01.12.2015 DÜNYA GAZETESİ - TÜRK DIŞ YATIRIMLARI PANELİ

 

10. DÜNYA Gazetesi Türk Dış Yatırımları Paneli

“Kuzey Ren-Vestfalya: 1 Numaralı Yatırım Merkezi – Ruhr Metropolü’nde Türk Firmalarını Bekleyen Fırsatlar”

 

Ruhr Metropolü Belediyeler Birliği’nin Sayın Yöneticisi,

Sayın Almanya İzmir Başkonsolosu,

Ruhr Metropolü Kalkınma Ajansı’nın Sayın Genel Müd.&Yönetim Kurulu Başk.

Essen Kalkınma Ajansı’nın Sayın Genel Müdürü,

NRW.INVEST’in Çok Değerli Genel Müdürü,

NRW.INVEST’in Sayın Türkiye Temsilcilik Müdürü

Dünya Gazetesi’nin Sayın Genel Yayın Yönetmeni

Değerli Misafirler,

Kıymetli Basın Mensupları,

Ege Bölgesi Sanayi Odası ve şahsım adına, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Öncelikle konuklarımıza, ülkemize ve güzel İzmirimize hoş geldiniz demek istiyorum.  “10. Dünya Gazetesi Türk Dış Yatırımları” panelinde sizlerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duymaktayım.

800 yıl öncesine kadar uzanan Türk-Alman ilişkilerindeki gelişmelerin, eşine az rastlanır nitelikte olduğunu hepimiz biliyoruz. İki ülkenin, çok yönlü ve güçlü ilişkiler ile birbirine bağlanması, değişen hükümetlere, yenilenen ekonomik düzenin yapısına rağmen sürdürülebilirliğinin sağlanıyor olması dikkate değer bir durumdur.

Kuşkusuz, dünyadaki en güçlü bağlardan birinin ekonomik bağ olması ve Almanya’da yaşayan gurbetçilerimizin varlığı bu ilişkileri daha da sıkılaştırmıştır.

Bugün 220’yi aşan ülkeye, 20 bin çeşit mal ihraç eden ülkemizin, son elli senedir en büyük ticari partnerinin Almanya olması da, zaten bu güçlü bağı ve sağlam temelli ilişkiyi ortaya koymaktadır.

Üretimin Batıdan Doğu’ya kaydığı bir süreçte;

Türkiye, gelişmekte olan ekonomiler arasında en fazla Uluslararası Doğrudan Yatırım çeken 12. ülkesi, Batı Asya Bölgesi’nin lideri ise,

Avrupa’da kullanılan her dört beyaz eşyadan ve her televizyondan biri Türkiye’de üretiliyorsa,

Tekstil, otomotiv gibi sektörlerde uluslararası markalara üretim gerçekleştiriyorsa gerek nitelikli işgücü ve gerekse yatırım ortamı açısından potansiyelini açıkça ortaya koymaktadır.

İzmir de uluslararası doğrudan yatırımlarda önemli bir paya sahiptir.

Şöyle bir gerçek vardır ki, değişen dünya düzeni ile birlikte, artık kalkınma yerelden başlar diyoruz. Neden?

Çünkü, kentlerin ülke gelişimine ekonomik anlamda yaptığı katkıyı ayakları yere basan projeler ile, somut çıktılarla, yaratılan katma değerle daha net algılıyoruz. Tıpkı Kuzey Ren Vestfalya Bölgesi’nin ülke ekonomisine koyduğu katkıda olduğu gibi. Zira, Almanya’da en çok ticaret yaptığımız eyaletin Kuzey Ren Vestfalya Bölgesinin olması da bunun bir kanıtıdır.

Ancak, bir de kentlerin bir ruhu vardır. O ruha uygun bir kültürel yapısı vardır. İzmir, ülkenin üçüncü büyük şehri olup, 2014 yılında en fazla ihracat gerçekleştiren ve vergi ödeyen ikinci şehir olmasının ötesinde taşıdığı ruh anlamında farklılığını çok net ortaya koyan bir şehirdir.

2 hafta kadar önce İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Aziz Kocaoğlu’nun davetiyle gittiğimiz Brüksel’de yaptığımız temaslarda da bunu çok net gördük.  Eğer ki, ülkeler değil de şehirlerin AB yolculuğu olsaydı inanın ki, İzmir yakaladığı standartlar açısından AB’ye giren ilk şehirlerden biri olurdu. İzmir’in demokrat ve dinamik yapısını, vizyonunu, hayat anlayışını, ekonomik zenginliğini gayet iyi biliyorlar. O nedenle, İzmir’i anlatmakta hiç zorlanmadık.

Zaten baktığımızda;

Yabancı sermayeli firmaların en çok geldiği ilk 3 sanayi şehri içinde, İzmir’e gelen firmalar %20 ile imalat sanayinde ilk sırada yer alıyorsa bu ilgide;

  1. İzmir’in yabancı sermayeye sunduğu imkanlar ve
  2. Benzer iş yapma kültürü bulunmaktadır.

Bu küçümsenmemesi gereken önemli bir ayrıntıdır.

