına yapısal boyuttaki öncelikli talebimiz, ülkemize sıçrama yaşatacak bir DÖNÜŞÜM STRATEJİSİNİN ortak akıl ile oluşturulmasıdır. Nasıl mı?

 

Eğitim sistemimizden,

Fabrikalarımızdaki üretime,

İhracatımızın sofistikasyonundan,

Şehirlerimizin yönetimine kadar geniş bir perspektifte

BİLGİ ÇAĞINI YAKALAMAK, BİLGİ ODAKLI YAKLAŞIM sergilemek zorundayız. Bunun için de özel sektör-devlet ve üniversite işbirliğinde ortak aklı işletmeliyiz. Unutmayalım ki; yarınlar, dünün ve hatta bugünün bilgisiyle değil, gelecek vizyonuyla kurgulanmaktadır.

Bu husustaki gecikmeli farkındalığımızı gösteren bir veri diyor ki;

İmalat ürünleri ihracatının içinde ileri teknoloji ihracatının payı; Türkiye’de sadece %3,5’larda olup, dünya ortalaması %13’lerdedir. İlk 5 ülkenin ortalaması ise %50’dir.

Aradaki fark, bize cari açık ve artan dış borç olarak geri dönerken, rekabet gücümüzü de zayıflatmaktadır.

Oysa ki, 1947 yılından bu yana dış ticarette açık veren ülkemizde İzmir, NET İHRACATÇI, yani cari açığı kapatan bir şehirdir. Bu katkı, ülkemiz için büyük bir şanstır. İstanbul İzmir otobanı ve yeni projeleri ile atağa geçen İzmir, bazı konularına da çözüm bularak, katkısını artırmak istiyor. Bu amaçla;

 

Ø  Büyük sanayi yatırımları için imara açılacak büyük çaplı arsalara,

Ø  Uluslararası direkt uçuş imkanına,

Ø  Mevcut limanlar etkinleştirilerek ve yeni limanlar eklenerek Liman Kenti olmanın itici gücüne,

Ø  Türkiye ortalamasının üstünde kalarak %14 bandında işsizlik oranına sahip İzmir gibi illerde yatırım teşviği alacak olanlara özel istihdam teşviği verilmesine ve bölgesel yerine katma değere dayalı sektörel teşvik sistemine ihtiyaç duymaktayız.

 

Bu noktada, Sayın Bakanımıza Dikili Tarıma Dayalı İhtisas OSB kurulmasına yönelik destekleri için çok teşekkür ediyorum.

Kalkınmada yerelden küresele döndüğümüzde 2 büyük ekonomi karşımıza çıkıyor. Dengeleri değiştiren Çin’in 2025 Planı ile sanayi devi Almanya’nın 2030 Planı’nda ortak hedef, sıçrama yaptıracak yatırımların desteklenmesidir. Tıpkı, 1970’li yıllarda bunu başarmış olan G.Kore gibi.

Sayın Ticaret Bakanım,

Çok kıymetli gayretlerinizi yakından takip eden birisi olarak özel teşekkürlerimi arz ediyorum. Ülkelerin makro planları da göstermektedir ki, alın terini, akıl teri ile birleştiren firmalar daha etkin desteklenmeli ve cesaretlendirilmelidir. Bununla birlikte;

1.    Gümrük Birliği anlaşmasının bir an evvel revize edilmesini,

2.    Akdeniz ve Karadeniz’in karşı kıyıları da dikkate alındığında, komşu avantajımızın dış ticaret stratejimiz ile bütünleştirilmesini,

3.    Pazar araştırması kapsamında; 1 yılda maksimum 10 yurtdışı seyahat ile sınırlandırılan desteklerin, ihracat kg fiyatına göre revize edilmesini,

4.    Marka ve Turquality programlarının yaygınlaşması  için birlikte çalışılmasını,

5.    Mevcut önemli pazarlara, hedef ve yeni pazarlara düzenli ve daha fazla “ticaret heyetleri” programları yapılmasını,

6.    Akaryakıt, elektrik ve doğalgazın reel sektöre sübvansiyonlu olarak verilmesini,

7.    Know-how sağlayacak doğrudan yabancı yatırımların önceliğinde olan; hukuk, güvenlik ve düşük maliyetler için, ülkemizin daha cazip hale getirilmesini,

8.    Kaynakların verimli ve etkili kullanılması adına sanayi ve tarım envanterinin yapılmasını çok önemsiyoruz.

9.    Ayrıca, 110 ülkede, 162 ticaret müşavirimiz/Ataşemizin sayısının artırılmasını, alternatif pazar arayışlarında çok daha etkin olmaları gerektiğini hep savundum, savunmaya da devam edeceğim.

Yangın yeri bir coğrafyada ve böylesine yıkıcı bir rekabet ortamında, rakipler karşısında çok yüksek düzeylere ulaşan maliyetlere rağmen, üretim sevdasından vazgeçmeyen sanayicilerimizin hakkını teslim etmeliyiz.

Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasına katkı koyan tüm firmalarımızı gönülden tebrik ediyorum.

Tıpkı, Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Vazgeçenler Değil, Mücadele Edenler Tarihe Geçer

İşte biz reel sektör olarak; bu bilinçle çalışıyor, her şartta üstümüze düşeni yapmaya gayret ediyoruz. Biliyoruz ki, çalışacağız, yorulacağız ve üretmekten ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ.

Ama bunu tek başına değil, ortak akılla ve hep birlikte yapacağız. Karar mekanizmalarımız, siyasi irademiz, yetişmiş işgücü ve dinamik özel sektörümüz ile ülkemizi TAKİP EDEN DEĞİL, TAKİP EDİLEN seviyeye getireceğimize olan inancımla, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

 

Ender YORGANCILAR

Yönetim Kurulu Başkanı

Başkana Ulaşın