Sayın Hocalar,
Değerli Öğrenciler,
Sizleri şahsım ve Ege Bölgesi Sanayi Odası adına, sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Üniversitelerimizde konuşmacı olmaktan, her zaman büyük keyif almaktayım. Nazik davetleri için değerli hocalarımıza, rektörümüze teşekkürlerimi sunuyorum.
Sevgili Gençler,
Dervişe sormuşlar;
“İnsanın başına gelecek en güzel şey nedir?”
Derviş demiş ki;
“Herkesin bir şeyler anlatmak istediği şu yalan dünyada, seni dinlemek isteyen birine rastlamaktır.”
Geleceğimiz olan sizlerin karşısında, bugünkü konuşmamı bu bilinçle yapacağımı ve aranızdan birinize bir farkındalık yaratabilirsem, kendimi mutlu sayacağımı bilmenizi isterim.
Küresel ekonominin önemli bir aktörü olan ülkemiz, dünyadaki değişim ve dönüşüme uyum sağlamak zorundadır. Peki dünyada neler oluyor?
Bildiğiniz gibi, üretim, batıdan doğuya kaymıştı. Çin, dünyanın üretim üssüne dönüşmüştü. Çin’in akıllı yükselişi, kopyacılıktan teknolojiye geçişi, Batıyı tedirgin etti ve üretime yeniden talip oldu. Sonuç: Sanayi 4.0 sürecini başlattı.
Yani, iş yapış şeklimizden yönetim anlayışına kadar tüm süreçlerimizi etkileyen Sanayi 4.0, bizleri dijital bireye, dijital fabrikalara, dijital şehirlere dönüştürmekte. Sermayenin ve petrolün yerini veri’nin aldığı bir dünyadan bahsediyoruz.
Sanayi 4.0 süreci ile birlikte herşeyin akıllısını konuşur hale geldik.
2005 yılından bu yana konunun önemini anlatan, Türkiye genelinde bu farkındalığı yaratan biri olarak çok açıkça ifade etmek isterim ki, bu süreç sancılı ama imkansız değildir. Doğru hamlelerle bize de yeni fırsatlar yaratacaktır. Ama konuşmaktan, eyleme geçmek zorundayız.
Peki sizler buna hazır mısınız? Kendinizi nasıl yetiştiriyorsunuz? Burada aldığınız eğitim dışında zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Kendinizi geleceğe hazırlıyor musunuz?
İşte bugün biraz bunları konuşalım istedim.
Sevgili Gençler,
Çok net, çok açık bir tespitimi sizlerle de paylaşmak istiyorum. Alın terini, Akıl teri ile birlikte kullanamayan için zor bir sürece giriyoruz. Bu dönüşümün içinde sizi ilgilendiren başlıkların en başında dönüşen değişen mesleklerin öne çıkması ve akıl teri gelmektedir.
Mutlaka takip ediyorsunuz: Robot koordinatörlüğü, Endüstriyel veri bilimciliği, 3D yazıcı mühendisliği, bulut hesaplama uzmanı, Giyilebilir teknoloji tasarımcılığı ve daha adını bilmediğimiz yeni meslekler ortaya çıkacak.
Deloitte tarafından yapılan bir çalışmada; bugün ilkokula başlayan öğrencilerin, mezun olduğunda %65 oranında adını dahi bilmediğimiz yeni mesleklerde çalışacakları tespit edilmiştir.
OECD tarafından yapılan bir çalışmada da; önümüzdeki yıllarda otomasyon riskinden dolayı Türkiye’deki mesleklerin %60’ının risk altında olduğu tespiti yapılmıştır.
Robotlar, sizin belki de meslektaşınız olacak. Belki de sizin astlarınız olacaklar. Hazır mıyız? Hazır mısınız?
Bu süreçte Akıl terini kullananlar, görüyoruz ki öne çıkmayı başarıyor. Kimler mi?
Amazon, Apple, Google, Microsoft, Samsung. Herbiri Dünyanın en değerli markaları. Teknoloji şirketlerinin öne çıkması ve Ar-ge harcamalarında bu markaların ilk sıralarda yer alması, bir tesadüf olmasa gerek.
Neden? Çünkü, akıl terini, teknolojiyle birleştirerek fark yaratmışlardır.
Görüldüğü üzere BAŞARI, FARK YARATMAKTIR.
Bilgisayarda oyun oynamak da sizin tercihiniz, bir program yazmayı öğrenmek de…Kimse bunun için sizi zorlayamaz.