İzmir’deki Alman sermayeli yatırımlar da, bu avantajı yakalayanlardandır.

Bu anlamda, bugünkü panelimiz, iki bölge özelinde ticari işbirliklerini güçlendirmeye hizmet etmesi açısından çok önemlidir.

Ekonomileri tetikleyenin öne çıkan şehirler olduğu inancıyla, İzmir’in de bu potansiyeli fazlasıyla taşıdığı düşüncesindeyim. İzmir’in ayrıcalıklarının da her zaman Türkiye için bir şans olduğunu ifade etmekteyim. Burada da, büyük bir gururla tekrarlamak isterim.

O nedenle, her iki bölgemizin avantajlarını, sunduğu imkanları birbirimize iyi anlatmayı ve yapacağımız yatırımlarla, ülkemizin zenginliğine daha fazla katkı sunmayı çok önemsiyorum.

Tıpkı ülkelerimizin yıllardır başarıyla yürüttüğü karşılıklı KAZAN-KAZAN ilkesini bizler de kendi bölgelerimiz de başarabiliriz. Güçlü bir sanayi altyapısı ve dinamik bir işgücü her iki bölgenin değerlendireceği önemli fırsatlardır.

Birbirimizin güçlü ve farklı sektörleri ile gelişip, ortak yönlerimizle daha sıkı bir bağ kurabiliriz. Genlerimizin ve tarihi birlikteliğimizin buna çok müsait olduğu inancındayım.

AYNI DİLİ DEĞİL, AYNI DUYGUYU PAYLAŞANLARIN anlaştığını düşündüğümüzde, iki bölgemiz de güçlü işbirlikleri kurma potansiyeline sahiptirler. Sadece bir kıvılcıma ihtiyaç duyulur bazen. Bu panelimizin de bu kıvılcımı ateşleyeceğine yürekten inanmaktayım.

Bu nedenle, gerek Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı olarak; gerek TOBB Başkan Yardımcısı ve gerekse DEİK, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Yönetim Kurulu Üyesi olarak ifade etmek isterim ki; hem bürokrasi ayağında,  hem de yatırım aşamasında ihtiyaç duyulan her türlü desteği sağlamaya hazırım.

Panelimizde; Kuzey Ren Vestfalya eyaleti ve Ruhr bölgesinin avantajları ve yatırım fırsatları bizlere aktarılacağı için ben de müsaadelerinizle, çok kısa İzmir’le ilgili bazı bilgileri paylaşmakta fayda görmekteyim.

Tarımdan, sanayiye, turizmden, eğitime ve ticarete kadar çok zengin bir kent kimliğine sahip İzmir; yer altı kaynaklarının zenginliğiyle, hinterlandı geniş liman sahasıyla, ucuz ve nitelikli işgücüne sahipliğiyle, bünyesindeki 9 üniversitesi ve üniversite-sanayi işbirliği ortamıyla, 13 OSB’siyle, yüksek kapasiteli Serbest Bölgeleri ve Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile ülkemizin en büyük ve en önemli kentlerinden biri olma misyonunu kazanmıştır.

Bununla birlikte üç kıtaya ve 48 ülkeye 1,5 milyar insanın bulunduğu bir destinasyona 3 saatlik mesafede yer almaktadır.

ABD’deki Brookings Enstitüsü’nün 200 metropol ekonomi listesinde; İzmir 4. sırada yer alıyorsa,

Çinli yatırımcılar İzmir'i, 'dünyada yatırım yapılabilecek en uygun şehirlerden birisi' olarak seçiyorsa,

Dünyanın en büyük Uluslararası Mermer Fuarı, Gelin Damat Fuarı, Turizm Fuarı ve 84 yıldır İzmir Uluslararası Enternasyonel Fuarı’na İzmir evsahipliği yapıyorsa tümü bir tesadüf olamaz.

Yenilenebilir enerji, lojistik ve otomotivde önemli bir potansiyel arzeden Kuzey Ren Vestfalye Bölgemiz yatırımcıları için İzmir, özellikle bu sektörlerde sunduğu teşvik imkanları ile önemli bir partner adayıdır. Detaylara Podyum Sohbeti Bölümümüzde yer vereceğim.

  • İzmir-İstanbul ve İzmir-Ankara hızlı tren projeleri,
  • Demiryollarının OSB’ler ile bağlantılarının kurulması,
  • İzmir’in lojistik merkezli yapı oluşumu,
  • Dünyanın 10. büyük Limanı olacak olan Çandarlı Limanı,
  • Kruvaziyer ve yeni yat limanları ile İzmir yeni yatırımlara evsahipliği yapmaya hazırdır.

İzmir, ülkemiz için her zaman ekonomik gücü ile birlikte; umudun, barışın, hoşgörünün yaşatıldığı bir şehirdir. O nedenle, sizleri şehrimizde ağırlama fırsatını veren Dünya Gazetesi ve NRW Invest yetkililerine teşekkür ediyor, dostluğumuzun ve birlikteliğimizin artan işbirlikleri ile zenginleşmesi dileğiyle, saygılarımı sunuyorum.

 

Ender YORGANCILAR

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı

 

 

 

Başkana Ulaşın