Bakınız bugün APPLE’ın piyasa değeri, Türkiye Milli gelirini geçmiştir. Düşünebiliyor musunuz? Bir marka, bugün ilk 20 ekonomi içerisindeki birçok ülkenin milli gelirinin üstünde değerli.
Ve ne yazık ki, ülkemizde ihraç edilen bir ürünün kg’ı 2008 yılında 1.54 Dolar iken 2018’de yeniden 1.30 Dolara gerilemiştir. Bir an önce sizin gibi bilinçli gençlerin sisteme dahil olması gerekir ki, biz kg başına 3-4 dolarlara ulaşabilelim.
Bakınız, hala geleneksel üretim yaptığımızı gösteren bir veri de; ileri teknoloji ihracatının imalat ürünleri ihracatı içindeki payının Türkiye’de %3’lerde iken, dünya ortalamasının %18’lerde olmasıdır.
Bu kadar büyük bir farkla nasıl rekabet edebiliriz? Nasıl dış pazarlarda yer edinebiliriz? Nasıl ilk 10 büyük ekonomi içine dahil olabiliriz?
Son yıllarda önemli adımlar atılıyor ancak, temel husus iyileştirilmiyor.
Eğitim sistemimizin sanayi 4.0’ın altyapısını sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesini, ilkokullarımızdan başlamak üzere kodlama eğitiminin zorunlu olmasını, geleceğin mesleklerine yönelik bölümlerin açılmasını, atıl bölümlerin kapanmasını uzun bir süredir talep ediyoruz. Biz buna Eğitim 4.0 dedik ve gerçekleşene kadar da talep etmeye devam edeceğiz.
BİLGİ’NİN DEĞERİ/ ALINTERİ İLE BİRLİKTE AKIL TERİNİN ÖNEMİ’ne ilişkin ilginç bir hikaye:
Bir fabrikada imalat hattında bozulan makine için uzman çağrılır.
Uzman gelir çekiçle makinaya yaklaşır, makinanın belli bir noktasına dikkatlice sert vurur. Makina hemen çalışmaya başlar ve hiç bir arıza olmamış gibi devam eder. Fabrika tekrar üretime geçmiştir.
Ancak bir sorun vardır. Fatura, 1.000 USD gelmiştir. Hemen ayrıntılı döküm istenir. Makinaya çekiçle vurma bedeli …1$ Nereye vuracağını bilme bedeli…999$ Toplam…… 1.000$
Sizler, bu sıralardan mezun olduğunuzda, Atamızın güvendiği, inandığı siz gençlerimizden beklentim; Bilgiyi kullanmanın ayrıcalığını tatmanızdır.
Sevgili Gençler,
Katma değer yaratmada çok geriyiz. Ancak, Türk girişimcilerimiz bugün Balkanlardan başlayıp, Kafkaslara, Ortadoğu’ya ve Orta Asya’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyaya yayılmıştır.
200’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren Türkiye’nin müteahhitleri de başarıları ile Çin’den sonra dünyada ikinci sırada gelmektedir. Tüm bunlar gurur vericidir. İnsanımızın girişimcilik ruhunun göstergesidir.
Globalleşme süreci ile artan rekabet, girişimcilerin önemini tüm dünyada da bir kat daha artırmıştır.
Bir ekonominin yenilikçi olması aynı zamanda ekonomik kalkınma düzeyi ile de ilgilidir. Bölgesel olarak, Kuzey Amerika'da girişimciler %39 yenilikçi olurken bu oran Afrika’da en düşük olup, %20'dir. Türkiye’de ise müşteri ve ürün odaklı yenilik yapan girişimcilerin oranı %30,1’dir.
Rekabet üstünlüğüne dayalı bir dünya düzeninde, girişimcilerimizin daha etkin olmasına, WhatsApp, Facebook, Google örneklerinin ülkemizde yaratılmasına ihtiyacımız var.
Girişimcilik, fırsatları görebilmek, analiz edebilmektir.
Bugün bir fikriniz varsa, sermayeniz yoksa bu fikri hayata geçirecek size sermaye desteği verecek yeni bir modelle “Startup” olarak veya melek yatırımcılarla yola devam edebilirsiniz.
Gönlümden geçen bu fikirlerin küresel pazarlara taşınabilmesidir.
Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak; “Üretim Yoksa Kalkınmak Hayaldir” sloganıyla, uzun yıllardır yerli üretimin milli bir strateji olarak ele alınmasının gerekliliğini vurguluyor ve özellikle son 5-6 yıldır “Dünyada Her Eve Bir Türk Malı” hayalimi paylaşıyorum.
Bu, neden sizlerle mümkün olmasın ki?
Ancak, çok çalışmamız ve doğru süreçlerin içinde bulunmamız gerektiği de bir gerçektir.
Bakınız, “Amerika’da 46.559 startup varken, Türkiye’de 377 startup yer almakta. Bir işletmenin start-up sayılabilmesi için sahip olması gereken özelliklerin başında, “büyüme yeteneği” geliyor.(Örneğin Uber)
Bu rakamları neden verdim. Çünkü aradaki ekosistem farkını görebilmeniz için.
Bizim de ülke olarak bu girişimcilik ve yenilikçilik ekosistemini yerleştirmemiz gerekmektedir. Aksi takdirde kişi başı milli gelirimiz 10 bin dolarlarda gezerken, ülkemiz de takip eden ülke konumundan öteye geçemeyecektir.
Oysa ki, takip edilen olmamız lazım. Çünkü, bu potansiyele sahibiz.
Bakınız, Dünyanın birçok yerini görmüş biri olarak çok net ifade edebilirim ki, ülkemizden daha güzel bir yer yok. Doğasından, yemeklerine, insanından, tarihi dokusuna kadar cennet bir ülkede yaşıyoruz.
İşte bu topraklarda her şeyi devletten beklememeliyiz.
Sosyal medyadan belki takip edeniniz olmuştur. Kars’ın Boğatepe köyünde bir kadın, Zümran Ömür kıt kaynakları ile sınırlı imkanları ile kapalı bir çevre içerisinde verdiği çaba; onu bugün şehrinin kahramanı yapmış, Çankaya köşküne de çıkartmış, Fransa sarayına da davet ettirmiştir.
Yani, girişimcilik ruhunu cesaretiyle birleştirmiş ve şartlarını zorlayarak başarıyı yakalamıştır.
Siz gençlerimizden beklentimiz tam da böyle bir şey. Zümran Ömür’ün şartları, o işi yapmayı gerektirdi.
Sizler ise eğitimli, teknolojiyi kullanma becerisine sahipsiniz ve bunu ülke menfaatine çevirmeye en yakın kesimsiniz.
Merak edin, kurcalayın deneyin ve BÜYÜK DÜŞÜNÜN. Hayatınızın her anında tükettiğiniz kadar da üretici olun.
Bakın küçük düşünürseniz, diğerlerinden farklı olmayan bir işletmeniz olacaktır. Ama büyük düşünürseniz bir SİMİT SARAYI yaratabilirsiniz. Büyük düşünürseniz, KAHVE DÜNYASI açabilirsiniz. Her ikisi de bizden, bizim özümüzden yaratılmış.
Bilgi sahibi olmadan da fikir sahibi olmayın.
Sevgili Gençler,
Global dünyada sürekli değişim parolası ekseninde dönerken, değişime karşı koymak mümkün değildir. Bir Çin atasözünün de dediği gibi, “Sorun kuyunun derinliği değil, hedefe ulaştırmayan ipin kısalığıdır”. Bu sebeple iş yapış şeklimizi sürekli gözden geçirmeli ve yeni yöntemler geliştirmeliyiz. Değişim, çağımızın öncelikli gereklerindendir. İpinizi uzatmaz ya da değiştirmezseniz, kuyudan su çekmeniz mümkün olmayacaktır.
Bir işveren olarak gençlerden ne bekliyorsunuz diye sorarsanız her şeyden önce analitik düşünme ve sabır diyebilirim. Analitik düşünce, çok yönlü bakış açısı demektir. Teorikten çok pratiğe hizmet eder.
Hayal edin, kendinize güvenin ve zorlukların sizi yıldırmasına izin vermeyin..
Meşhur bir filozofa:
- Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz? diye sorulduğunda:
- Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan, demiş.
Yani, yumurtayı kırmadan omlet yapabilir misin? Bir hedefiniz olmalı ve bu Hedef doğrultusunda bir gayret göstermeniz gerekiyor.
Yarın dünyadan bir ELON MUSK geçti diyecekler. Neden? Çünkü Paypal’ı yaratan, Teslayı kuran, Space X’i de hayata geçiren O. Elon Musk, hayaller kurdu, kendine hedefler verdi ve o hedefleri gerçekleştirmek için de çok çalıştı. Ve sonunda bugün dünya Elon Musk’ı konuşuyor. Yani, hiçbir şey imkansız değildir. Sadece biraz zaman alır. Belki O, 3 yılda başardı belki siz 5 yılda başaracaksınız. Bunu, hayal etmeden ve başlamadan bilemezsiniz.
Unutmayın ki sabır, azim ve kararlılığınız sizi gelecekte hedeflediğiniz noktaya taşıyacaktır.
Aklınızdan hiç çıkarmayın ki; Hayallerinizi gerçekleştirmek için asla geç değil: Bahanelerden kurtulun! Örnek mi?
Hayatta siz neye gönül verirseniz verin yapamazsın diyecekler. Olmaz diyecekler. Hep hayır cevabını verecekler. Ama siz, projenize, yaptığınız işe inanıyorsanız PES ETMEYİN.
Nobel ödüllü yazar Bernard Shaw “Eğer yürüdüğünüz yolda hiçbir engel yoksa, o yol sizi hiçbir yere götürmez” demiş. Engeller de, hatalar da gelişiminiz için en kıymetli vesiledir.
Bunun en güzel örneği, bugün hepinizin bildiği bir restoran zincirinin hikayesidir. 62 yaşında iflas eden bir adam, yaptığı yemekleri tek tek ülkedeki restoranlara tattırarak çok cüzi rakamlara satmak ister. Ancak bir türlü olumlu yanıt alamaz. Ta ki 1.019’uncu restorana kadar. 62 yaşındaki bir adam yılmadan 1.019 restoranı dolaşmış ve başarıya ulaşmıştır. İşte bu adam KFC’nin sahibidir.
Başka bir örnekle devam edelim.
9 yaşından itibaren 9 yıl boyunca İngilizce öğrenmek için her sabah 5’te kalkıp turistleri ücretsiz gezdirerek İngilizce pratik yapan bir çocuk.
Harvard Üniversitesi’ne de 10 kez başvurup ve 10 kez reddedilir. Başvurduğu tam 30 işten ret cevabı alır.
Tercümanlık için gittiği ABD’de tanıştığı interneti Çin’de kullanır. İlk 2 internet sitesi batmasına rağmen, 45 yaşındayken 1999’da bir şirket kurar. Bir apartman dairesinde kurulan bu şirket, milyon $’lık yatırım alır.
Ve bugün geldiği noktada, 85 Saniyede 1 Milyar Dolarlık Satış, 24 saatte 30 milyar dolarlık bir satış başarısı. Fena değil değil mi?
SANIRIM KİM OLDUĞUNU ANLADINIZ. Online alışveriş sitesi Alibaba’nın kurucusu JACK MA. Bugün Çin’in en zenginlerinden olan Jack Ma, 2014’te verdiği bir röportajda “Bugün sahip olduğumuz şey para değil, insanların güvenidir.” Der.
Hayatta hangi konumda olursanız olun GÜVEN çok önemlidir. Ticarette de en büyük erdem güvendir. İnsanlar size güvenmezse iş hayatında var olamazsınız. "İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim." diyen Robert BOSCH’un bu sözünü de daima aklınızda tutunuz.
Ve işinizi yaparken, etik davranmak sizi her zaman bir adım öne taşıyacaktır.
Hayatın içinden örnekler de gösteriyor ki, çalışmaktan imtina etmeyen, deneyen, pes etmeyen, yenilik yaratan karakterler, er ya da geç başarıya ulaşıyor.
Değerli Gençler,
Yürekten inanıyorum ki, özellikle üniversitede okuyan siz gençlerimiz değişimin öncüsü olacaksınız. Heyecan duyulmayan hiçbir iş başarılamaz.
Üstün dehası ve büyük öngörüleri ile yüzyılın lideri olan Ulu Önder Atatürk’ün kazandığı zaferler savaş meydanında başladı. Akılla, bilimle, stratejiyle devam etti. İşte sizlerin üstüne koyacağınız zaferler tamamen akıl terini hayat geçirerek, katma değerli işler yaratarak olacaktır.
VE SON SÖZ (Martin Luther King)
Uçamazsan koş, Koşamazsan Yürü
Yürüyemiyorsan sürün AMA İLERLE
VE TABİ Kİ, KİMSEYİ EZMEDEN, KÜÇÜMSEMEDEN, AYRIŞTIRMADAN İNSAN KALABİLMENİN GURURUNU DA YAŞAYARAK İLERLEMENİZ,
dileği ile sevgilerimi sunuyorum.
İlgilenenler için Twitter adresim: @EYorgancilar
Ender YORGANCILAR
Yönetim Kurulu Başkanı